Dersim'de halk buluşmasında konuşan Tüzel: Deprem yoksulları vuruyor
Dersim'de düzenlenen halk buluşmasında konuşan EMEP GYK üyesi Levent Tüzel, "Depremin yarattığı sonuçlardan herkes etkileniyor ama deprem yoksulları vuruyor" dedi.
Emek Partisi (EMEP) GYK üyesi Levent Tüzel, Dersim'de halk buluşmasına katıldı. EMEP Dersim İl örgütünün bir çay bahçesinde düzenlediği buluşmaya çok sayıda yurttaş katıldı. Burada konuşan Tüzel, depremin değil kâr ve rant sisteminin öldürdüğünü ve bu sistemden kurtulunduğunda hiçbir şeyin felaket olamayacağını söyledi. Tüzel "Depremin yarattığı sonuçlardan herkes etkileniyor ama Malatya'nın köylerinde, dolaştığımız diğer yerlerde olduğu gibi deprem yoksulları vuruyor" diye konuştu.
"HAFRİYATI KALDIRIP UNUTMAMIZI İSTİYORLAR"
Deprem bölgesinde yaptığı gözlemlere de değinen Tüzel, depremin üzerinden 20 gün geçmesine rağmen hâlâ büyük bir belirsizliğin olduğuna dikkat çekerek, "Gidilemeyen köyler var. Bu deprem geliyorum diyen bir depremdi. Alanında uzman bilim insanları raporlar sunmuşlardı belediyelerden, AFAD'a, cumhurbaşkanına herkesin bilgisine sunuldu. Toplu bir katliam var aslında çünkü böyle sonuçlanmayabilirdi. Deprem değil bina öldürüyor evet ama öldürmeyen binalar da var dünyada, bir çok örneği var. 8- 9 şiddetinde yaşanan depreme dayanabilen binalar yapılabiliyor. Bütün bir ülke halkının geleceğini etkileyen bir durum var. Deprem bölgelerinde bugün için geçici görünse de iç ve dış göç durumuyla karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanı kararnamesi ile deprem alanlarında inşaatların hızla yapılacağı ve tüm bu süreçten Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sorumlu olduğu ve planların aranmayacağı belirtiliyor. Ardından bu kararnameye itirazlar yükseldi. Neden? Çünkü bunu meslek edinenlere, bu deneyimi yaşayanlara, işin uzmanlarına, halka sorulmuyor. Saray şurekası tarafından oldu bittiye getirilmeye çalışılıyor. Bilim insanları 'sakın temel atmayın deprem olan alanlarda' diyor ama onlar kendi belirledikleri alanlarda 'sizi eve kavuşturacağız' diyerek bunu bir siyaset ve seçim malzemesine dönüştürmeye çalışıyor. Yıkılacağı, mezara dönüşeceği çok belli olan binalar yapmaya girişiyorlar. İnsanlar can kurtarma peşindeyken hafriyatı kaldırıp bir an önce unutmamızı istiyorlar. Yaşadığımız coğrafya bize bunu unutma imkanı vermiyor, tarihimiz boyunca ülkemiz bunu yaşamış ve devam edecek ama bununla yaşamakta mümkün" dedi.
"DEPREM YOKSULLARI VURUYOR"
Deprem sonrası sağlanan halk dayanışmasını 'Muazzam' diye niteleyen Tüzel, "Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor ama devlet dinlemiyor. Çünkü otoritesinin kırılacağını, hükmünün geçmeyeceğini düşünüyor. Nasıl hazırlıklı olacağız? Bu bir eğitim, hazırlık ve alt yapı sorunu. Elinde imkanların olmasıyla alakalı ve hepsinden çok, yönetim ve siyaset meselesi. Depremin yarattığı sonuçlardan herkes etkileniyor ama Malatya'nın köylerinde, dolaştığımız diğer yerlerde olduğu gibi deprem yoksulları vuruyor. Depremin öncesine, deprem anına ve sonrasına dair çokça suç var. Devlet aklı yok değil var o akıl halka yabancı. Üst sınıf politikası, zenginlerin, sermaye sınıfının politikası, 'ölenler ölür kalan sağlar bizimdir' politikası" diye konuştu.
"20 İMAR AFFININ 6'SI AKP DÖNEMİNDE"
Mülteci düşmanlığının da körüklendiğine dikkat çeken Tüzel "Yabancı düşmanlığı denilerek gözler karartılmaya çalışılıyor. Asıl mesele bu mudur yani? Yiyecek ekmek bulamayan insanların marketten yiyecek çalması mı meselemiz? Asıl çalanlar, halkı sağlıksız evlerde yaşamak zorunda bırakanlardır. 180 müteahhit tutuklanmış. Tek suçlu onlar mı? Bu olanakların kapıları onlara nasıl açıldı? Cumhuriyet tarihi boyunca 20 imar affı çıkarılmış 6'sı AKP döneminde... Ne karşılığı, para karşılığı, oy karşılığı... İmar afları seçim propagandası yapılırken bunlar unutulmamalı" dedi.
