25 Şubat 2023 09:35
/
Güncelleme: 26 Şubat 2023 13:21

Adanalı işçilerden iktidara tepki: Önce vergileri sonra insanları gömdüler

Mert AKKAYA
Tuğba EROĞLU
Adana

Binlerce insanın yaşamını yitirdiği Maraş merkezli depremlerin ardından hükümet müdahalede geç ve yetersiz kaldığı için eleştiriliyor. Bu zamana kadar milyarlarca lira deprem vergisi toplandığını belirten Adana’daki işçiler, bu paraların akıbetini soruyor. İşçiler öte yandan AKP’li yetkililerin depremden sonra yaptıkları “kader planı” açıklamalarına tepki gösteriyor.

Maraş merkezli depremlerin daha çok kuzey bölgesini etkilediği, 14 binanın yıkıldığı, çok sayıda binanın kullanılamaz hale geldiği Adana’da depremin şoku hâlâ atlatılmış değil. Depremin ilk günü bile işe çağrılan işçiler deprem öncesinde olduğu gibi yine D 400 Karayolu üzerinde iş yerlerine gitmek için servis bekliyor. Bir kısım işçi yolun kenarında ve durakta beklerken bir kısmı durağın yanındaki simitçide kahvaltısını yapıyor, çayını sigarasını içiyor. Servisi gelen hızlı adımlarla simidini alıp yol kenarına doğru ilerliyor. Bu işçilerden Mustafa Gürra, hükümetin yetersiz müdahalesinin insanları maddi ve manevi olarak mağdur ettiğini ifade ediyor. Gürra, “Daha önce biz bunu ’99 depreminde de yaşamıştık. Önce insanların ödediği vergileri, parasını toprağa gömdüler. Sonrasında insanları da toprağa gömdüler. Önlemler almak çok mu zordu?​” diyor.

"DEVLET NE ZAMAN YANIMIZDA OLACAK?"

Japonya’da büyük depremlerde bile neredeyse yıkımların olmadığını belirten Zübeyyir Topak da “Yetkiyi verenler de binaları yapanlar da hepsi bir tarafa kaçıyorlar. Zamanında önlemler alınsaydı bunların hiçbiri olmazdı” diyor. Deprem sonrası psikolojileri bozuk şekilde işlerine devam ettiklerini söyleyen şöyle devam ediyor: “İnsanların şu an aileleriyle vakit geçirmesi gerekiyor, tatil gerekiyor. Çocuklarımız bizlere ihtiyaç duyuyor. Devlet bu zamanda yanımızda olmayacaksa ne zaman olacak?​”

"MECBUR ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ"

“Bu olanlar devletimizin sorumsuzluğudur” diyen Ferhat Güneş de şunları söylüyor: “Depreme dayanıklı yapılar yapmadığımız, denetim yapmadığımız için, müteahhitlere çok fazla olanak sağladığımız için olan yine halka oluyor, bizlere oluyor. Yakın çevremde bir kayıp yok ama bir yakınımızı kaybetmişiz gibi biz de üzülüyoruz. Sonuçta aynı vatanı, aynı toprağı paylaşıyoruz ve bunun için akraba olmaya gerek yok. Ailemin psikolojisi iyi değil. ‘İşe gitme’ diyorlar. Ama mecbur gitmek zorundayım. Bu şartlarda çalışmadan ayakta kalamıyoruz.”

"BU KADER DEĞİL"

Mustafa Çopur da Maraş ve Hatay’a günlerce gönüllü olarak yardım götürdüğünü aktarıyor. Hazır tuvalet, gıda, battaniye... Ellerinden ne geldiyse yaptıklarını anlatıyor. Çopur deprem bölgelerinde karşılaştığı tabloyu ise şöyle anlatıyor: “Ceset torbalarını üst üste koymuşlar orada. Yani dirisine değil ölüsüne bile sahip çıkmadılar halkın. Bunlara şahit olduktan sonra üzüntüden iki gün yemek yiyemedim. Her binaya denetim uygulanmış olsa çok daha az kayıp olacaktı.”

Enkazlara çok geç ulaşıldığını söyleyen Cem Mengüş de “Tedbirler alınsa ölümler yarı yarıya düşerdi. Bu kader değil, bunun kader olarak söylenmesi çok yanlış” diyor. Kendilerinin de günlerce dışarıda kaldığını belirten Mengüş şunları söylüyor: “İki gün boyunca düğün salonunda, bir gün arabada bir gün akrabalarda kaldım. İşe gidiyorum ama salak gibi aptal gibi oluyorsun. Devletimiz bu kadar vergiyi topluyor ama insanlara bir faydası yok.”

Evrensel'i Takip Et