27 Şubat 2023 11:34

Afette beslenmenin sorumlusu Kızılay, Ahbap’a konserve de satmış

Kızılay’dan çadır alımını anlatan Ahbap Derneğinin kurucusu Haluk Levent, kurumdan konserve gıda da aldıklarını açıkladı.

Afette beslenmenin sorumlusu Kızılay, Ahbap’a konserve de satmış

Fotoğraf: TMMOB Gıda Mühendisleri Odası

Afet döneminde yurttaşlara yardım etmesi için kurulan Kızılay'ın 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin 3'üncü gününde Ahbap’a çadır satması tepkilere neden oldu. Fox TV’de Çalar Saat programına katılan Haluk Levent yaşananları anlattı. Levent kurumdan konserve gıda da aldıklarını açıkladı.

Programda Kızılay’dan çadırın yanı sıra konserve de aldıklarını belirten Levent, programın ardından bir paylaşım yaparak, canlı yayın bittiği için açıklamaya zaman kalmadığını belirtti ve “Kızılay kurumunun alt iştiraki olan Kızılay Lojistik A.Ş den 30 bin adet 4 kişilik bir ailenin 3 öğünlük yemeğini karşılayan ve 1 yıl bozulmayan gıda satın aldık” dedi.

AHBAP’A KONSERVE SATAN KIZILAY, AFETTE BESLENME İŞİNİN ANA SORUMLUSU

Türkiye Afet Müdahale Planı'na göre Kızılay, Afet Beslenme Grubu'nun Ana Çözüm Ortağı; yani afet anında bölgedeki beslenme ihtiyaçlarını çözmekle sorumlu. Plana göre Kızılay, destek çözüm ortağı rolündeki bakanlık ve diğer kurumların da işbirliği ile listedeki şu görevleri yerine getirmek durumunda:

Türkiye Afet Müdahale Planı

TAMP Türkiye Afet Müdahale Planı PDF'sinden ekran görüntüsü.

HALUK LEVENT, ÇADIR ALIMI SÜRECİNE DAİR KONUŞTU

Önceki gün Kızılay’ın Ahbap’a çadır sattığı ortaya çıkmış ve gelişme dün Ahbap Derneği tarafından doğrulanmıştı. Fox TV'de İlker Karaköz'ün sunduğu Çalar Saat programına katılan Haluk Levent, yoğun eleştirilere neden olan konuyla ilgili konuştu.

Satın alınan çadırlarının tam izolasyonlu olduğunu ve bedellerinin sosyal medyada anlatılanlardan yüksek olduğunu söyleyen Haluk Levent, "Ben o an hiçbir şey düşünemiyorum. İnsanlar ölüyor orada, dışarıda tir tir titriyorlar. Benim orada insanlara çadır getirmem lazım. Bugün aynı şartlar olsa yine alırdım" diye konuştu.

AFAD'ın ve diğer devlet kurumlarının da çadırları parayla, aldığını belirten Levent, "Buyurun AFAD yetkilileri yalanlasın. Eğer o yurt dışına ihraç edilecek çadırlar satılacaksa, AFAD da parayla alıyor. Orada bir muhasebe var. Kızılay'dan barbunya, konserve aldık. Muhatap ben miyim? Bir dakika bile önemli benim için, ben önce satın alırım. Kızılay yönetimi karar alır, 'biz bunları sattık ama satmamalıydık' der, parayı iade eder. Onu ben bilemem" ifadelerini kullandı.

Depremin ilk anına ilişkin konuşan Levent, "Depremin ilk günü, depremin olduğu saatten 3 dakika sonra uyandırıldım. Havaalanlarını aradım uçak yok, sabah erkenden yola çıktım, zor şartlarda akşama doğru Hatay'daydım. Gittiğimde çok acı bir manzarayla karşılaştım. Her yer çığlık sesleriyle doluydu. Sadece enkazdakilerin çığlığı değil, dışarıdakilerin enkazdakilere ulaşamadıkları için attığı çığlıklar da var. Çok acı bir tabloydu" dedi. 30 kişilik bir ekiple birlikte bölgeye yerleştiklerini belirten Levent, daha sonra kendilerine Ahbap arama kurtarma ekiplerinden 30 kişinin daha katıldığını söyledi.

