487 öğrenci topluluğu yüz yüze eğitim istiyor: Hem depremzedeleri hem öğrencileri mağdur ediyorlar

Sinancem ALİKOÇ
Ankara

“Yüz yüze eğitim koşulları sağlansın” kampanyasını sürdüren üniversite öğrenci toplulukları, KYK yurtlarının depremzedelere açılmasının ve uzaktan eğitim kararının hem öğrencileri hem depremzedeleri olumsuz etkileyeceğine dikkat çekti. Yurt koşullarının depremzedeler için sosyal ve psikolojik olarak olumsuzluklar yaratacağını dile getiren topluluklar özel ve kamu işletmelerinin, boş konutların ücretsiz olarak depremzedelere tahsis edilmesini istiyor. Uzaktan eğitimin niteliksizliği artırdığına dikkat çeken topluluklar, yüz yüze eğitim için gerekli koşulların sağlanmasını talep ediyor.

43 ÜNİVERSİTEDEN 487 ÖĞRENCİ BİLEŞENİ

Çeşitli kentlerden, öğrenci toplulukları, kulüpleri ve gençlik örgütleri ODTÜ öğrenci topluluklarının çağrısıyla uzaktan eğitim ve KYK yurtlarının boşaltılmasına karşı “Yüz yüze eğitim koşulları sağlansın” başlıklı imza kampanyası başlatmıştı. 43 üniversiteden 487 öğrenci bileşeni kampanyaya imza atarken, birçok üniversitede açıklamalar yapılmış, son olarak ODTÜ öğrencileri rektörlük önünde taleplerini dile getirmişti. Taleplerine rağmen YÖK uzaktan eğitimde ısrar ederken, öğrenci toplulukları YÖK’e tepki göstererek taleplerinin arkasında olduğunu yinelemiş, üniversitelerde tepkiyi sürdürme çağrısı yapmıştı.

BİZ BİRLİKTE İYİLEŞEBİLİRİZ

ODTÜ Sosyoloji Topluluğu

Üniversite yönetiminin bu kararı almadan önce online eğitime katılacak öğrencilerin imkanı olup olmadığını tespit etmesi gerekir. İkinci olarak, her türlü karar depremzede arkadaşlarımızın görüşü doğrultusunda alınmalı. Barınma sorunu yaşayan depremzede arkadaşlarımıza üniversitemiz bünyesinde ailesi ile birlikte konaklama imkanı sunulması, maddi yardım ve gıda erişimi açsından öğrencilerin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Ülkemizde oteller, devlet kurumlarına ait misafirhaneler ve boş yapı stokları değerlendirilebilirken öncelikle KYK yurtlarının ele alınmasını doğru bulmuyoruz. Çünkü online eğitim sadece üniversite eğitimi kalitesini düşürmekle kalmayacak aynı zamanda üniversite öğrencileri olarak mental sağlığımızı da olumsuz yönde etkileyecek. Bu bağlamda ODTÜ’de yüz yüze eğitime devam edilmesi gerektiğini, depremden etkilenen öğrenci arkadaşlarımızın barınma başta olmak üzere her türlü ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini ve depremden kaynaklı yaşanan psikolojik sorunların üniversite bünyesindeki rehberlik hizmetlerinin yardımıyla aşılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz depremden etkilenmiş arkadaşlarımızı yanımızda, sıralarda istiyoruz. Biz birlikte iyileşebiliriz.

ÖĞRENCİLER VE AKADEMİSYENLER BERABER…

ODTÜ Medya Topluluğu

ODTÜ öğrencileri olarak başlattığımız bu kampanyada iyi bir imza sayısına ulaşarak ülkenin dört bir yanındaki öğrenciler olarak kararlılığımızı gösterdik. Taleplerimiz öncelikle depremzedeler için en iyi koşulların oluşturulması ve depremin yarattığı yıkımın en aza indirilmesidir. Bunlarla beraber üniversitelerde yüz yüze eğitimin başlaması ve bu süreçte depremzedelere gereken tüm destek ve kolaylıkların sağlanmasını talep ediyoruz.

Yüz yüze eğitim hakkımızı elde etmek için önümüzdeki günlerde üniversite bileşenlerinin kendi üniversitelerine bir baskı uygulaması gerekiyor. Birçok üniversitede bu talebin sadece öğrenciler tarafından değil akademisyenler tarafından desteklendiğini de görebiliyoruz. Bu yüzden öğrenciler ve akademisyenlerin beraber yürüteceği bir süreçle üniversitelerde yüz yüze eğitim sağlanabilir.

Bizler öğrenciler olarak KYK yurtlarının durumunu gözlemleme fırsatı yakaladığımız için bu kararın doğru olmadığını rahatça söyleyebiliriz. Hijyen sıkıntıları, yurtların aile yaşamına uymaması… Ülke genelinde; otellerin büyük bir kısmı ve birçok konut boşken, öğretmenevleri, polisevleri gibi kamu olanakları mevcutken depremzedelerin KYK yurtlarına mecbur bırakılmasının anlaşılır tarafı yok. Önümüzdeki süreçte depremzedeler için tüm kamu ve özel kurumlar seferber edilmeli.

