ODTÜ’nün çağrı metni nasıl örgütlendi?
“Yüz Yüze Eğitim Koşulları Sağlansın” kampanyasının metnini ülke genelinde 271 bileşen ve ODTÜ’den 61 bileşen imzaladı. Peki bu imzalar kitleselliği nasıl sağlıyor?
Fotoğraf: Wikimedia Commons
Deniz KEMEÇ
ODTÜ Matematik Topluluğu
ODTÜ öğrenci toplulukları olarak başlattığımız “Yüz Yüze Eğitim Koşulları Sağlansın” kampanyasına ülkenin dört bir yanındaki üniversitelerdeki bileşenler (öğrenci toplulukları, bölüm öğrenci temsilcilikleri, politik gençlik örgütleri...) bu metne imzacı olmaya devam ederken, ODTÜ’deki toplulukların kendi içlerinde imza sürecini nasıl işlettiğinden bahsetmek istiyorum.
ODTÜ’deki öğrenci bileşenleri açısından bu metinlerin yazılması, bileşenlerin katılımlarıyla düzenlenen geniş forumlarda kimi zaman uzun tartışmaların olduğu bir süreçle gerçekleşiyor. Sonrasında konseydeki temsilcileriyle birlikte foruma katılamayan topluluklar da sürece dahil oluyor. Konsey, öğrenci topluluklarının ve bileşenlerin dayanışmak için oluşturduğu bir sosyal medya grubu. Öğrencilerin okulda karşılaştığı problemlere çözümler örgütlenmesinin, ülkede veya kampüste gerçekleşen olaylara tepkilerin gösterilmesinin (imzaya açılan metinler, eylemler gibi) kitlesel olarak gerçekleşmesi, konseydeki temsilciler aracılığıyla tartışmaların topluluklara ve bileşenlere iletilmesiyle gerçekleşiyor.
ÖĞRENCİLERİ DAHİL EDEN MEKANİZMALARIN ÖNEMİ
Bunların son örneği olarak önümüze çıkan “Yüz Yüze Eğitim Koşulları Sağlansın” kampanyasının metnini ülke genelinde 375 bileşen ve ODTÜ’den 63 bileşen imzaladı. Peki bu imzalar kitleselliği nasıl sağlıyor? ODTÜ Matematik Topluluğu’nun bir üyesi olarak bu sürecin kendi topluluğumda nasıl işlediğini anlatarak bu soruyu cevaplamaya çalışacağım. İmzaya açılan metin konseydeki topluluk temsilcileri tarafından topluluğun üyelerinin bulunduğu gruba atılıyor. Sonrasında topluluğun üye grubunda metin çerçevesinde taleplerimiz ve görüşlerimiz tartışılıyor. Dayanışmayı büyütmemizin gerekliliği, bunu nasıl yapacağımız da bir diğer yandan konuşuluyor. Bir sonraki aşamada topluluğun genel grubu olan 200 kişiyi aşkın grupta metinle birlikte bizim ne yapmamız gerektiğini tartışıp konuşmaya çalışıyoruz. Son kampanyadan örnek vermek gerekirse, diğer üniversitelerin matematik topluluklarına bu dayanışmayı büyütmek amacıyla ancak birlikte bir duruş sergilersek bu karardan dönülebileceğini belirten bir çağrı yaptık. Bütün bu sürecin sonucunda açılan imza, topluluktaki üyelerin tartışmalarıyla derinleşip kitleselleşiyor. Toplulukları birlikte üreten öğrencilerden oluşan, bu mekanizmaları barındıran topluluklar halinde işletildiğinde bu kampanyanın ve taleplerinin nasıl kitleselleştiğini görmek güç değil.
Bu yazı yazılırken 300’e yakın olan topluluğun ve bileşenin bütün bu benzer süreci kendi içlerinde işletmesi, üye sayılarının değişkenliğini ve çokluğunu da dikkate aldığımızda binlerce öğrencinin tartışıp ortaklaştığı bu taleplerin sesinin ne kadar gür bir şekilde çıktığı açıkça ortada. Öğrenciler olarak bütün olanakların depremin yarattığı yıkımın en aza indirilmesi ve yüz yüze eğitimin tüm koşullarının sağlanmasını talep ederken aslında yaşam, eğitim ve barınma haklarımızı bir arada savunuyoruz. Metni imzalayan 300’e yakın bileşen bu talepleri kendi üniversitelerinde, forumlarla, toplantılarla binlerce öğrencinin temsiliyetiyle tartışıyor ve bu haklarını korumak için ortaklaşıyor, bu alanları ve dayanışmayı büyütmeye uğraşıyor. Bugün öğrenciler olarak bizlerin başkaca talepleri etrafında birleşip mücadele edebilmesi açısından öğrenciler olarak bir araya geldiğimiz bu alanları daha da büyütmeli, genişletmeliyiz!