20 Şubat 2023 20:15

“Deprem bölgelerinde her türlü müdahale bilimi, tekniği ve meslek ilkelerini gözeterek yapılmalıdır”

TMMOB'ye bağlı Odalar tarafından Maraş merkezli depremlerle ilgili yapılan açıklamada; "deprem bölgelerinde her türlü müdahale bilimi, tekniği ve meslek ilkelerini gözeterek yapılmalıdır" denildi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Afet bölgesinde gerçekleşen depremlerin, yaklaşık 300 km’lik bir hat boyunca yatayda 6-7 m, düşeyde de 2-3m’ye varan yüzey deformasyonları gerçekleştiği belirtilen açıklamada; “11 ilimizi ve 13 milyonu aşkın vatandaşımızı etkilemiştir. Yıkımların en çok olduğu illerimiz Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya olarak öne çıkmaktadır. Bununla birlikte Elbistan, Göksun, Nurhak, Pazarcık, Türkoğlu, İslâhiye, Nurdağı, Gölbaşı, Erkenek, Kırıkhan, Doğanşehir, Samandağ, İskenderun ve Hassa ilçelerimizle birlikte kırsal alanlarda da yoğun biçimde yıkımlar yaşanmıştır” denildi.

“SEÇİLEN ALANLARDA HANGİ ÇALIŞMALARIN YAPILDIĞI AÇIKLANMADI”

Kamuoyuna yansıyan bilgilerde yeni yerleşim alanları için yer seçim çalışmalarına başlanıldığı ve 1 ay içinde inşaatlara başlanarak, 1 yıl içerisinde de konutların tesliminin yapılacağının yetkili makamlarca dillendirildiği ifade edilen açıklamada şöyle denildi; “Seçilen bu alanların tarım ve mera arazileri açısından durumu, meteorolojik olaylara karşı duyarlılığı-kırılganlığı, zemini, kentle olan ilişkisinin nasıl kurulacağı gibi en temel gerekliliklerin bile yerine getirilip getirilmediği kamuoyuyla paylaşılmamıştır.”

“KALDIRILAN ENKAZIN DEPOLANMASI İÇME SUYU HAVZASINDA YAPILMAMALI”

Öncelikle enkaz altında kalan yurttaşların cenazelerinin çıkarılmasına yönelik çalışmaların sağlıklı ve ivedi şekilde tamamlanması gerektiğinin altı çizilen açıklamada; “Hukuksal süreç tamamlanmadan acelece yapılan enkaz kaldırma işlemlerinin delillerin karartılmasına neden olacağının bilinmesi gereklidir. Bazı yıkıntıların sürecin unutulmaması için açık hava müzesi olarak korunması gerekir. Yıkıntıların gerekli yer tespiti ve çalışmalar yapılmadan gelişigüzel depolanmasının önüne geçilmeli, bu alanlar özellikle içme suyu toplama havzası içerisinde olmamalıdır” denildi.

“TÜM MESLEK ALANLARININ SÜRECE KATKI SUNMASI AKLIN VE BİLİMİN GEREĞİDİR”

Özellikle yıkımın kent ölçeğinde yaşandığı illerde parçacı çözümler yerine bütüncül çözümlerin ortaya konulmasının zorunluluk olduğuna vurgu yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı; “Kentsel ve kırsal alanlar sadece konutlardan ibaret olmayıp, ticaret, tarım, sanayi, eğitim, ulaşım, enerji, turizm, iletişim gibi birçok sektör ve altyapı hizmetini içerisinde barındıran alanlardır. Dolayısıyla bu yerleşimlerin yeniden inşa sürecinde ilgili tüm meslek alanlarının sürece katkı sunması aklın ve bilimin gereğidir ve bu çalışmaların öncelikli olarak altyapı tasarımından (ulaşım, elektrik, doğalgaz vb.) başlanarak yapılması gerekmektedir.”

