23 Şubat 2023 07:15

Prof. Dr. Naci Görür: En önemli görev deprem dirençli kentler kurmak olmalı

Eylem NAZLIER
İstanbul

Maraş merkezli depremlerde resmi rakamlara göre 42 bin 310 insan hayatını kaybederken, binlerce insan evsiz kaldı. Önlemlerin alınmaması 10 ilde büyük bir yıkıma neden oldu. Bölgede depremin etkileri devam ederken gözler İstanbul’a çevrildi. Bilim insanlarının yıllardır uyarılarına rağmen önlem alınmaması nedeniyle İstanbul kaderine terk edilmiş durumda. 20 milyon civarında insanın yaşadığı İstanbul’da olası bir büyük deprem karşısında insanlar kaygılı.

‘MARAŞ’TAKİ KADAR YIKIM OLUR, BİNALAR ESKİ’

İstanbul depremine dair merkezi idare ve belediyelerin hazırlıkları var mı, İstanbul depreme hazır mı? Bu soruları Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür’e yönelttik. Görür, “Vatandaş olarak, bilim insanı olarak bilmek istiyoruz, ne yapmışlar? Ne yaptıklarını biliyoruz işte birtakım hastane, okul, itfaiye, devlet dairelerini, 1-2 köprüyü güçlendirdik. Onun ötesinde ne yaptık? Belediyenin araştırmalarına göre İstanbul’da 1 milyon 150 bin yapı stoku var, Buna göre dünya kadar konut yıkımı bekliyor. Bu yıkımda ne olacak? Afet olacak afet... İnsanlar ölecek. İstanbul’da; Maraş’ta ve o yöredeki kadar göçük olur mu? Olur... Çünkü burada yoğunluk fazla, binalar daha eski, gecekondu mantığıyla yapılmış” dedi.

YÜZ BİNLERİN CAN GÜVENLİĞİ RİSK ALTINDA

10 bin bina yıkıldığında nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kalınacağını rakamlarla açıklayan Görür, “Her binaya 5 kat desen 50 bin kat eder. Her kata 2 daire koysan 100 bin daire her daireye 5 kişi koysan 500 bin kişinin hayatı çok büyük tehlike altında demektir. 400 bini de ölebilir, 300 bini de, 200 bini de... Ne kadar azaltacaksın? Görüyor musunuz vereceğimiz kayıpları? Yani Maraş’tan daha fazla olabilir. Bu işin şakası yok. İstanbul’daki 1 milyon 100 bin binadan 10 bininin doğrudan doğruya göçeceğini düşünsek bile. Ne kadar minimize etmişim, görüyor musunuz? Burada bile ölüm sayısı veya ölüm tehdidi altında olan insan sayısı 500 binlere çıktığı zaman ne hazırlığından bahsediyorsunuz, ne hazırlığı yapılmış, söylesinler, bilelim. Biz can güvenliğinden söz ediyoruz” diye konuştu.

‘BİZİM DE HUZURLU OLMAYA HAKKIMIZ VAR’

Deprem dirençli kent çağrısını yineleyen Görür, “Bu kent depremden minimum zarar görecek şekilde inşa edilmeli. Amerika’da, Japonya’da hatta Endonezya’da vs. yerlerde deprem olduğu zaman 5-10 kişi, o da tesadüfen ölüyor. Bakın biz burada 10 binlerce insandan, 100 bin insandan bahsediyoruz. Bizim de huzurlu olmaya hakkımız var. Biz korkuyoruz. Bu yollardan, bu keşmekeşten, bu trafikten, kendi kendine çöken binalardan…” ifadelerini kullandı.

DEPREMİ BİLİYORUZ VE HAZIRLIKLAR YETERSİZ

Bilim dünyasının 1999’dan itibaren İstanbul’da deprem olacağına dair uyarılarda bulunduğunu hatırlatan Görür, “Bunu herkes biliyor, devlet de biliyor, halkımız da biliyor; Marmara tehdit altında. Kaçınılmaz olarak 30 yıl içerisinde 7.2 ile 7.5 arasında değişebilecek büyüklükte bir deprem bekliyoruz. Şu ana kadar İstanbul’da depreme hazırlık adına birtakım şeyler yapıldı ama bu yetersizdi, özellikle halkın yaşadığı ortamlar, evleri, iş yerleri yeterince deprem dirençli hale getirilmediği için biz önemli bir yıkım ve can kaybının olabileceğini düşünüyoruz” dedi.

‘KENTLERİ DEPREM DİRENÇLİ HALE GETİRİN, YOKSA AĞIR YARA ALIRIZ’

İstanbul’un altyapı, yapı stoku, çevresel ve ekonomik açıdan depreme hazır olmadığını ifade eden Görür, “Yani halk depreme hazır değil. Kayıplar bu hazırlıksız olan parametrelerden dolayı fazla olacak. Yer bilimcileri olarak İstanbul’u depreme hazır hale getirin derken kastettiğimiz İstanbul’u deprem dirençli hale getirin. Bir yönetim, iki halk, üç altyapı, dört yapı stoku, beş çevre ve ekosistem, altı ekonomi! Bu 6 bileşeni deprem dirençli hale getirirsen o zaman kent tümüyle deprem dirençli hale gelir. Beklenen deprem gerçekleştiği takdirde biz bu depremi minimum hasarla atlatırız. Bunu yapmazsanız Maraş’ta, Hatay’da olduğu gibi bir katliam olur. Çok ağır yara alırız” değerlendirmesinde bulundu.

‘GELEN DEPREM EKONOMİYİ ÇÖKERTİR’

Depremde yıkılması muhtemel yapı stokunu deprem öncesi yıkılmayacak hale getirmek ya da kontrollü şekilde yıkmak gerektiğini ifade eden Görür, “Şu yol, şu baraj çökecekse, çöktüğü zaman insanlar ölecek ve bir sürü hasar olacaksa deprem gelmeden önce bizler oraları güçlendiririz. Halk depremde zarar görecekse halkı eğitiriz, bilinçlendiririz. Deprem öncesi, sırası, sonrasında nasıl davranması gerektiğini öğretiriz. Türkiye ekonomisinin çarklarının yüzde 60’ı Marmara bölgesinde mesela. Olası depremle ekonomi de çöker” dedi.

‘23 SENE GEÇTİ, ÇOKTAN HAZIR OLUNMALIYDI’

İBB ve hükümetin depreme karşı el ele vermesi gerektiğinin altını çizen Görür, “Evinde kalmaktan korkan, evlerinin riskli olup olmadığından endişe duyan insanların evlerinin ücretsiz ve hızlı şekilde kontrol edilmesi lazım. Kötü durumda olan binaların da devlet ve belediyenin iş birliğiyle yerinde dönüşümünün yapılması gerekiyor. Hükümetin en önemli görevi bu olmalı; ’99 depreminin üzerinden 23 sene geçti. Şimdi İstanbul çoktan depreme hazır olmuş olmalıydı” dedi.

Evrensel'i Takip Et