14 Şubat 2023 14:15

Yıkılan kentleri terk eden depremzedeler barınma için sıra bekliyor

Depremlerin ardından evleri yıkılan yüz binlerce yurttaş barınma sorunuyla karşı karşıya. Yıkılan kentlerden barınma ihtiyacı için Mersin'e gelen depremzedelerle konuştuk.

Arşiv | Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel

Paylaş

Mahsun KILIÇ
Mersin

Maraş'ın merkez üslü 7.7 ve 7.6 şiddetinde depreminin ardından 30 binden fazla insan hayatını kaybederken yüz binlerce yurttaş ta geçici barınma merkezlerine yerleştirildi. Mersin Valiliği önünde yerleşmeyi bekleyen depremzedeler ile Yenişehir Belediyesine bağlı olan Fuar alanında bulunan depremzedelerin durumunu konuştuk.

Mersin ikinci çevre yolu üzerinde bulunan Valilik binasının önündeki kalabalık hemen dikkat çekiyor, girişteki kalabalığın yanı sıra insanlar yol kenarlarında da bekliyor. Çimenlerde ailesiyle oturmuş vaziyette olan, Antakya'da evi yıkılan göçmen bir aile de saatlerdir orada bekleyenlerden. Elindeki belgeyi okutmaya çalışırken o sırada tercüme etmesi için telefondaki kişiye Arapça bir şeyler söylüyor ve bana dinletiyor: “Hatay’dan geldik buraya, evimizi yıkıldı. Burada bekliyoruz bize bir şey söylesinler diye ama henüz kimse bir şey söylemedi. Ailemle birlikte yolun kenarında bekliyorum.”

"GECEYİ SOKAKTA GEÇİRMEK ZORUNDA KALDIK"

Oradan ayrıldıktan sonra uzun bir kuyruğun bulunduğu valiliğin girişine doğru gidiyoruz. Hatay’dan geldiğini söyleyen bir yurttaş, "Dün geldik, geceyi sokakta geçirmek zorunda kaldık çünkü bir yere yerleşemedik. Bugün de valilikten bir yere yerleştirilmek üzere bir belge aldık. Daha sonra bizi arayacaklarını söylediler, bizde burada yerleşeceğimiz yeri bekliyoruz” diyor.

"KALACAK YER OLMADIĞI İÇİN BURAYA GELDİK"

Kuyruğun başından sonuna doğru yürümeye başlıyorum, sonuna geldiğimde ise bir öğrenci bekliyor. "Hatay’dan mı geldin?" diye sormam üzerine öğrenci, “Ben burada yaşıyorum ancak dedemler Maraş’tan geldiler. Şu an kalabilecek yer ayarlayamadığımız için valiliğin bir yere yerleştireceğini öğrencince bizde buraya geldik” cevabını veriyor.

Bir yandan valiliğin önünde çay ve çorba dağıtıyorlar depremzedelere, konuştuğumuz insanlar yer bulma konusunda zorluk çektiklerini aktarıyor. Buradaki depremzedelerin bir yerlere yerleşme bekleyişi sürerken hemen 1,5 km ötede olan Fuar alanı tarafına yerleştirilen depremzedelerle konuşabilmek için yola koyuluyoruz. Fuar alanına vardığımızda buradaki gönüllü vatandaşlar ve belediye çalışanlarının koordineli bir şekilde çalıştıkları anlaşılıyordu.

Koridorlarda ellerinde telefonla gezen gençler vardı. Onların yanına gidiyorum. Lise öğrencisi olduğunu ve Hatay’dan geldiğini söyleyen genç, “Evimiz depremde yıkıldı. Orada kalamadığımız için buraya geldik ve iki gündür buradayız. Ailem hazırlık yapıyor Muğla’ya, akrabalarımızın yanına gitmek için hazırlanıyoruz. Hatay yok oldu, bir şey kalmadı” diye konuşuyor.