“ACELECİ BİR ŞEKİLDE YER SEÇİMİ KARARI VERİLDİ”

Aceleci bir şekilde yer seçimi kararının verildiği ve seçilen alanlarda sondaj çalışmalarına başlanıldığı belirtilen açıklamada; “Ancak, yaşananlardan ders alarak bu alanlar belirlenmeden önce acil yapılması gereken işlerin başında, deprem nedeniyle kullanılamaz hale gelen bölgedeki jeodezik ağ altyapısının güncellenmesi, yer kabuğu hareketleri nedeniyle metrelerce kayarak bozulmuş olan mülkiyet sınırlarının hızlı bir şekilde güncellenmesi, bölgenin hâlihazır ve kadastral haritalarının yenilenmesi gerekmektedir. Bölgede yer kabuğunda çökme ve yükselme hareketleri gözlenmekte ve hareketlilik devam etmektedir. Bu hareketlerin uydu ve yersel ölçme teknolojileriyle izlenerek planlama öncesi mutlaka dikkate alınması gerekmektedir. Bunlar yapılmadan doğrudan yer seçimi ve planlama çalışmalarına başlanması halinde, gelecekte teknik, hukuki ve sosyal sorunların meydana geleceği aşikârdır” denildi.

Açıklamada deprem riski ile birlikte olası diğer doğal ve insan kaynaklı risklere yönelik tespitlerin hızlıca yapılması, çalışmaların bu riskleri azaltacak ve sakınım önlemlerinin gerektirdiği esasları göz önüne alarak kurgulanmasının gerektiğinin altı çizildi.

“ÇALIŞMALAR BÜTÜNCÜL BİR AFET ÖNLEME POLİTİKASINI İÇERİSİNDE BARINDIRMALIDIR”

Seçilecek alaların; iklim özellikleri de dikkate alınarak; jeolojik ve hidrolojik kökenli afetler ile meteorolojik kökenli afetlere uğrama riski bulunan alanlardan uzak olması gerektiğine işaret edilen açıklamada şöyle denildi; “Yani fay zonlarının deformasyon zonları ile depremler sonucu meydana gelen sıvılaşma, yanal yayılma gibi etkilere açık olmayan heyelan, kaya düşmesi, oturma, çökme, obruk oluşumu, tıbbi jeoloji kökenli riskleri içermeyen ve sel, taşkın, çığ düşmesi gibi jeolojik ve hidrolojik kökenli afetler ile fırtına, hortum, kum fırtınası gibi meteorolojik kökenli afetlere maruz kalabilecek alanlar olmamasına dikkat edilmesi önemlidir. Ayrıca seçilen yerlerin kentin sahip olduğu yeraltı ve yüzey su kaynakların beslenme alanları ile jeotermal, maden jeolojik miras niteliğindeki alanları da dikkate alacak ve koruyacak şekilde mevcut alanlarla nasıl bir entegrasyonun sağlanması gerektiği hususları da dikkate alınarak yer seçimlerin yapılması gerekmektedir. Daha öz bir ifade ile yeniden inşa sürecinde yapılacak olan çalışmalar bütüncül bir afet önleme politikasını mutlaka içerisinde barındırmalıdır. Bu anlamda meslek odalarının katkı sunması oldukça önemlidir.”

“TARIM ARAZİLERİNİN AMAÇ DIŞI KULLANIMINA SEBEBİYET VERECEK DÜZENLEMELER YAPILMAMALI”

Konuun çok boyutlu ve geniş bir etki alanının olduğu belirtilen açıklamada ; “Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamında, gıda fiyatlarındaki artış tüm ülkemizi etkilemektedir. Depremle yıkıma uğramış illerimizin tarımsal üretimde sahip olduğu pay bitkisel üretimde yüzde 20, hayvansal üretimde ise yüzde 15 seviyesindedir. Bu anlamda deprem bölgesinde yeni kentsel yerleşimlerin kurulması aşamasında tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına sebebiyet verecek düzenlemelerin yapılmamasına dikkat edilmelidir. Aynı zamanda, yaşanan depremde köylerin de ciddi hasar alması tarımsal üretimin olumsuz etkileyeceğinden; göç ile oluşması muhtemel istihdam açığının tarımsal üretimi olumsuz etkilememesi için gerekli önlemler şimdiden öncelikli olarak düşünülmelidir. Verilecek yer seçim kararlarının da bu problemi derinleştirmemesi için bu aşamada gerekli bilimsel çalışmaların yapılması gerekmektedir” denildi.

“ŞEFFAF ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMEYEN BU SÜRECİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”

“Ayrıca konut alanlarına yönelik yer seçiminde sanayi ticaret, tarım gibi sektörleri de içerecek çalışmalardan sonra yeniden inşa sürecine başlanabileceği ve ancak bu şekilde nitelikli ve refah düzeyi yüksek mekânlar kurgulanabileceği ortadayken, sadece konut alanları üzerinden popülist, bilimi, toplumu ve meslek odalarını dışlayan, şeffaf şekilde yürütülmeyen bu süreci anlamak mümkün değildir” denilen  açıklamada 1999 Büyük Marmara Depremi’nde de buna benzer uygulamaların yapıldığı ve uzun vadede yurttaşlar arasında bu durumun sosyal problemlere sebebiyet verdiği hatırlatıldı.