BARINMA SORUNU NİTELİKLİ VE KALICI OLARAK ÇÖZÜLMELİ

İnsan haklarına duyarlı öğrenciler

Depremzede öğrenciler için deprem sonrası süreçte bir dayanışma ve sosyalleşme ortamı olabilecek üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi, bu ortamın ortadan kalkması ve öğrencilerin yalnız hissetmesi sonucunu doğurur. Ayrıca deprem bölgesindeki altyapı sıkıntısı, telefon, bilgisayar gibi materyallere ulaşmada zorluk, uzaktan eğitimin depremzede öğrenciler için bir çözüm olmadığını gösteriyor. Bu süreçte öğrencilerin, ki aralarında depremzede olanlar da var, apar topar KYK yurtlarından çıkarılması birçok mağduriyet yaşatmıştır. KYK yurtları, depremzedeler için nitelikli ve güvenli barınma alanları değildir. Ayrıca kalıcı bir çözüm yolu da değildir.

İnsan haklarına duyarlı öğrenciler olarak yüz yüze eğitimin hak olduğunu, depremzede öğrencilere ayrıcalık ve kolaylık sağlanarak yüz yüze eğitimin devam etmesi gerektiğini ve depremzedelerin barınma sorununun nitelikli, kalıcı, eşitlikçi bir şekilde çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

PANDEMİ SÜRECİ YAŞANACAKLARI GÖSTERDİ

Çukurova Üniversitesi Satranç Kulübü

Deprem çok ağır sonuçlara yol açtı. Bunun üstüne başka ağır sonuçlara yol açacak uzaktan eğitim kararı verildi. Uzaktan eğitim kararının geri alınması için 500’e yakın üniversite kulübü ve topluluğu imza verdi.  Öğrenciler bu kanallardan seslerini duyurmaya çalıştı. Ancak öğrencilerin taleplerine kulak tıkandı. Ayrıca öğrencilerin kendi aralarında böyle bir şekilde bir araya gelmeleri ve ortak taleplerini sıralamaları çok olumlu bir örnek.

Bu kadar tepki üzerine bu karardan dönülmemesi eğitime verilen ‘önemin’ bir yansıması! Pandemi sürecinde yaşadıklarımızdan, verilen uzaktan eğitim kararının ileriye dönük çok kötü sonuçlara yol açacağını hepimiz biliyoruz. Umuyoruz ki verilen bu karardan ivedilikle dönülür.

KABUL EDİLEBİLECEK BİR ŞEY DEĞİL

Taşkışla Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Eşitlik Kulübü/Dicle Yıldız

Online eğitim kararı hepimizde büyük bir kaygı ve öfke oluşturdu. Pandemi döneminde online eğitimle korkunç bir 1.5 sene geçirdik. Eğitimin kalitesizleştiği ve eğitime erişimin çok zor olduğu bu günlerde bir çoğumuz ailelerimizin yanında, ne gibi sıkıntılar çektiğimiz sorulmadan sosyal ortamlarımızdan uzaklaştırıldık. 40 bin insanın hayatını kaybettiği ve daha binlercesinin evini kaybettiği deprem felaketinden sonra online eğitime dönülmesi ise depremzede arkadaşlarımızı daha da yalnızlaştıracaktır. Deprem bölgesinde ailelerini kaybeden depremzede arkadaşlarımız, okulda eğitimlerine devam edip, sosyal ortamlarında arkadaşlarından destek görebileceklerdir.

Uzaktan eğitimin yaratacağı tahribattan ötürü eğitim ve barınma hakkımızın elimizden alınmasını protesto etmek için İTÜ öğrencileri ve akademisyenleri olarak kalabalık bir basın açıklaması düzenledik. Basın açıklamamızdan yaklaşık bir saat sonra YÖK kararıyla tekrar sarsıldık. YÖK’ün kararı, bir önceki karardan farksız olmakla birlikte bu karar ile hibrit ve “harmanlanmış eğitim” altında daha iyisini yaptıklarına inanmamızı bekliyorlar. Bu kabul edilebilecek bir şey değildir. Taleplerimizi tekrarlayarak, gerekli şartların sağlanmasını ve yüz yüze eğitime geçilmesini istediğimizi yineliyoruz.

EKONOMİK ADALETSİZLİĞİ FAZLASIYLA HİSSEDECEĞİZ

İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi Kulübü/Ali Kerem Korkmaz

Bizler, sıra arkadaşlarımızla beraber üniversite hayatımızın önemli bir bölümünü pandemi sürecinde amfilerden ve hocalarımızdan uzakta geçirdik. Şimdi ise verilen bu kararla beraber başta depremzede sonra ise yurtlarından çıkarılan arkadaşlarımızın hali ortada. Depremde evleri yıkılmış, online derse katılım sağlayacakları cihazları enkaz altında kalmış arkadaşlarımız derslere katılım sağlayamayacaktır.

Bugün kendi üniversitem ve yaşadığım il özelinde konuşmam gerekirse nisan ayında düşünülecek olan hibrit model İstanbul’da yaşayan veya farklı yeni yollarla burada kalabilecek maddi olanaklara sahip arkadaşlarımız için elverişli olacak, bizler yine ekonomik adaletsizliği fazlasıyla hissedeceğiz. Ayrıca nisanda göreceğimiz olası bir değişiklik kararı evlerini boşaltmış, memleketine dönmüş arkadaşlarımızın belki de geri üniversitesine dönememesine, dönse bile kalacak yer bulamamasına sebep olacaktır. Dün ve bugün olduğu gibi yarından sonra da yüz yüze eğitimin iyileştiriciliğini ve mantıklı diğer çözümleri savunacağız.