Avukat Tugay Bek: Çalışmalar oldubittiye getiriliyor, delil örneklerini muhafaza edecek yer de yok
Antakya’da depremde enkaza dönen binalarda delil toplama çalışmalarında yer alan Avukat Tugay Bek, çalışmaların inşaata başlama acelesiyle oldubittiye getirildiğini belirtti.
Fotoğraf: Kadir Kemal Behar/AA
Nisa Sude DEMİREL
Maraş merkezli depremlerin ardından yıkılan kentlerdeki hasar gören ve yıkılan binalarda delil tetkik süreçleri devam ediyor. Savcılığın delil toplama çalışmalarına mühendisler ve avukatlar eşlik ediyor. Türkiye Barolar Birliğinin (TBB) Deprem Koordinasyon Merkezinde görev yapan Avukat Tugay Bek Antakya’daki delil toplama çalışmalarında yer alıyor. Delil toplama çalışmasının inşaata başlama acelesiyle oldubittiye getirildiğini söyleyen Bek, delil örneklerinin muhafaza edileceği bir yer olmadığı için örnek de alamadıklarını söyledi.
Deprem bölgesine ve enkazlarda delil toplama çalışmalarına dair izlenimlerini Evrensel’e anlatan Tugay Bek, “Delil toplama çalışmalarının aceleye getirildiğini, bir an önce enkazdan kurtulmak istendiğini görüyoruz. Ama bu işlemlerin aceleye getirilmesi ilerleyen süreçte sorumluların yargı önünde ceza almadan kurtulmasına neden olabilir” diyor.
"HÂLÂ MÜDAHALE EDİLMEMİŞ ENKAZLAR VAR"
Bölgedeki izlenimlerini aktaran Bek “Hâlâ hiç müdahale edilememiş enkazlar var. Altında cenaze, belki sağ kalmış birileri var mı bilmiyoruz. Ve maalesef bu yapılarda bir yandan enkaz kaldırma çalışmaları başlamış durumda. Buralara depremin üçüncü, dördüncü gününe kadar dışarıdan arama-kurtarma çalışmaları için herhangi bir yardım gelmediğini ifade eden vatandaşlar var” diyor.
"HAFİF HASARLI DENİLEN BİNA SON DEPREMDE YIKILDI"
Bölgede tanık olduklarını da anlatan Tugay Bek, “Dışarıdan fotoğraflanarak hafif hasarlı raporu verilen, içinde 17 ailenin kaldığı Mustafa Kemal Üniversitesi lojmanları Hatay merkezli gerçekleşen son depremde yıkıldı. İnsanlar rapora itimat etmediği için evlere girmemiş, bugün bu insanlar devlete güvenmedikleri için hayattalar” diyerek dikkat çekici bir örnek paylaşıyor.
Bölgede yıkılan binalarda yaptıkları incelemeler sırasındaki gözlemlerini de anlatan Bek, mevzuata uyulmadan yapılan birçok binaya rastladıklarını ifade ediyor. Müteahhitlik, mühendislik ve denetim aşamalarında sorumlulukların yerine getirilmediğinin son derece açık olduğunu belirten Bek, çimentonun usulüne uygun kullanılmadığını, demirin betona daha iyi tutunması amacıyla nervürlü (tırtıklı) demir kullanımı zorunlu kılınmış olmasına rağmen çoğu binada nervürsüz (düz) demir kullanıldığını gözlemlediklerini söylüyor. Bek, bu durumun tekrarlanmaması için deliller aracılığıyla sorumluların tespit edilip cezalandırılması gerektiğini ekliyor.
"DELİL TOPLAMA ÜSTÜNKÖRÜ YAPILIYOR"
Bir taraftan enkaz kaldırma çalışmalarının, bir taraftan delil tespiti çalışmalarının, diğer taraftan ise sarsıntıların devam ettiğini söyleyen Bek “Yıkıntı sayısı fazla, görevlendirilen personel sayısı sınırlı. Sorumluların tespiti açısından işin oldubittiye getirilmemesi gerekiyor. Çünkü enkazlar kaldırıldıktan sonra bu delillere tekrardan ulaşmak mümkün olmayacak. Buradaki hak sahipleri veya onların yakınları, mahalle sakinleri ortada yok. Bu işlemler onlar olmadan, üstünkörü bir şekilde yapılıyor” diyor.
Bir an önce inşaata başlama amacıyla delil toplama sürecinin aceleye getirildiğini ifade eden Bek, “Her binadan delil toplanması için daha geniş bir zamana ihtiyaç var, mesela bugün sabahtan beri 15 binada çalışma yaptık ama doğru biçimde incelense bu kadar çok binanın incelenememesi lazım” diyor.
DELİLLER İÇİN MUHAFAZA YERİ YOK
Antakya’daki delil toplama süreçlerine dair bir başka eksik de toplanan delillerin muhafaza edileceği bir alan hazırlanması. Bu durumda sadece çekimler yapıp tutanaklar tutabildiklerini fakat daha sonra incelemek için örnekler alınamadığını ifade eden Bek “Çünkü muhafaza edecek yer yok. Normalde adliyede inşaat unsurları toplanmalı ve bunlar uygun bir biçimde kategorize edilerek ayrılan bir alanda muhafaza edilmeli. Fakat maalesef buna yönelik bir çalışma göremiyoruz” diyor.