Dostları Muzaffer İlhan Erdost’u unutmadı
Sol ve Onur Yayınlarının sahibi, Şair, Yazar, Muzaffer İlhan Erdost, ölümünün 3. Yılında, Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı.
Fotoğraf: Necati Savaş
Sol ve Onur Yayınlarının sahibi, Şair, Yazar, Muzaffer İlhan Erdost, ölümünün 3. Yılında, Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı.
Deprem nedeniyle, sadece ailesi, yakınları ve dostlarının katılımıyla yapılan anmada, Oğuz Gemalmaz’ın çağrısı ile bir dakikalık saygı duruşunun ardından dostları Erdost’u anlattı.
İnsan Hakları Savunucu, İHD eski Başkanlarından Nevzat Helvacı, 1960’ların sonlarında tanıştığı Erdost’u anlattı. Helvacı sol dünya görüşünün insanlar tarafından öğrenilip tanınmasında, yayılmasında çok önemli görevler yapan Muzaffer İlhan Erdost’un, bunun bedelini yargılamalarla, hapis cezalarıyla ödediğini söyledi. Bu bedellere rağmen dünya görüşünden vazgeçmeyen Muzaffer İlhan Erdost’a en ağır bedelin de kardeşi İlhan Erdost’un dövülerek öldürülmesi olduğunu belirten Helvacı, Erdost’un insan hakları savaşı içindeki yerini de anlattı. Erdost’un 1986 yılında kurulan İnsan Hakları Derneği’nin kuruluş çalışmalarında katılımını anlatan Helvacı, Ankara Şubesi’nin 2. Başkanı olarak görev yaptığını, TİHV’in, TİHAK’ın kuruluşlarında da yer aldığını, TİHAK’In uzun süre başkanlık yaptığını anlattı. “Tek kulvarda koşmuyordu, çok çeşitli alanlarda etkinlik gösteriyordu. Bana göre düşünce alanında bir bilgeydi o” diyen Helvacı iyi bir bilgi bikimini olduğunu, aynı zamanda eylem insanı olduğunu da söyledi.
Daha sonra söz alan TİHAK Başkanı, Hukukçu Nurten Çağlar Yakış da kısa bir söz alarak şunları söyledi: “Bu ölüm yıldönümü biraz farklı, onun deyimi ile ‘Türkiye fotoğrafı biraz karanlık’. Kapkaranlık. Geleceğimizin de bundan daha parlak olacağına dair emare göremiyoruz. Çünkü insanlarımız, kentlerimiz, mekanlarımız ve geçmişimiz yerle bir oldu. Bu depremin altında kalan onbinlerce insanın evi onlara mezar oldu. Tabutlara sığmadılar. Muzaffer Abi’nin Sivas katliamının ardından ‘tabutlara sığmadılar’ diye bir makalesi vardı. Burada binlerce insan öldü ve insanların ne tabutları ne kefenleri oldu. Sınırsız talanın sınırı olmadığını da gördük. Sermayenin ve onu koruyan yönetimin ülkeyi getirdiği durum bu. İçimiz acıyor, bu rant ve siyaset eşliğinde insanlığın yıkımını bir kez daha gördük. Bu sorumlulardan hesap sormak boynumuzun borcu.”
Yazar Hasan Çerçioğlu da 12 Eylül düzenini ve Muzaffer İlhan Erdost’u, Erdost kardeşlerin gözaltına alınıp, dövülmesini ve öldürülmesini anlattı. (Ankara/EVRENSEL)