Bahçeli "Hükümet istifa" sloganı atan taraftarların cezalandırılmasını istedi
Devlet Bahçeli, "Tribünler çürük siyasi sloganların atılacağı mekanlar olamaz. Devlete ve hükümete meydan okunmasını provoke edenlerin tespiti ve tecziyesi mutlaka yapılmalı" dedi.
Fotoğraf: TBMM
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu.
Deprem bölgesinde enkazlardan yükselen "Devlet nerede" çığlıklarına karşın "Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm unsurlarıyla görevinin başındadır. Hiç kimse yalnız, kimsesiz ve sahipsiz değildir" iddiasını öne süren Bahçeli, "Devleti ve hükümeti suçlayan güruh, arızalıdır, arsızdır, art niyetlidir" sözlerini sarf etti.
Statlarda atılan "Hükümet istifa" sloganları için taraftarlara "ajan provokatör" yaftası yapıştıran Bahçeli, bu sloganı atmanın "depremzedelere saygısızlık" olduğunu öne sürdü.
"Hükümeti istifaya davet etmek, tribünlerde siyasi kaos üretimine heves etmek, bir avuç fanatik ve holigan gruba sipariş verilmiş, iç ve dış bağlantılı zillet komplosudur. Herkes yerini yurdunu, haddini hududunu bilmelidir. Sahalardan sokak aralarına gerilim ve çatışma tahviline yeltenenlere müsamaha gösterilmeyecektir" diye konuşan Bahçeli, slogan atanların tespit edilmesini ve cezalandırılmasını istedi.
Bahçeli ayrıca Beşiktaş Jimnastik Kulübü üyeliğinden istifa ettiğini yineleyip "Bundan böyle ben artık Karagümrüklüyüm. Karagümrük sporuna gönül veren bir kişi olarak hayatımı devam ettireceğim" dedi.
Bahçeli, Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay'ı da hedef aldı: "Şöyle yazmış: 'Gördük ki çadır devleti bile değiliz!' Bu sapık milletvekili ve çürük köşe yazarı, bir defa edepsizdir, kemiksizdir, ciğersizdir, vicdanını da kin ve nefret sarmıştır."
Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
"Pazarcık ve Elbistan merkezli iki deprem yaygın bir kayba ve yıkıma yol açmıştır. Bu hazin tablo, her vatandaşımızı hüzün ve hüsranla sarsmış, yüreklere ateş düşürmüştür. 20 Şubat'ta da Hatay Defne'de 6.4'lük depremin yanında, Samandağ merkezli 5.8'lik deprem ile Malatya Yeşilyurt'ta dün meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem acılarımıza acı katmıştır. Toplam 44 bin 375 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Başımız sağ olsun diyorum."
ENKAZLARDAN YÜKSELEN "DEVLETİ NEREDE" ÇIĞLIKLARINA "ARSIZLIK" DEDİ
"Afet bölgesinde ve haricinde çadır, konteyner, yurtlar, oteller, kamu misafirhane ve tesisleriyle diğer barınma alanlarında 1 milyon 914 bin 292 vatandaşımıza hizmet sunulmaktadır. İçi dışı, yanı yöresi, önü arkası fitne fesat yumağına dönen bazı münafık siyasetçilerin çadır üzerinden sürdürdükleri iftira sağanağına rağmen 335 bin 382 çadırların kurulumu gerçekleştirilmiş, çalışmalar da devam etmektedir. Bölgeye günlük 10 binin üzerinde çadır sevk edilmektedir. Şu ana kadar 287 çadır kent kurulmuştur.
Devleti ve hükümeti suçlayan güruh, arızalıdır, arsızdır, art niyetlidir.
Depremlerden zarar gören insan sayımız çok fazla, coğrafi sahamız çok geniştir. Bu çerçevede ister istemez bazı eksikliklerin, amaçlanan ve arzulanan hizmetlerin temininde bazı yetersizliklerin vuku bulması normaldir, olağandır, beklenmelidir. Mühim olan gösterilen çok boyutlu çabalardaki samimiyettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm unsurlarıyla görevinin başındadır. Hiç kimse yalnız, kimsesiz ve sahipsiz değildir."
"AJAN PROVOKATÖR" YAFTASI
"Felaketten siyasi ve ekonomik rant devşirmeye heveslenenlerin devleti töhmet altında bırakıp mesnetsiz biçimde karalama arayışı bozgunculuktur. Ahlaki ve vicdani dayanışmadan mahrum zihniyetlerin açtıkları iftira cephesine devamlı yığınak yapmaları utanç verici bir ayıptır. İçinden geçtiğimiz çok kırılgan, bir o kadar nazik günlerde Türk sporunu siyasi kutuplaşmanın içine çekmek için kıvrananlar, tribünleri ajan provokatörlerin güdümüne havale etmek maksadıyla oyun kuranlar tarihi bir yanlışın tam ortasındadır."
"HÜKÜMET İSTİFA" DEMEK DEPREMZEDELERE SAYGISIZLIKMIŞ!
