21 Şubat 2023 14:00
/
Güncelleme: 22 Şubat 2023 02:16

İnşaat Mühendisi İsmet Doğan: Kentsel değil, rantsal dönüşüme karşıyız

İnşaat Mühendisi İsmet Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın depremdeki büyük yıkımın sorumluluğunu "kentsel dönüşüme karşı çıkan" vatandaşlara yüklemesini eleştirdi.

İnşaat Mühendisi İsmet Doğan: Kentsel değil, rantsal dönüşüme karşıyız

Fotoğraf: Özge Elif Kızıl/AA

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamayla depremdeki büyük yıkımın sorumluluğunu "kentsel dönüşüme karşı çıkan" vatandaşlara yükledi. AKP’nin kentsel dönüşümünü; halkı müteahhitlerin insafına bırakmak ve ranta açılacak işçi emekçi semtlerinde rezidanslar yaptırmak olduğunu belirten İnşaat Mühendisi İsmet Doğan, kentsel değil ‘rantsal dönüşüm’e karşı çıkıldığını belirterek, “İnsanların güvenilir yapılarda, korkmadan yaşamasını istiyoruz. Bunu kullanarak bir rantın paylaşımına, var olan insanların mülklerine el konulmasına, onların başka bölgelere sürülerek kendi arazilerinin başka insanlara peşkeş çekilmesine karşıyız bundan sonra da karşı çıkacağız” diye konuştu.

"HALKIN MÜLKÜNÜ YA ZENGİNLER YA MÜTEAHHİTLER ALIYOR"

Riskli yapıların dönüşüm süreçlerinin büyük bütçeler gerektirdiğini söyleyen İnşaat Mühendisi İsmet Doğan, iktidarın bu yükü üstlenmemek için kentsel dönüşümü müteahhit ve arsa sahipleri arasındaki rant paylaşımıyla yürüttüğünü anlattı.  Doğan, “Rant varsa, pahalı ve güzel yerdeyse bina paylaşılıyor. Yoksa doğal olarak müteahhitler girmiyor. Kitlesel dönüşümler yapılmalı diyoruz ama burada AKP demografik yapıyı değiştiriyor. İstanbul’da Romanların yaşadığı Sulukule’nin yıkılması. Çok lüks binalar yapıldı ama Sulukuleli yaşamıyor artık. Ya da yine Fikirtepe komple yıkıldı, devasa gökdelenler yapıldı ama Fikirtepeli yok artık. Dönüşüm olarak önerdiğimiz aslında kent bazında dönüşümler yapılmalı ama bunu yaparken AKP’nin yaptığı gibi oradaki insanların malına zengin sınıfın konması şeklinde olmamalı. Yani AKP bunu iki şekilde yapıyor: Ya halkla müteahhit arasında bırakıyor ya da kentin merkezindeki çok değerli arazilerde kalmış ama işçi emekçi semti olarak kalan bölgeleri dönüşüm yapıyorum diyerek bütün binaları yıkıp rezidanslar yapıyor. Orada da halktan çok az kişi o rezidanslara yaşıyor. Halkın mülkünü elinden ya zenginler ya da müteahhitler alıyor” dedi.

MÜTEAHHİT YOKSA ÇÖZÜM DE YOK!

Müteahhitlerin kazanç sağlamadığı için girmediği binalar açısından AKP tarafından bir çözüm üretilmediğini söyleyen Doğan, “Kentsel dönüşüm yasası çıkarttık, bu yasayla binalarınızı dönüştürebilirsiniz diyorlar. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı depremin ikinci gününde bunu söyledi. Sanki bugüne kadar dönüştürülmemesin sebebi sizsiniz demeye getirdi. Oysaki ortada şöyle bir sıkıntı var. Bir bina yapıyorsunuz. Bina bir maliyeti var. Gideri kim karşılayacak? Ya halkın, daire sahibinin parası olacak; diyecek ki biz cepten karşılıyoruz ancak bunun gerçekliği yok. Ya da orası bir para edecek, müteahhit bitirince kendisine kalan bedellerle kar edecek. İstanbul’un yüzde 70’i bekliyor çünkü rant yok. Para da yok”

DEPREM İLLERİ DENETLENMEDİ

Mevcut deprem yönetmeliğinde bir eksiklik olmadığını ifade eden Doğan, şöyle konuştu:  "Asıl sorun uygulamada. Özellikle denetim mekanizmasında çok ciddi sıkıntılar var. Bina yapım sürecinde hem proje denetimi hem de uygulama kısmı yapı denetim firmalarına bırakılmış durumda. Kamu ve odanın yasal bir yetkisi yok. Bu yetki yapı denetim şirketlerinde. Yasayla müteahhitler kendilerini denetleyecek kişileri seçer konuma geldi. İşini yapan, projeye uygunluğa bakan, dürüst denetçiler hızla elendi. Müteahhitlerle ‘uyumlu’ giden denetçiler kaldı. Kanun Meclis’e girdiğinde, çıkarken şöyle çıktı: Yapı Denetim Kanunu’nda 19 pilot ilde uygulanacak, diğer illerde daha sonra uygulanacak denildi. Ve 2011 yılına kadar kanun sadece bu illerde uygulandı ve burada Maraş, Adıyaman, Antep, Kilis, Diyarbakır, Urfa yok. Bu yerlere 2011 yılına kadar yapı denetim uygulanmadı. Şimdi yıkılan kaç bina 2001-2011 yılları arasında yapıldı muaf olarak. Bu önemli bir istatistik. Bu kanun asıl olarak 2019’da önerilen şekliyle geldi. Artık denetçileri müteahhitler seçemiyor. Sistemi mevzuat anlamında düzeltti ama iş işten geçti. Çünkü işini iyi yapan denetçiler çoktan gitti.”

"RANT PAYLAŞIMINA KARŞIYIZ, KARŞI ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Kentsel değil ‘rantsal dönüşüm’e karşı çıkıldığını belirten Doğan, “Bu ikisi birbirinden çok farklı. Deprem kurgusunu yaşayıp kentsel dönüşüm adı altında dayatılan bölgelerin demografik olarak değişmesine; insanların malına mülküne el konulmasına ya da İstanbul’un bir avuç kalmış yeşil alanlarına talan edilmesine karşı çıktık. Buna da karşı çıkacağız. Bu kentsel dönüşüme karşı çıkmak değil. Bunu en fazla isteyen biziz. İnsanların güvenilir yapılarda, korkmadan yaşamasını istiyoruz. Bunu kullanarak bir rantın paylaşımına, var olan insanların mülklerine el konulmasına, onların başka bölgelere sürülerek kendi arazilerinin başka insanlara peşkeş çekilmesine karşıyız bundan sonra da karşı çıkacağız” diye konuştu.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Erdoğan-Şimşek programıyla ücretleri açlık sınırının altına inen asgari ücretli işçiler ve emekliler, ramazan ayının ilk iftarını boş sofralarda karşılıyor: “Kırmızı eti zaten görmüyorduk, bu sene orucu açacak zeytin bile alamıyoruz…” Diyanet İşleri Başkanlığı da ‘Asgari ücretliler ve emeklilere fitre verilebilir’ fetvası yayımlamıştı.

İftar sofrasına 1 yılda gelen zam: Yüzde 45

Dört sene içinde güllaça gelen zam: Yüzde 1100

Pideye 2 yılda gelen zam: Yüzde 150

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et