Eskişehir’den Elbistan’a uzanan eller: Burada insan gücüne, yardıma çok ihtiyaç var
Eskişehir'den depremin yıktığı Elbistan'a yardıma giden üç arkadaş Evrensel'e konuştu: "Burada insan gücüne, barınmaya ve ilaca çok ihtiyaç var. İmkanı olanlar deprem bölgelerine gelmeli"
Fotoğraf: Evrensel
Cumhur DAŞ
Maraş
Eskişehirli üç arkadaş Murat Yıldız, Alperen Tura, Berk Sever depremzedeler için Eskişehir’de yardım toplayarak, deprem bölgesine göndermişler. "Daha ne yapabiliriz" diye düşünürken, arama kurtarma çalışmalarına katılmaya karar vermişler, tercihlerini de yardımların ulaşmadığı Elbistan’dan yana yapmışlar.
6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından milyonlarca insan seferber oldu. İş yerlerinde, mahallelerde bir araya gelen eller, yıkımın yükünü hafifletmek için var güçleriyle çalışıyor. Binlerce gönüllü de yardım çalışmalarına katılmak için deprem bölgelerine akın etti. O gönüllülerden Eskişehir’den kendi imkanlarıyla Elbistan’a gelen gençler bir haftadır köy köy, sokak sokak gezerek yardım malzemeleri taşıyor.
Elbistan Cemevinde karşılaştığımız Murat Yıldız, depremin ilk günü Eskişehir’de yardım toplayıp gönderdiklerini ancak yaşanan yıkım karşısında bölgeye gelmek istediklerini ifade ediyor. 6 Şubat’ta herkesin çok kötü bir güne uyandığını söyleyen Yıldız, şunları ekliyor: “Yaşananları sosyal medyadan takip ettik. İlk önce toparlayabildiğimiz yardım malzemelerini gönderdik, daha sonra nereye gidebiliriz diye düşündük. Elbistan halkının yalnız olduğunu, arama kurtarma ekiplerinin henüz bu bölgeye ulaşmadığını duyduk. Profesyonel bir ekibimizin olmamasına rağmen en azından bir şeylerin ucundan tutabileceğimizi, bir şeyler taşıyabileceğimizi belki yemek yapabileceğimizi düşündüğümüz için çıktık yola.”
"BARINMA SORUNU ÇÖZÜLMELİ"
8 Şubat sabahı Elbistan’a ulaştıklarını belirten Yıldız, “Gelirken çok fazla iş makinesinin yollarda beklediğini gördük. Bekleme nedenlerini bilemiyorduk, operatör eksikliği diye düşündük kendimizce. Şehre gelince henüz organize olunmadığını, kimin ne yaptığını bilmediğini fark ettik. Enkazların olduğu ana cadde üzerinde halktan insanlar ve birkaç asker vardı. Onun dışında hiçbir ekip yoktu, halk kendi çabalarıyla yıkıntıların üzerinde arama kurtarma çalışması yapıyordu. Cemevinin önüne gelip eşyalarımızı indirdiğimizde de burada da karmaşanın hakim olduğunu gördük. Geçen zamanda da ihtiyaçlarının karşılanmadığını gördük. Enkazlara zamanında müdahale edilmedi. İnsanların barınma sorunu çözülmedi. Yardım götürdüğümüz köylerde de durum aynı. Ayrıca oralarda genç nüfus az olduğundan daha çok yardıma ihtiyaçları var. Birkaç hane birleşip derme çatma yapılarla muşambalarla, sera poşetleriyle barınma ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar” diyor.
"ACİLEN KONTEYNER GELMELİ"
Şehrin genelinde bir organizasyon sorunu olduğunu söyleyen Alperen Tura ise şunları kaydetti: "Düzensizlik, insanları daha çok mağdur ediyor. Buradaki insanlar büyük bir şok yaşadı. Halen enkazlarda yakınlarını bekleyenler var. Dışarda kalan insanlar da soğukla, çöple uğraşıyor. Bazı yerlere AFAD çadırları kuruldu. Ancak dün gece hava eksi 15 derece falandı. Eksi 15 dereceye çadırlar ne kadar dayanır onu da bilmiyorum. Ama bence acilen konteyner gelmeli. Burada çok fazla yardıma ihtiyaç var.”
"GÖÇÜK ALTINDAN KALKAN BİR İNSAN KENDİ YARASINI KAPATAMAZ, DESTEK LAZIM"
Elbistan'a geldiklerinden beri cemevinde de AFAD’da da çalıştıklarını söyleyen Berk Sever de "İlk geldiğimizde halk bir kaos içinde birbirine yardım etmeye çalışıyordu. Şimdi de yapılanların yetersiz olduğunu düşünüyorum. Biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ama daha düzenli bir sistem oluşmalı. Ciddi anlamda barınma ve tuvalet ihtiyacı var. Çöpler sokaklarda birikmeye başladı. İnsanlar altyapının olduğu bir yere yerleşmeli” diyor.
Aşçı olduğunu söyleyen Sever, şöyle devam ediyor: "Buraya aslında ‘Gideriz, en azından insanlara bir yemek yaparız’ duygusuyla geldik. Ama buraya geldikten sonra yemek çok arka planda kaldı. İhtiyaç listesi hazırlıyorduk. Benden istenen ilk şey kefen oldu. İnsanlar çok ağır etkilendi olanlardan. Burada depremzedeler kendi kendilerine bir şey yapamazlar. İnsanların gelip onlara yardım etmesi gerekiyor. Göçük altından kalkan bir insan kendi yarasını kapatamaz. Ona birilerinin destek olması lazım. Burada insan gücüne, barınmaya ve ilaca çok ihtiyaç var. İmkanı olanlar deprem bölgelerine gelmeli.”