"Geçtimiz hafta sonu yapılan bazı futbol müsabakarı esnasında stadumlardan 'Hükümet istifa' bağırtısının koro halinde seslendirilmesi, deprem felaketinde hayatlarını kaybetmiş vatandaşlarımıza ve depremzede kardeşlerimize vahim bir saygısızlıktır. Türkiye'nin depremin ağır sonuçlarıyla kısayısa mücadele ettiği bir dönemde Türk futbolunu lekelemeye, Türk sporunu siyasileştirmeye, kutuplaşma dalgasını sahalara yansıtmaya çalışanlar alçakça bir kurgunun içindedir."
BİNLERCE TARAFTARA "BİR AVUÇ FANATİK VE HOLİGAN" DEDİ
"Spor demek dostluk, kardeşlik ve centilmenlik demektir. Ahlaklı olmak demektir. Takım ruhuyla, dayanışma ve yardımlaşmayla hareket etmek demektir. Hükümeti istifaya davet etmek, tribünlerde siyasi kaos üretimine heves etmek, bir avuç fanatik ve holigan gruba sipariş verilmiş, iç ve dış bağlantılı zillet komplosudur. Herkes yerini yurdunu, haddini hududunu bilmelidir. Sahalardan sokak aralarına gerilim ve çatışma tahviline yeltenenlere müsamaha gösterilmeyecektir."
SLOGAN ATANLARIN TESPİT EDİLMESİNİ VE CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ
"Depremin hasar ve enkazından yararlanarak zillete yardım ve yataklık yapanlar, Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıyanlar kim olursa olsun ülkesine ve milletine sırt dönmüş odaklardır. TFF ve büyün furbol kulüpleri, tarih ve millet önünde milli, ahlaki ve hukuki sorumluluklarını yerine getirmek, müsabakalarda istikrarı, insicamı ve huzuru sağlamakla mükelleftir. Tribünler çürük siyasi sloganların atılacağı mekanlar olamaz. Kalabalıkların arasına sızarak devlete ve hükümete meydan okunmasını provoke edenlerin önce tespiti ardından da tecziyesi mutlaka yapılmalı, Türk sporu düştüğü karanlık dehlizden el birliğiyle çıkarılmalıdır."
"BEŞİKTAŞ'TAN AYRILDIM, BUNDAN BÖYLE KARAGÜMRÜKLÜYÜM"
"Bu hedef gerçekleşene kadar gönül verdiğim Beşiktaş Jimnastik Kulübü üyeliğinden ayrıldığımı tekraren ifade etmeyi milletime sadakat ve vefa borcu olarak addediyorum. Bundan böyle ben artık Karagümrüklüyüm. Karagümrük sporuna gönül veren bir kişi olarak hayatımı devam ettireceğim."
CUMHURİYET YAZARI MUSTAFA BALBAY'I HEDEF ALDI
"Kararnamede Mera Kanunu ile Orman Kanunu'nun ilgili maddesinde sözü edilen alanların doğrudan kullanılacağı değil, gerekirse kullanılabileceği dikkatle belirtilmiştir. Peki bunun neresinde mahsur vardır. Bazı köşe yazarları, bir kısım tetikçi medya organları, ağız birliği halinde orman alanlarının da konut için kullanıma açılacağını hangi bilgi ve belgeye dayanarak söylemektedir. Orman vasfını kaybetmiş taşlık, kayalık ve verimsiz alanlar üzerinde ihtiyaç hasıl olması halinde konut yapmanın neresinde sakınca olacaktır?
Deprem kadar tehdit saçan bu taş kalpli Türkiye muhalifleri gerçekleri saptırarak neye ve kime hizmet etmektedir. Şu marazi ve maksatlı eleştirilere bakar mısınız? Deprem sonrası bölgeye yardım ulaştırmakta geç kalan iktidar, inşaatlar için jet hızıyla kararname çıkarmış. Konutlar için mera ve ormanlar kullanılacakmış. Plan ve imar onayı beklenmeyecekmiş. İtiraz hakkı olmadığı gibi ekolojik tehlikeler de dikkate alınmamış. Doğal felaket kadar zararlı ve kötürüm köhne anlayış sahiplerinin depremzedelere haysiyet ve hürmet göstermemesi yenilir yutulur bir ahlaksızlık değildir. Bunlar ülkemize yönelik tertip edilmiş beşinci kol faaliyeti içinde sıraya dizilen sevimsiz ve seciyesiz bozuk çevrelerdir. İnsanlık değerlerinden yoksun namertlere söylenecek en etkili sözü millet yakında demokratik iradesiyle haykıracaktır. İşte o zaman hesap zamanıdır.
Geçmişte CHP'den vekil seçilen bir kalem sahibi işgal ettiği bir gazete köşesinde şöyle yazmıştır: 'Depremin üzerinden iki hafta geçti. İnsanlar hâlâ başını sokacak çadıra muhtaç. Gördük ki çadır devleti bile değiliz!' Türkiye Cumhuriyet Devleti'ni çadır devletinin de aşağısına çekmeye kalkışan bu sapık milletvekili ve çürük köşe yazarı, bir defa edepsizdir, kemiksizdir, ciğersizdir, vicdanını da kin ve nefret sarmıştır." (HABER MERKEZİ)