Hemen yakınında olan bir başka lise öğrencisi ise Adıyaman’dan geldiğini söylüyor. Depremde evlerinin ağır hasar aldığını belirterek, “ Depremden kötü etkilendik. Orada kalacak durumda değildik, bizde bir şekilde buraya geldik. Ne olacağını bilmiyorum şu an için” diyor.

"ANTAKYA YOK OLDU"

Bir masada tek başına oturan bir yurttaşın yanına oturuyorum, eşi ve çocukları az ileride duruyor. Sohbet etmeye başlıyoruz "Nasılsınız?" demem üzerine iç çekerek, “Evim ve iş yerim yıkıldı, gitti. Onlar gitti ama çok şükür aileme bir şey olmadı. Ne yapacağımızı bilmiyorum, durum çok kötü, Antakya yok oldu geriye bir şey kalmadı” dedi

Görevliler ilgili bir şekilde dolaşıyor, depremzedelere nasıl olduklarını, bir şeye ihtiyaçları olup olmadıklarını soruyor. Tek başına olan bir kadınla konuşmaya başlıyorum. O da Hatay’dan geldiğini söyleyerek, "Evimiz 5. kattaydı, şu an nasıl hayatta olduğumu ben de bilmiyorum. Şans eseri hayatta kaldık. İkinci depremde kaldığımız bina yıkıldı. Orada günlerce dışarda kaldıktan sonra eşimin kardeşleri ve akrabalarıyla bir şekilde buraya gelebildik” diyor.

"ÖNCE TORUNLARI ÇIKARMAYA BAŞLADI"

Bölgede bekleyenler arasında yaşı epey ileri olan Ali isimli bir yurttaşın yanına gidiyorum, o da Antakya’dan gelenlerden. Yakın tarihlerde açık kalp ameliyatı olduğunu söyleyen Ali, “O gece rahatsız olduğum için sabaha karşı 03.00 gibi uyudum. Büyük bir sarsıntıyla uyandım. Eşim sarsıntı sırasında ayağa kalktığı için onu yerde düşer vaziyette gördüm. O sırada gelinim bağırmaya başladı dışarı çıkın diye. Dış kapıyı hızlıca açmaya çalıştı eşim ancak kapı kilitliydi. Camı kırmaya başladı ve öncelikle torunları çıkarmaya başladı. Çok zor çıktık dışarı, biz çıkarken alt katta olan çocuklarımdan ses gelmiyordu. Bağırdım ama kimse duymuyordu, bunlar çok kısa sürede oldu.”

"GÜNLERCE ÖYLECE SOKAKTA KALDIK VE KİMSE GELMEDİ"

“Evimiz 3 katlıydı ve depremle beraber bir kat aşağıya indi yani yere gömüldü. O sırada beni balkondan çıkardılar. Karşı komşumuzun evi sağlam olduğu için çıkıp bize yardıma geliyor. Bir şekilde alt katta olan oğlanlar ve diğerleri evden çıkıyoruz. Sokağa çıktığımız an 5 komşunun vefat ettiğini öğreniyoruz. Dışarısı çok soğuktu, odun yakarak etrafında durmaya başladık. Sabaha kadar yağmur durmadı. Kendi çabamızla çadır yapıp o şekilde içinde oturmaya başladık. Günlerce öylece sokakta kaldık ve kimse gelmedi. Evim yıkıldı, hiçbir şeyim kalmadı. Günlerce orada o zorluğu çektikten sonra bu sabah Mersin’e gelebildik. Gelirken de insanlar hayrına getirdi bizi. Burada ilgileniyorlar bizimle. Barınma ve yeme içmede yardımcı oluyorlar”

ÖNCEKİ HABER

Depremlerin etkilediği 10 ildeki konutların yüzde 51,6'sı sigortasızdı

SONRAKİ HABER

Adıyaman’da gönüllüler çadır kurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa