“Çocuklarımızın, eğitim çalışanlarının can güvenliği sağlanmalı”
Doğa Koleji velileri, dokuz okul binasının çürük çıkması üzerine Doğa Eğitim Kurumları Genel Merkezi önünde basın açıklaması yaptı.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Doğa Eğitim Kurumları’nın dokuz okul binasının çürük olduğunun ortaya çıkması üzeri veliler bugün kurumun genel merkezi önünde basın açıklaması düzenledi. Ataşehir’de bulunan genel merkez önünde toplanan Doğa Koleji velileri, “Bu raporların tarihlerine bakıldığında çocuklarımızın ve eğitim kadromuzun güvenliği yıllardır göz göre göre tehlikeye mi atıldı?” sorusunu yetkililere yöneltti.
"ÇOCUKLARIMIZ GÜVENDE Mİ?"
“Doğa Koleji binalarında çocuklarımız güvende mi bilmek istiyoruz?” sorusunu yönelten Doğa Koleji velilerinden Biricik Kaymaz, “Hepimizin önceliği elbette ki dünyadaki en önemli varlıklarımız olan çocuklarımız. Okullarda güvenli bir eğitim sürdürüp sürdüremeyeceklerini öğrenmek hakkımız. Bizleri çocuklarımızın ve elbette kampüslerde görevli öğretmen ile çalışanların can güvenlikleriyle ilgili endişelendiren süreç aslında yeni değil” dedi. Velilerle paylaşılmayan binaların teknik inceleme raporuna değinen Kaymaz, “Okulun önceki sahibi İTÜ ETA Vakfı ve ardından şu anki sahibi Can Holding tarafından velilerle paylaşılmayan ya da belki birbirlerine bile eksik paylaşılan binaların teknik inceleme raporlarında sıkıntılar nedeniyle tüm velilerin gözlerine uyku girmiyor. Ortada iki ayrı rapor ve sonuç olarak şimdilik sıkıntılı olduğu kesin anlaşılan 9 kampüs var. Diğer Doğa Koleji kampüslerinde de belirsizlik hakim” ifadeleri yer aldı.
CEVAPLANMASI GEREKEN SORULAR
Kaymaz, Doğa Koleji yönetimine ve Can Holding yöneticilerine cevaplanması için şu soruları yöneltti:
- Ağustos 2021 tarihli İTÜ raporları neden gizleniyor ve neden yok sayılıyor?
- İTÜ raporunda riskli çıkan bu binalar Özdönüşüm Mühendislik Mimarlık İnş. şirketinin raporunda nasıl oluyor da dokuzu birden sağlam çıkabiliyor?
- Biz veliler olarak hangisine inanmalıyız ya da hiçbirine inanmamalı mıyız? Bu sorunun cevabını tam ve güvenilir olarak kimden alabiliriz?
- Bu raporların tarihlerine bakıldığında çocuklarımızın ve eğitim kadromuzun güvenliği yıllardır göz göre göre tehlikeye mi atıldı?
"TEDBİR ALIN"
Bu süreçte, söz konusu okullar için deprem analizi yaptıran ve sonrasında Can Holding’e devir gerçekleştiren İTÜ ETA vakfının da bir taraf olduğunun vurgulayan Kaymaz, “Kamu yararı ve hem çocuklarımızın hem de çalışanların güvenliği için İTÜ ETA Vakfı bir an önce sessiz kalmayı bırakıp raporları kamuoyu ve biz veliler ile şeffaflıkla ile paylaşmalıdır. Bu konuyla ilgili Başta Milli Eğitim Bakanlığı tüm ilgili kurumları göreve çağırıyoruz, bu raporlarda herhangi bir usulsüzlük ve tedbir konusunda yetersizlik varsa bunların tespit edilmesini ve bir an önce gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını talep ediyoruz.
Bazı kampüslere gönderilen Hibrit eğitim önerisini kabul etmemiz asla mümkün değildir. Sorumluluk burada velilerin omuzlarına yüklenmemelidir. Sözü geçen kampüslerdeki tüm çocuklarımızın, eğitimcilerimizin ve çalışanlarımızın hepsinin birden can güvenliği emniyet altına alınmalıdır ve eğitimin kesintisiz yüz yüze sürmesi için gerekli koşullar oluşturulmalıdır. Riskli grupta yer aldığı halde Hibrit Eğitim Mesajı gitmeyen kampüsler hakkında da acilen tedbirler alınmalı ve eğitimin kesintisiz devam etmesi sağlanmalıdır.
Henüz deprem risk analiz raporu bile olmayan diğer Doğa kampüslerinin deprem analizleri de bir an önce yaptırılıp velilerle şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. Uyarıyoruz! Can Holding’i bağımsız kurum, bilirkişi ve denetçilerle iş birliği yapmalı ve bu süreçte şeffaf bir şekilde Doğa Koleji velileri ile paylaşmalıdır” diye konuştu.
"EN TEMEL HAK"
Basın açıklamasının ardından konuşan Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, “Öğrenci ve öğretmenlerin barındıkları okulların güvenli olup olmadığını bilmek en temel haklarıdır. Zincir okullar bu işi ticarete dönüştürdüler. Eğitim sektörü ticari amaçla hareket edilecek bir alan değil. Kamusal bir hizmettir. Milli Eğitim Bakanlığının denetlemesine ve kurallarına tabidir. Burada kamu otoritesinin, MEB’in ve belediyelerin devreye girip tarafsız olarak önlem alması ve velileri rahatlatması gerekir. Öğretmenlere üç kuruş para verip çalıştırıyorlar, velilerden çuvalla para alıyorlar ama bina güçlendirmeye öğretmen maaşlarına gelince nedense tutuluyorlar” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)