"BUNLARI BİR DAKİKA BİLE İKTİDARDA TUTMAMALIYIZ"
Rant sağlanacak diye bereketli toprakların imara açıldığını söyleyen Tüzel, "Böyle yaparsanız o binalar depremde toprağa gömülür, bilim böyle söylüyor. Asıl felaketin kendisi Kızılay olmuştur. Malatya'da kocaman bir üretim tesisi var. Orada çadır, konteyner üretmesi lazım ama parmak bile kıpırdamadı. Cemaatlere, yandaş kuruluşlara bağış adı altında para transfer etmekte mahirler. Halka tepeden konuşanlar 'not alıyoruz' diye tehdit edenler hesap verecekler. Yapılanlar ve yapılmayanlarla ilgi değil sadece mesele hukuki olarak ceza almaları bu anlamda hesap vermeleri değil. Siyaseten de hesap vermek zorundalar. Bunları bir dakika bile iktidarda tutmamak için seferberlik içinde olmamız gerekiyor" dedi.
"BU MUDUR DEPREME HAZIRLIK?"
Ülkenin her yerinde deprem olgusunu güncel yaşamın ve siyasetin merkezine oturtmak gerektiğini söyleyen Tüzel, "Bu doğrudan bir rejim, yönetim sorunu, kaynakların nereye aktarılacağı sorunu. Marmara depremi sonrasında toplanan deprem vergisini ödemeye devam ediyoruz. Bakan bu parayı yollara, köprülere harcandığını söylüyor, bubmudur depreme hazırlık? Bir yılda kentleri yapacağız diyorlar dört duvar yaparak kent olmaz. O kentin sağlık alanından eğitime, parka yapılacak çok şey var" diye konuştu.
"YÜZYILIN FELAKETİNİ YAŞATTILAR"
Deprem bölgelerine muazzam yardımların aktığını söyleyen Tüzel, "Bunların halka ulaşması, adresine ulaşmasını gerekiyor. Yarına hazırlık yapılması gerekiyor. Denetlenebiliyor mu? Hayır. Çünkü şeffaf değil hiçbir şeyin hesabını vermiyorlar. Yapı denetim kanunu çıktı. Kamu binalarında yapı denetim devre dışı, niye? Adıyaman'da belediye binası çöktü. Denetlenmek istemiyorlar, işlerine gelmiyor. Bu gözümüzün önünde, bize rağmen oluyor nereye kadar olacak artık yeter demek lazım. Bu iktidardan halkın kaynaklarını har vurup harman savuranlara, servet kaynak transferi yapanlara artık dur dememiz lazım. Evet dayanışacağız, yaşamak için örgütlenmek zorundayız. Depremi felaket olmaktan çıkarmak için, çocuklarımızın geleceğini görmek için, bu ülke topraklarından gitmemeleri için bu iktidardan kurtulmamız lazım. Bardağın taşma noktasına geldik, hak ihlalleri, pandemi süreci, açlık, işsizlik, işçi katliamına dönüşen iş cinayetleri son 20 yıl, büyük Türkiye yüzyılı dediler yüzyılın felaketini yaşattılar" dedi.
"DEPREM DEĞİL RANT SİSTEMİ ÖLDÜRÜYOR"
Dersim'de oluşturan koordinasyonun yerinde ve anlamlı olduğunu vurgulayan Tüzel, "Bu çalışmaları mahallelerden başlayarak arttırmalıyız eğitimden, çadıra, konteynıra, toplanma alanına kadar her şeyi birlikte halkçı bir anlayışla yapmalıyız. Birileri haksız kazanç sağlasın diye değil. Sevgili Maçoğlu, deprem alanlarında halka yardım için çalışmalar yapıyor. Ama bütün belediye başkanları önce kendi seçildikleri yerde halka karşı sorumludurlar. Kendi bulunduklarını yerde halkla el ele bu hazırlıkları yapmak zorundadır oylar bunun için verildi şu parti, bu parti önemli değil bunu bekliyoruz. Deprem öldürmüyor rant ve kâr siyaseti öldürüyor, kapitalizm öldürüyor. Bu kâr ve rant sisteminden kurtulduğumuz oranda insanlığa yeniden kavuşmuş olacağız. Önümüzdeki sürece böyle hazırlanalım o zaman hiçbir şey felaket olmayacak. diye konuştu. (Dersim/EVRENSEL)