“4 YILDIR AFAD'LA İŞ BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ”

Levent konuşmasına şöyle devam etti:

"İlk yapacağınız şey kış ayı, önce çadır. Onun yanında tabii elimizde ne imkan varsa. Arkamızdan tırlar gelmeye başladı zaten. 4 tır gıda kolilerimiz vardı, hemen onlar geldi. Deprem çok kötüydü böylesini görmedim. Çok acı. Depremin ikinci ve üçüncü günü notlar aldım, genel koordinasyon, çevre ve hayvanlar koordinasyonu, ihtiyaç teyit ekibi, bireysel ve kurumsal bağış iletişim, WhatsApp destek hattı, AHBAP acil teyit, sosyal medya teyit, yazılım ve bilişim çalışmaları. Bunlar bizim yıllardır anayasamız. Bunu hemen oluşturmaya başladık ilk üç günde. Orada devletin kurumlarıyla hareket ederek bugüne kadar geldik. AFAD’la bizim iş birliği protokolümüz var. Elazığ depreminde oradaydık, Giresun’da sel felaketi oldu, ardından İzmir depremi oldu, ardından Marmaris yangını oldu.  Hepsinde biz devletin kurumlarıyla birlikte çalıştı. Bu dezenformasyon şeyden oldu AFAD ve ahbap iki ayrı kurtarma ekibi. Bunu düzeltmek lazım, yazıktır. AFAD bir devlet, devlet AFAD, bizler STK’yız, AHBAP'lar aslında STK’larla yarıştırılmalı.

AHBAP bir arama kurtarma ekibi değil, arama kurtarma ekibine destek veriyor. Biz 4 yıldır AFAD'la iş birliği halindeyiz. Çok güzel bir şekilde organize olduk. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla irtibata geçtik. Biz her depremde bize düşen görevleri alırız. STK’lar AFAD'la iş birliği protokolü yaparlar. AFAD devlettir, bizler STK'yız. Devletle biz nasıl yarıştırılabiliriz? Biz ancak el ele insanların yardımına koşabiliriz.

“DEVLETİN KARŞISINDA HİÇBİR ŞEY DEĞİLİZ, DEVLETLE BİZ NASIL YARIŞTIRILABİLİRİZ?​”

AHBAP'ın nasıl hedef alındığı hakkında da konuşan Levent, "Okyanus ötesi hesaplar, "Devlet yok AHBAP var" yazmaya başladı. Bu nasıl bir kötülüktür? Biz bir derneğiz, biz orada 30-40 kişiyiz AFAD yüzbinlerce kişi. Biz nasıl devletle yarıştırılabiliriz! Buradan kaç kez söyledim, 4 yıl önceden itibaren AFAD’la çalışmalarımızı zaten yazıp yazıp durmuşum. Siz beni AFAD’la AHBAP’ı nasıl karşılaştırabilirsiniz! Özellikle bazı hesaplar benim hedefe gelmem ve devletle iyi çalışamamam ve bunun sonucunda itiraz etmem için "Devlet yok AHBAP var" dedi. Kesinlikle böyle bir şey yok. Biz devletin karşısında hiçbir şey değiliz" dedi.

"Hükümet ayrı devlet ayrı bir şeydir" diyen sanatçı, “Kimse yoktu deniyor ya, vardı. Burada hakkaniyetli olmak lazım. Burada insanların emeğini yok saymamak lazım. Arama kurtarma vardı ama yeterli değildi. Çünkü bir anda 8 yerde binalar yıkılmış. Devlet yetkilileri de bence beklemiyordu bu kadarını. Onun tartışmalarını halk ile yönetim arasına bırakmak benim dernek başkanı olarak söylemem gerekendir. Devlet, hükümetin bir bakanı değil ya da sayın cumhurbaşkanımız değil devlet herkes, belediye başkanı da enkaz altında olan insanlar da, biz de devletiz. Hükümet ayrı, devlet ayrı bir şeydir. Devletin tamamı oradaydı. Ha elinden bir şey gelmiş gelmemiş o benim konum değil. Yanlış anlaşılmasın diye söylüyorum, ben gittiğimde sayın Hulusi Akar, Mehmet Ersoy ve Fahrettin Koca’yı gördüm. Görmedim mi diyeyim?" ifadelerini kullandı.

