15 Şubat 2023 06:30

Elimiz ellere kavuşacak! 

Ülkenin dört bir yanına yayılan dayanışma, birbirimizin yaralarının ancak birbirimizin sarabileceğini gösteriyor, hem bugün hem gelecekte bize ne yapmamız gerektiğini öğretiyor. 

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ece AKIN 

Ekim Deniz AKARSLAN 

Şişli/İstanbul 

 

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş Pazarcık merkezli gerçekleşen deprem sonucu binlerce yurttaşımız hayatını kaybetti, binlercesi ise enkaz altında yaşam mücadelesi veriyor. Bu deprem sonucu bir kez daha gördük ki kâr hırsıyla deprem vergilerini kapitalistlerin kasalarına aktaran, rant uğruna işçi emekçi aileleri kâğıt gibi evlerde yaşamaya mahkûm eden iktidar, hiçbir sorumluluğunu yerine getirmeyerek neden olduğu bu ağır bilançonun gitgide artmasına sebep oluyor. Çeşitli STK’lar, siyasi parti ve halk tarafından gönderilen yardımların önünün kesilmesi, enkaz altındaki yurttaşlar için sağlanan vinçlerin sınırlarda bekletilmesi ve depremzedelerin bir yardım umuduyla sesini duyurabileceği tek mecra olan Twitter’a erişim engeli getirilmesi ve AFAD tarafınca bölgelere ekiplerin gönderilmiyor oluşu gibi verebileceğimiz birçok örnekle iktidar, halk düşmanı bir tutum takınıyor. Bununla birlikte iktidar ve onun faşist trollerinin bölgede yaşayan göçmen ve mültecilere yönelik ırkçı propagandaları halkın dayanışmasını zedelemeye çalışıyor. 

DAYANIŞMA ÖĞRETİYOR! 

Bunca insanlık dışı eylem ve kararlara rağmen halkın dayanışması, birbirine olan güven ve umudu bu barbarlığın bağrından doğuruyor. Üstündeki hırkasını dahi bölgedeki depremzede yurttaşlara ulaştıran kadın, cebindeki son on beş lirasını tereddüt etmeden veren işçi ve bütün engellemelere rağmen iktidarın falanca kararını tanımayıp depremzede yurttaşlara yardım etmek için yola çıkan madenciler bu ceberut iktidarın karşısına dayanışmasıyla çıkıyor. Şişli Emek Gençliği olarak biz de yukarıda verdiğimiz örnekler ve nicesinden öğrenerek bulunduğumuz her mahallede dayanışmayı ilmek ilmek örüyoruz. Her bir sokaktan yükselen dayanışma elleri çoğalıyor ve depremzede yurttaşların elleriyle buluşuyor. Tam da bu noktada ellerimizde poşetlerle kapı kapı gezerken günümüzü ve geleceğimizi tümden etkileyecek, “Neden mücadele etmeliyiz?​” sorusunun cevabını her umutsuzluğa kapıldığımız an verecek birçok insanla tanışıyoruz.  

Memleketin mevcut atmosferi ve insanların kaygıları derken bir apartman dairesine giriyor ve çalıyoruz kapıları. Çaldığımız kapıyı açan kadın önünde biz gençleri görünce ne olduğunu anlamaya çalışıyor, depremzede yurttaşlar için yardım topladığımızı öğrenince bu felaketin karşısında yalnız olmayışımızın verdiği umutla gözyaşlarını tutamıyor. Böylesi ağır bir sohbete rağmen bizi bekleteceği endişesiyle özür dileyerek vereceği eşyaları poşetlemeye başlıyor. Paylaştığımız bu an etkisiyle elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı bilemediğimiz esnada poşetlediklerini bize veren kadının evinden ayrılıyoruz. Sokağa adım atışımızla çaldığımız diğer kapılarda nelerle karşılaşacağımızı düşünürken mahallenin olağanüstü çabasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Yurttaşlar çağrımızı duyup beşinci kattan yardımını sepetle uzatıyor, yolda yürürken bizi durdurup evlerinden bağışlarını getiriyor, ellerimizdeki yükleri görünce su ve kahve ikram ediyor ve bizi gideceğimiz yere götürmeyi teklif ediyor. Bütün bunlar olurken mahalleliyle sohbetimizde iktidar ve onun böyle bir durumda dahi izlediği halk düşmanı politikalar hakkında konuşmamız, dayanışmanın her seferinde bizlere umut olduğuna ve bütün sorumlulardan dayanışmanın verdiği güçle hesap soracağımız günün yakın olduğu inancına ve fikrine varıyor. 

Bu zor günlerde ördüğümüz dayanışma ve yan yana gelişlerimiz ilk değil, son da olmayacak. Gezi’den Soma maden katliamına, oralardan günümüze hayatlarımızın mücadeleye ve dayanışmaya emanet olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Bulunduğumuz her bir mahalleden ülkenin dört bir yanına yayılan bu dayanışma, birbirimizin yaralarının ancak birbirimizin sarabileceği gerçeğini ortaya koyuyor, hem bugün hem gelecekte bize ne yapmamız gerektiğini öğretiyor. 

ÖNCEKİ HABER

Sorumlusunu tanıyoruz hesabı birlikte soracağız! 

SONRAKİ HABER

Doç. Dr. Halis Ulaş: Sadece afeti yaşayanlar değil tanıklık edenler de travma yaşar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa