Halk Sağlığı Uzmanı Okyay: Koruyucu sağlık hizmeti sağlanmalı
ADÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Pınar Okyay bölgede acil ihtiyacın koruyucu sağlık hizmetlerini sağlama ve dezenfekteyi sağlayacak alanların oluşması olduğunu belirtti.
Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Maraş merkezli depremlerin ardından deprem bölgelerindeki sağlık sorunları ve salgın riski devam ediyor. Hijyen koşullarının kötü ve medikal malzemenin az olması toplum sağlığını tehlikeye atıyor. Depremin ardından Hatay’a giden Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Pınar Okyay bölgedeki sağlık koşullarına dair izlenimlerini ve yapılması gerekenleri anlattı. Okyay’a göre bölgede en acil ihtiyaç koruyucu sağlık hizmetlerini sağlamak ve dezenfekteyi sağlayacak alanlar oluşturmak.
“ATIKLAR ASİ NEHRİNE DÖKÜLÜYOR, KİRLİ SU ATIK SİSTEMLERİ ACİLEN ÇALIŞMALI”
Evrensel’e konuşan ADÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Pınar Okyay, salgını doğuracak üç ana sebebin su temizliği, atıklar ve barınma ortamlarının koşulları olduğunu söylüyor. Hatay’da ikinci günden itibaren Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün bir halk sağlığı laboratuvarı kurduğunu söyleyen Okyay “İki örnek dışında klor oranlarının makul çıktığını söylediler. Su patlama tarzında salgın yapar, birdenbire sayılar artmaya başlar” diyor.
Henüz çadırkent ve konteynerlerin oluşmamasının içme suyu ve tuvalet suyuna erişimde sıkıntıya sebep olduğunu söyleyen Okyay, Hatay’da en büyük sıkıntılardan birinin kirli su arıtımında yaşandığını aktarıyor. Bölgedeki iki sıvı atık tesisinin de çalışmadığını söyleyen Okyay durumu “Dışkı ve idrarlar bu tesislere geliyor fakat hiçbir arıtma yapılamadan çoğunlukla Asi nehrine dökülüyor. Bu özellikle ilerleyen süreçte havaların ısınmasıyla çok ciddi sorun oluşturur. Bir an önce kirli su arıtma tesislerine işlerlik kazandırmak gerekiyor” kelimeleriyle anlatıyor.
“EL YIKAMA ALANI YOK, İNSANLAR HİÇ DUŞ ALAMADI”
Çadırkent ve konteynerlerin yavaş yavaş kurulmasıyla beraber yapılması gerekenleri Okyay “Buralara tuvalet sağlanırken tuvalet sayısının yeterli ve yüksek sayıda olması, kadın-erkek alanlarının ayrı ve daima aydınlatılıyor olması gerekiyor. Şu anda hiçbir yerde el yıkama alanları yok. Çadırkentlere ve konteynerlere geçildiğinde hızlı bir biçimde el yıkama ve duş alma alanı oluşturulması gerekiyor. Oradaki insanlar hiç duş almamış vaziyette” şeklinde sıralıyor.
“SALGIN HASTALILARA KARŞI İLAÇ SAĞLANMALI”
Toplu alanlarda yaşamın başlamasıyla birkaç ishal vakası gelmeye başlamış, henüz kolera bildirimi yapılmamış. Okyay “İshalli hastalıklarda gelen her vakanın kaydedilmesi gerekiyor ve vakalarda artış olup olmadığı takip edilmeli, erken dönemde kontrol altına alınmalı” diyor.
Bölgede beklenen hastalıklardan bir diğeri çocuklarda solunum yolu enfeksiyonu. Okyay solunum yolu enfeksiyonları için çocukların izlenmesinin ve hızla antibiyotik desteği yapılmasının çok önemli olduğunu söylüyor. Salgın riski yaratan hastalılardan bir tanesinin de uyuz olduğunu söyleyen Okyay “Uyuzun tedavisinde bütün çamaşırları alıp 70 derecede yıkamanız gerekiyor ve deprem bölgelerinde böyle bir olanak yok tabii. Böyle bir durumda ilaç ve merhem tedavisine başlanması gerekiyor. Bu ilaç çok uzun zamandır Türkiye’de yoktu, yeni geldi. Fakat pahalı bir ilaç erişim çok kolay değil” diyor.
“SAĞLIK BAKANLIĞI, TTB VE STK’LERLE ÇALIŞMALI”
Kızamık ve enkazdan kaynaklı yaralanmalar sebebiyle tetanos riskine karşın da aşıya ihtiyaç var ve Sağlık Bakanlığı bölgeye aşı ulaştırmış fakat Okyay bu aşıları uygulayacak ekiplere ihtiyaç olduğunu söylüyor. Okyay bölgedeki sağlık ekibi eksikliğini “Kent hastaneleri artık şehirlerin dışında. Antakya merkezdeki şehir hastanesi de tamamen yıkıldı. O yüzden hizmet verecek bir hastane yok maalesef şu anda. Bu da gezici sağlık ekiplerinin kurulmasını gerektiriyor” şeklinde anlatıyor. Sağlık Bakanlığı’nın sivil toplum kuruluşları (STK), Türk Tabipleri Birliği ve gönüllü yurtdışı organizasyonlarıyla çalışması gerektiğini söyleyen Okyay “En önemlisi de birinci basamak sağlık hizmetini sağlamak. Birinci basamak sağlık hizmetini verirken toplumun sağlık durumunu hep izlemek ve erkenden müdahale etmek gerekir” diyor. Tedavi edici hizmetlerin daha erken kurulduğunu fakat koruyucu hizmetlerin henüz olmadığını söyleyen Okyay “Bunlar için sağlık insan gücü gerekli. Tabip odalarında, sivil toplum kuruluşlarında gönüllü listeleri var. Bu insanların atanarak uygun barınma koşullarında, dinlenerek çalışması gerekir” diye ekliyor.