"DEVLET BAHÇELİ'NİN ÖNÜNE BİR ANDA BİR CÜMLE GELDİ"

Levent, Devlet Bahçeli’nin hedef gösterilmesine ilişkin, "MHP içerisinde Devlet Bahçeli'nin önüne bir anda bir cümle geldi. MHP’nin bütün örgütleriyle görüştüm, kimsenin sorunu yok benimle. Benim siyasi partilerle alakalı bir durumum yok. Bunun hesaplaşmasını sonraya bıraktım çünkü şu anda bunları konuşacak durum yok. Çünkü biz depremde canlarla uğraşıyoruz. Siyasi politik tartışmalara girmek istemiyorum. AK Parti içinden bir yerin il başkanı bir tweet attı, sonra sildi. Burada bir algı var bu hesaplar kendilerine alan açmak istiyorlar ve sürekli yalan söylüyorlar. AHBAP’ın devlet kurumlarıyla bir sorunu, sıkıntısı yok. Bundan birkaç gün önce sorunlar yaşamaya başladık bakanlarımızla görüştük sağ olsunlar çözdüler. Devletin kademeleriyle alışıyoruz.  Benim muhalefetle de devletin kademeleriyle de eşit şekilde dayanışmam var. AHBAP politik bir kimlik değil bir yardım derneği" diye konuştu.

"AFAD DA ÇADIRLARI PARAYLA ALIYOR"

AHBAP'ın Kızılay'dan çadır alma konusu hakkında konuşan Levent, şu ifadeleri kullandı:

"Deprem zamanı maalesef halkımızın çok büyük kısmı seferber oldu. Ben onlara çılgın Türkler diyorum artık. Ülkemizde yaşayan hangi etnik kökene sahip olursa olsun bir Türk kavramı vardır ya hepsine çılgın Türkler diyorum. Ama istismarcı insanlar da var. Mesela kira artışından tutun da elindeki malı saklamaya kadar. Depremin ikinci günü çadır bulamadık. Birkaç arkadaşımız var, geceleri çıkıyoruz. Yetişilemeyen birçok yer var, oralara aileleri teselli etmeye gidiyoruz. Enkazdan hala ses geliyor. Geceleri yalnız kaldığımızda ağlıyoruz. İnsanlar dışarıda yağmurda donuyor. Ben o sırada çadır bulamamışım. Çadır yok. Bakın bu bulduklarımız daha birkaç gün önce gelmeye başladı. Arkadaşlar Kızılay’ın internet sitesinden çadır sattığını görmüşler. Kişisel değil bu. Hatta Ankara Eczacı Odası da almış. Biz niye almayalım? Ben şu an sorgulayabilir miyim? Hemen öğrendik ihracat yapılmak üzere hazırlanan 2050 çadır var. Kızılay'ın iştiraklerinin çadır sattığı piyasada biliniyor. Deprem zamanı veya değil, biliniyor. Ben o an hiçbir şey düşünemiyorum. İnsanlar ölüyor orada, dışarıda tir tir titriyorlar. Benim orada insanlara çadır getirmem lazım. 20 bin tane de olsa alacaktım. Fiyatı uygun mu? Uygun. Biz 19 küsur bin liraya alabildik. Biraz indirim yaptırabildik. 19 küsur bin, artı KDV, artı nakliye, bunlar 22 bin liraya gelebiliyor. Ben geçen yıl Fransa’dan helikopter getirdim 1 milyon euro verdim, çok da iyi çalıştı, devlete stopaj olarak 200 bin euro ödedim. Devletin hizmetine verdiğim halde.

Sistemi kimse bilmiyor. AFAD da çadırları parayla, faturalı alıyor Kızılay’dan. Buyurun AFAD yetkilileri yalanlasın. Eğer o yurt dışına ihraç edilecek çadırlar satılacaksa, AFAD da parayla alıyor. Orada bir muhasebe var. Kızılay'dan barbunya, konserve aldık. Muhatap ben miyim? Bir dakika bile önemli benim için, ben önce satın alırım. Kızılay yönetimi karar alır, 'biz bunları sattık ama satmamalıydık' der, parayı iade eder. Onu ben bilemem."

"AHBAP KONTEYNER KURMAK İSTİYORUZ"

Kızılay'ın çadır satışı yapması konusunda ne hissettiği sorulan Levent, "Şaşırmaya vaktim mi vardı? Sevindim, üzülmedim açıkçası. Yüzlerce insan çadır istiyor, depremin 3'üncü günü ben o çadırları almasam ne olacaktı bilmiyorum, almak zorundaydım. 2050 çadır bulmak beni öyle ferahlattı ki 4 bin insan yerleştirdik oraya" yanıtını verdi.

Bir depo alıp içine 100 bin çadır yerleştirmeyi planladıklarını da ifade eden Levent, "Allah korusun belki ileride daha büyük bir felaket yaşayacağız, o zaman herhangi bir yere ihtiyaç duymadan çadırları dağıtabiliriz. Kendimiz bir Ahbap konteyner da kurmak istiyoruz, kendimiz yaparsak daha uygun fiyatlara gelebilir" dedi.

Evrensel'i Takip Et