Elbistan’da son durum: Kent “hayalet şehre” döndü
Elbistan’da depremzedelerle yan yana gelen HDP’li Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran anlattı: Kent adeta hayalet şehre dönmüş. Kimse kalmamış. Mülteciler ise tedirgin…
Fotoğraf: Durmuş Genç/AA
Hilal TOK
İstanbul
Maraş’ta gerçekleşen ve ikinci depremin üssü olan Elbistan ilçesinde çadır kent, merkez ve köyleri dolaşan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, şehirde çok az bir nüfusun kaldığını, mültecilerin derme çatma çadırlarda kaldığını, soğuk ve kış aylarının zorlu şartları altında bekleyenlerin öncelikle ısınma ve hijyen ihtiyaçları olduğunu söyledi. Çadır kentlerde kalan insanların ısınma konusunda zorluk çektiğini, bu yüzden yapabilenin şehri terk edip yakınlarının bulunduğu yerlere gittiğini, kalanların ise Cem evi gibi bölgelere gitmeyi tercih ettiğini aktaran Başaran, “Kent adeta hayalet şehre dönmüş” diyor.
Başaran’ın Elbistan’dan diğer aktarımları ise şöyle:
İNSANLAR GÜVENSİZ HİSSETTİĞİ İÇİN KÖYLERİNİ TERK EDİYORLAR
“3 gündür buradayım. Merkez’de neredeyse hiç yapı kalmamış durumda. Hiçbir çalışma, inceleme yapılmayan bina enkazları var. Ve bu tabloda arama kurtarmanın bittiğini söylediler. Burada yıkım çok büyük, şehrin büyük çoğunluğu boşaltılmış durumda. Yıkım olmayan köyler bile boşalıyor. Çünkü insanlar güvensiz hissediyor. O kadar az insan var ki, resmen hayalet kente dönmüş durumda buralar.
Çadırda kalma olasılığı da yok burada gece -16 dereceyi bulan bir soğukluk var. Bunun karşısında insanlar şehri terk etmek zorunda kalıyor. AFAD çadırları var ama oralarda bu soğukta kalma koşulları yok. Burada kalanlar mecburen kalanlar.
MÜLTECİLER KENDİ İMKANLARIYLA DERME ÇATMA ÇADIR KURMUŞLAR
Belli bölgelerde Suriyeliler var. Derme çatma kendi yordamlarınca çadır kurmuşlar, tedirginler bir yandan da. Enkazdan kendi eşyalarını alırlarken bile çok tedirgindiler. Kendilerini sürekli ifade etmek zorunda kalıyorlardı. Onlara da çok yardım ve desteğin gitmediğini gördük, çocuklarının üzerinde çok ince kıyafetler vardı örneğin. Buranın tek şansı, asıl yıkımın ikinci depremde insanların çoğunluğu evlerinde değilken olması. Ama yine de yaşamını yitiren çok insan var. Çadır kentlerde de çok insan görmedik. Çadırlarda kalmak çok imkanlı değil, çok soğuk. Suriyeliler konuşmaktan çok çekindiler. Çok tedirgindiler, komşularını, yakınlarını kendileri çıkarmışlar. Her şey burada el yordamıyla ilerlemiş. İnsanların mağduriyeti çok fazla. Dayanışma ile bazı yaraları sarabiliyoruz ama yeterli değil. Bunu sürekli hale getirmek lazım. Her gittiğimiz yerde, ‘Halkın desteğini gördük’ söylemi çok fazlaydı. Köylere de yardımı genelde yakınları ya da STK’ler ya da bizim üzerimizden yardım gitmiş… Bir nebze de olsa Elbistanlıların yaralarını sarmak için bir süre daha burada kalacağız.”