13 Şubat 2023 13:04

Afet Uzmanı Kubilay Kaptan: Bir hafta sonunda, ilk üç günde ulaşılması gereken hedefin gerisine düştük

Afet Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan: "Yedinci günün sonunda, maalesef geç kalınmış bir arama kurtarma çalışması var görünürde. İlk üç günde ulaşılması gereken hedefin çok gerisine düşmüş durumdayız."

Fotoğraf: Berfin Güler/Evrensel

Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
İstanbul

Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremin ardından başlayan arama kurtarma çalışmalarının yedinci gününe gelindi. Yedinci günde can kaybı 31 bin 643’ü buldu, 80 binden fazla depremzede yaralandı ve binlerce bina yıkıldı. Bir hafta boyunca AFAD ve ilgili devlet kurumları arama kurtarma ve bölgeye lojistik destek sağlama konusunda eksik kalmaları nedeniyle eleştirildi. Depremin sekizinci gününde Evrensel’e konuşan Afet Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, “Yedinci günün sonunda, maalesef geç kalınmış bir arama kurtarma çalışması var görünürde. İlk üç günde ulaşılması gereken hedefin çok gerisine düşmüş durumdayız. İnsanların kendi başında yanındaki araç-gereç ve gıdalarla hayatta kalabileceği dönemi maalesef geçtik” dedi.

“GEÇ KALINAN HER AN CAN KAYBI OLARAK DÖNÜYOR”

Yedi gün sonunda, şehirlerin bazı noktalarına arama kurtarma ekipleri yeni girdi, hâlâ yardım ulaşmayan bölgeler var. Afet Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, “İlk üç gün içerisinde arama kurtarma çalışmalarının tamamlanmış, enkaz kaldırma çalışmalarının planlanması ve başlaması lazımdı. İnsanların da geçici barınma yerlerine geçirilmiş olması gerekiyordu. Fakat tepki vermekte çok geç kalındığı için, bu gecikme bize can olarak, yeni yaralanmalar olarak geri geldi” ifadesini kullandı.

Alanda hâlâ lojistik destekte sıkıntılar olduğunu ve bunlara geç kalınma lüksünün olmadığını belirten Kaptan, mevcut durumu “Artık insanların geçici konutlara yerleştirilmesi; çocuklar başta olmak üzere psikolojik destek sağlanması; gıda, elektrik, içme suyu, iletişim anlamında sıkıntı yaşanmaması; insanların hızlıca enkazdan çıkarılması; bölgede hizmet veren insanların sağlam bir biçimde orada durabiliyor olması, kapanmış yol olmaması, havaalanlarının çalışıyor olması gerekirken bunlar ancak birinci haftanın sonunda yavaş yavaş gerçekleşmeye başladı” diye anlattı.

“MAALESEF ARTIK ENKAZ KALDIRMALAR BAŞLAYACAK”

Kaptan, bu ihtiyaçların sağlanamamış olmasının hasarı büyüttüğünü vurgulayarak bu noktadan sonra mecburen enkaz kaldırma çalışmalarına başlanacağını söyledi. Kaptan bu durumun enkaz altında kalan insanların cenazelerinin resmi sayılara eklenmemesi anlamına geldiğini belirtirken enkaz kaldırma çalışmaları yapılırken bölgede insan olmaması gerektiğine dikkat çekti. Kaptan, “Plansızlık ve programsızlıktan, daha önce böyle bir deprem öngörülmesine ve ne kadar insanın açıkta kalacağı bilinmesine rağmen bu insanları koruyacak geçici konutlar ortada olmadığı için, depolar son derece eksik olduğu için, belki de Kızılay’ın prefabrik fabrikasının prototipleri daha fazla yurt dışına gönderildiği için insanlar yurtlara gönderilip bir de eğitime ket vuruldu” diye ekledi.

“OKULLAR AÇILSIN, PSİKOLOJİK DESTEK SAĞLANSIN”

Bundan sonra ne yapılması gerektiğini sorduğumuzda ise Kaptan, “Okulların bir an önce açılması ve hastanelerin eski haline getirilmesi lazım. Psikolojik destek ünitelerinin hemen kurulup işlevsel hale getirilmesi lazım. Bölgede çalışan ve kamu düzenini yürütmeye çalışan insanlar için destek üniteleri kurulması lazım. Bölgeden çıkmak ve bölgeye girmek isteyen insanların oluşturduğu olağan dışı göç hareketinin yönetilmesi gerekir” cevabını verdi.

İlk günlerde olması gereken koordinasyonun şu anda bile sağlanamadığı bir durumda sonraki adımları planlamanın oldukça zor olduğunu söyleyen Kaptani, “Afet planlamalarına, yurt dışındaki örneklere bakarsak yapılacak şeyler belli ama maalesef bunların yapılabileceği gerçek bir organizasyon yok hâlâ. Bunlar hâlâ programlanmış değil” dedi.

TATBİKATLAR NEDEN İŞE YARAMADI?

12 Kasım’da “Çök- Kapan-(Hayata)Tutun” çağrısıyla tüm Türkiye’de eş zamanlı deprem tatbikatı gerçekleştirilmişti. 2019’da “Kahramanmaraş’ta 7.5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem” senaryosuyla yapılan tatbikat gündeme gelmişti.

Kaptan, bu tatbikatların neden bugün sahaya yansımadığını, “Tatbikatlar aşağıdan başlayıp yukarı çıkılarak yapılır. İlk önce kişisel bazda, sonra işyeri, okul, mahalle, ilçe bazında diye gider; en son ülke bazında yapılır. Biz hiçbirini yapmadık, direkt ülke tatbikatıyla başladık. Büyük Türkiye Tatbikatının içi son derece boştu ve hatalarla doluydu. Tatbikatta gösterilen yaşam üçgeni, çök-kapan-tutun gibi şeyler olduğu gibi hatalıydı, resmi makamlardaki insanların gösterimi de hatalıydı. Halkın bir depreme hazır olmadığı belliydi ve böyle de hazır olamazdı zaten ” sözleriyle anlattı.

Türkiye’nin teorik hazırlıkta veya rapor hazırlamakta bir sıkıntısı olmadığını, sorunun bu tatbikatlar yapıldıktan sonra devamının gelmemesi olduğunu söyleyen Kaptan, bu duruma “Mesela ilk gün ağır vinçler gelir; ama ağır vinç var mı, yok. Şu kadar köpekli tim gelir; onlar var mı, yok. Şimdi tatbikatta konuştuğumuz şeylerin uygulamada karşılığı olmayınca halka ve pratiğe dönük olmayan bir tatbikat olarak kalıyor” örneklerini verdi. Kaptan bu durumun, depremin öngörülmesine rağmen hasarların azaltılamamasına sebep olduğunu vurguladı.

ÖNCEKİ HABER

Yağma, talan felaket dinlemiyor: Ayvalık kurtlar sofrasına sunuluyor!

SONRAKİ HABER

2022’de cirosunu en çok inşaat patronları artırdı: İnşaatta ciro artışı yüzde 127!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa