DİH’ten suç duyurusu: OHAL ya da hiçbir hal işkenceyi meşru kılmaz

Demokrasi İçin Hukukçular deprem bölgelerindeki şiddet ve işkence olaylarına dair suç duyurusunda bulundu. Ümit Özdağ’ın hedef göstermesiyle başlayan, Erdoğan’ın OHAL’i vesile edip müdahale edileceğini söylemesiyle devam eden ve AKP sözcüsü Ömer Çelik’in “son derece acımasız” olacaklarını itiraf etmesiyle ilerleyen sürecin kolluk kuvvetlerine suç işlettiğini vurgulayan hukukçular “OHAL ya da hiçbir hal işkenceyi meşru kılmaz! Her kademeden sorumlunun cezalandırılması gerekmektedir.” dedi.

DİH’in suç duyurusunda “Yaşanan afet sonrasında meydana gelen ve gelebilecek hukuka aykırı fiiller ile birlikte asayişin bozulması ihtimaline binaen gerek siyasiler ve gerekse de hükümet görevlileri tarafından medya ve sosyal medya üzerinden kamu görevlilerine, konusu suç teşkil eden hukuka aykırı fiiller ile müdahale edilmesi yönünde maddi ve manevi direktifler verilerek işkence suçunun işlenmesine zemin hazırlanmıştır.” denilerek “Nitekim şikayet tarihi itibariyle kamuoyu tarafından işkencenin meşru bir hak olduğu üzerinde algı oluşmasına neden olmuştur. İşkence videoları alenen ve yüceltilerek kayıt altına alınmakta ve paylaşılmaktadır. Unsurları bakımından işkence suçunu oluşturan fiillerin meşru kabul edilmesi hiçbir surette mümkün olmayıp, hukuka aykırıdır. Nitekim hukuka aykırılık, suç tipini ihlal eden hareketin sadece ceza hukukuyla değil, tüm hukuk düzeni aleyhinedir” ifadeleri kullandı.

“HİÇBİR DURUM İŞKENCEYİ MEŞRULAŞTIRAMAZ”

Suç duyurusunda Türkiye’nin tarafı olduğu Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmenin 2. Maddesinde yer alan “Hiçbir istisnai durum, ne savaş hali, ne de savaş tehdidi, iç siyasi istikrarsızlık veya herhangi bir olağanüstü hal işkencenin uygulanması için gerekçe olarak gösterilemez. Bir üst görevlinin veya resmi merciin emri işkencenin haklılığına gerekçe kabul edilemez.” ifadesi de hatırlatılarak “İşkence mutlak olarak yasaklanmış, jus cogens nitelik kazanmış, bu durum uluslararası antlaşmalar ve iç hukukta mutabık kalınmış, sınırlanması ve istisnasının asla kabul edilemez olduğu kabul edilmiştir. Jus cogens nitelik, işkencenin yasak olması ilkesinin çiğnenebilmesi mümkün olmayan, temel emredici nitelik olduğunu ifade etmektedir. Savaş hali, savaş tehlikesi, ulusal güvenliğin tehdit ediliyor olması, siyasi iktidarsızlık, olağanüstü halin varlığını gerektirir durumlar gibi koşullarda dahi işkenceyi haklı kılmaz.” denildi. İşkencenin Anayasanın 17. Maddesi tarafından doğrudan ve açıkça yasaklandığının belirtildiği suç duyurusunda “Bu maddede düzenlenen kişinin maddi ve manevi bütünlüğü hakkına, Anayasa m.15/2 gereğince savaş ve olağanüstü hallerde dahi dokunulamayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla anayasada da işkence yasağı hususunda herhangi bir istisnaya yer verilmemiş, savaş ve olağanüstü halleri de dahil olacak şekilde insan onuru altında vücut bütünlüğü ve dokunulmazlığı anayasal olarak korunmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.

“KAMU GÖREVLİLERİ YARGILANMALI”

“İnsan onurunu en yüksek değer olarak tanımayan bir düzen hukuk devleti olarak tanımlanamaz.” denilen suç duyurusunda şu taleplerde bulunuldu: “Videoların bilirkişi eliyle incelenmesi ile işkence, eziyet, darp, cinayet, suçu suçluyu övme, suç işlemeye teşvik suçlarını işleyen kamu görevlisi ve sivil kişilerin kimliklerinin tespit edilmesine, kimlik tespiti sonucunda ilgili şahıslar hakkında, soruşturma yürütülmesi ve haklarında kamu davası açılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.” (İstanbul/EVRENSEL)