“ÇAĞRIMIZIN KARŞILIK BULMAMASI ÜZÜNTÜ VERİCİDİR”

TMMOB’ye bağlı tüm odaların, yaşanan afet sonrası teknik ve bilimsel birikimleri ile birlikte insan gücüne dayalı katkılar dâhil olmak üzere her türlü yardıma açık olunduğunun belirtildiği ve bu konuda işbirliği tekliflerini kamuoyuyla birçok kez paylaşılmış olmalarına rağmen gelinen noktada çağrılarının karşılık bulmamasının üzüntü verici olduğu rile getirilen açıklamada; “Elbette depremde zarar görmüş olan ve çok zor koşullar altında yaşayan yurttaşlarımızın güvenli barınma olanaklarına kavuşmaları meslek odaları olarak bizlerin de isteği ve talebidir. Ancak bunun aceleci bir tavırla bilimi ve tekniği reddederek hem bölge halkının taleplerini hem de meslek odalarının birikimlerini dışlayarak yapılması bizler açısından kabul edilebilir değildir” denildi.

“MESLEK ODALARININ BİLGİ VE BİRİKİMİNDEN FAYDANILMASI EN DOĞRU YAKLAŞIM OLACAKTIR”

Yeniden inşa edilecek yerleşmelerin yurttaşların üzerinde yaşamlarını sürdürecekleri, bu anlamda diğer afetlere de dirençli, aynı zamanda ekonomik kapasitesi yüksek, refah ve konforun da üretilebileceği alanlar olması gerektiğinin altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “Yıkım gören illerimizi aynı zamanda tarım ve sanayi anlamında ciddi değer yaratan illerimiz olduğu gerçeğinden hareketle, bu illerde yeni gelişim alanları dâhil olmak üzere her türlü sektörel konuda tüm meslek odalarının bugüne kadarki bilgi birikimlerinden ve en geniş katılımla faydalanılmasının en doğru yaklaşım olacağı açık bir gerçekliktir.

Uygun yer seçim kararları ile birlikte depremlere kurban vermeyeceğimiz, kayıpsız bir bina güvenlik sisteminin kurulması ve bu amaca uygun malzeme,etüt, proje, uygulama ve denetim mekanizmasının acilen kurulması da temel beklentimizdir” denildi.

İdarelere yer seçim kararlarını alınırken mesleki ilkeleri gözetme ve inşa süreçlerini kır-kent bütünlüğünü ve tüm sektörleri kapsayacak biçimde sürdürme çağrısı yapılan açıklamada; “Bu vesileyle depremzede vatandaşlarımızı nitelikli mekânsal ve ekonomik imkânlara kavuşturacak, refah düzeylerini yükseltecek tüm süreçlerde meslek ilkelerimiz ve birikimlerimiz doğrultusunda tüm gücümüzü ve birikimimizi sunmaya açık olduğumuzu kamuoyuna bir kez daha saygıyla duyururuz” denildi.

AÇIKLAMAYA İMZA ATAN ODALAR

  • TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası
  • TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
  • TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
  • TMMOB Fizik Mühendisleri Odası
  • TMMOB Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası
  • TMMOB Gemi Mühendisleri Odası
  • TMMOB Gıda Mühendisleri Odası
  • TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
  • TMMOB İçmimarlar Odası
  • TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
  • TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası
  • TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
  • TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
  • TMMOB Maden Mühendisleri Odası
  • TMMOB Makina Mühendisleri Odası
  • TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası
  • TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası
  • TMMOB Mimarlar Odası
  • TMMOB Petrol Mühendisleri Odası
  • TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
  • TMMOB Şehir Plancıları Odası
  • TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası
  • TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (HABER MERKEZİ)

 

 

ÖNCEKİ HABER

"Montrö bildirisi" davasında beraat gerekçesi açıklandı: Düşünce açıklaması

SONRAKİ HABER

Hatay'da 6.4 ve 5.8 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi: 6 kişi yaşamını yitirdi, 294 kişi yaralandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa