"Komşularım kurtardı, ekip iki gün sonra geldi"
Ayşe teyze, üst katındaki çocukların çıkarılmasını beklemiş, sonra ‘Beni de kurtarın, ben de burdayım’ diye seslenmiş; kendi tabiriyle ‘mezar kadar bir boşluk’tan çıkarılmış.
Ekran görüntüsü: Evrensel
Kutluay Ordu
Necla Kaya
Mersin
Depremin yıkıcı etkilerinin ardından çok sayıda insan Mersin’e geldi. Birçoğuyla kapı komşusu olduk. Bunlardan biri Ayşe Yılmaz. Hatay’dan gelen Ayşe teyze 70 yaşında. Depremde kızının evinde misafirmiş. Beş saat enkaz altında kalmış. Devamını kendisinden dinleyelim: “Saat üçte uyandım, şansım oradan oldu biraz. Sonra uyuyamadım. Dördü on geçe evimiz önce hafif sallandı sonra biraz hızlandı sonra daha hızlandı sonra şakır şakır sallandı. Çekyatın önüne yattım. Ben yattıktan sonra çekyatın önünde bomba patlıyor gibi tavan güm dedi, yerin altına indik. Yani yerle bir oldu apartman. Tavan benim yattığım çekyatın üzerine düştü. Göçüğün altında mezar kadar bir boşlukta kaldım. Salavat getirmeye, dualar etmeye başladım fakat göçüğün altındayken sallanma hafif hafif devam etti. Ben altta dua ederken yukarıdan gelen çocuk sesleri bana teselli verdi. Dışarıdan ‘Buradan çocuk sesleri geliyor’ sesleri geliyordu. Geldiler, çocuğun birini kurtardılar. ‘Bir çocuk daha var’ dediler. Çocuklara ‘Ağlamayın, korkmayın sizi çıkartacağız’ dediler. Daha sonra diğer çocuk ve bir de bebek çıktı. Daha sonra anne ve babalarını da çıkardılar. Onlar benim üst katımdalardı, ben üçüncü kattaydım. Sonra ben bağırmaya başladım, ‘Beni de kurtarın, ben de buradayım’ diye. Askerler geldi, ‘Teyze ışık görüyor musun’ diye sordular. Evet dedim az bir ışık görüyorum. ‘Işık gördüğün yerden elini çıkar’ dediler, elimi çıkardım elimi onlara salladım dediler burada da bir kişi var, benim elimi çıkardığım yeri balyozla kırdılar. Beni o yarım metre delikten sürünerek çıkarttılar.” Arama kurtarma ekiplerinin ikinci günün sonunda aramaya dahil olduğunu söyleyen Ayşe teyze, “Benim apartmanımda beşinci günde çıkarılmayı bekleyen on kişi vardı. Bir tek benle üstümdeki aile kurtuldu. Biri çıktı iç kanamadan öldü. Genç biri, onun eşi hastanede öldü. Onun iki oğlu vardı ve küçüklerdi. Biri 7 yaşında, diğeri 8 yaşında. Onlar canlı kurtarıldı, anne baba gitti.”
"DEPREMZEDELERİN BORÇLARI SİLİNMELİYDİ"
Ayşe teyzeyle yaptığımız sohbetin ardından Mersin’e ulaşan ve bir evde konaklayan depremzedelerin kaldıkları eve gidiyoruz. Evin içi epey kalabalık. Evrensel gazetesinden geldiğimizi duyan ev sakinleri bizleri çok iyi karşılıyor. İsmini vermek istemeyen mühendisle konuşmaya başlıyoruz. İlk dikkat çektiği ise arama kurtarma ekiplerinin çok geç kaldığı, erken müdahaleyle çok daha fazla insanın kurtulabileceğini söylüyor. Sözü ona bırakıyoruz: “Eğer gerçekten denetim yapılsaydı, en basit örneği Erzin, tek bir tane bina bile yıkılmamış. Ruhsatsız konuta, proje dışına çıkılmasına izin verilmemiş. Şimdi depremzedelerin vergi borçları erteleniyor. Üstelik 31 Temmuz’a kadar. Sadece ertelenme bir hafta çok komik. Oysa silinmesi lazım. Nasıl bir firmanın borçlarını siliyorlarsa, vatandaşınkini de silmeliler.”