"İstanbul’u taşıyacağız" vaadi, Kanal İstanbul’un yeni bahanesi mi olacak?
Bakan Kurum'un "İstanbul'da 1,5 milyon riskli konutu 2 rezerv alana taşıyacağız" açıklamasında yer alan rezerv alanlardan biri, Kanal İstanbul güzergahı olabilir.
Nazife YAŞAR
İstanbul
Hükümet yanlısı gazete ve internet sitelerinde, deprem riski altındaki İstanbul için radikal bir adım atıldığı iddialarıyla ‘İstanbul taşınacak’ başlıkları atıldı. Haberler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un dün yaptığı açıklamaya dayandırılıyor. Bakan Kurum’un açıklaması şöyleydi: “İstanbul’da şehrin içindeki 1,5 milyon riskli konutu hem Anadolu hem Avrupa yakasında belirlediğimiz 2 rezerv alana taşıyacağız.”
Kurum, Hatay Afet Koordinasyon Merkezinde kentteki son duruma ilişkin yaptığı toplantıda, İstanbul'daki riskli yapılara da değinerek, “İstanbul'da dönüşmesi gereken 1,5 milyon bağımsız bölüm bulunuyor. Bunların acilen dönüşmesi gereken 300 bininin bir an önce dönüştürülmesine ilişkin şu an İstanbul'da sadece bakanlığımızın devam ettiği 94 bin bağımsız bölümden oluşan projelerimiz var. Riskli 1,5 milyon konutu dönüştüreceğimiz 2 rezerv alanı var. İstanbul'da şehrin içindeki 1,5 milyon riskli konutu hem Anadolu hem Avrupa yakasında belirlediğimiz 2 rezerv alana taşıyacağız" dedi.
Bakan Kurum’un ayrıntı vermediği açıklama, “İstanbul’daki 2 rezerv alanı nerede” sorusunu akıllara getirdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sitesinde 2019’da yayımlanan rezerv alanlarına baktığımızda karşımıza Kanal İstanbul güzargahı çıkıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 23 Aralık 2019'da Bakanlığın ve İstanbul İl Müdürlüğünün internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, Kanal İstanbul Rezerv Yapı Alanı'nın 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'nda değişiklik yapıldı. Anadolu Ajansı bu değişikliği şöyle haberleştirmişti: “Kanalın her iki yakasında, yaklaşık 26 bin 500 hektar planlama alanı içerisinde, 500 bin nüfusa hitap edecek 10 bin hektarlık alanda, mahalle konseptinde konut alanları ve bu konut alanlarına hizmet veren ticaret, resmi kurum, sosyal altyapı, teknik altyapı, sosyal tesis ve kültürel tesis alanlarının da yer alabileceği yeni yerleşim bölgeleri oluşturulacak. Kanal İstanbul'un her iki yakasında yerleşecek nüfus, İstanbul'un riskli yapılarının yoğun bulunduğu alanlarındaki nüfus olacak. Afet riski taşıyan bölgelerdeki riskli alanların dönüşümü için kullanılacak alanlar, kontrollü olarak planlandığı takdirde hem kentin riskli alanlarının dönüşümü için fayda sağlayacak hem de düzensiz ve plansız gelişmelerin önünü kapatmış olacak.”
KİM, NEREYE, NASIL TAŞINACAK?
20 yıldır iktidarda olan ama bugüne kadar riskli yapıların belirlenmesine ve rezerve alan oluşturulmasına ilişkin çalışma yapmayan iktidarın, “İstanbul’u taşıyacağız” vaadi, Kanal İstanbul adı altında oluşturulmak istenen rant alanlarının bu kez de deprem gerekçe gösterilerek gündeme getirilebileceğinin işaretini verdi.
Öte yandan, 2011’den bu yana Kanal İstanbul bölgesinde tapuların el değiştirdiği İBB tarafından açıklanmış ve bunun üzerine tapu kayıtlarına erişim yasağı getirilmişti. Ağırlıklı olarak özel mülkiyette olan bu bölgede imar hakları tanımlanmışken, plan raporunda yer alan tek cümle olan "İstanbul'un riskli bolgelerinden bir kısım nüfus bölgeye taşınacaktır" ifadesi gerçekçi görünmüyor. İstanbul’un hangi bölgesinden ne kadar nüfusun, hangi koşullarda taşınacağı sorusunun cevabı da planda yok.
TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) İstanbul Şube Başkanı Mehmet Hışır, Kanal İstanbul kapsamında planlanan ancak itirazlar üzerine iptal edilen imar uygulamasında rezerv alanı için ayrılmış az sayıda hazine arazisi olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: "Kanal İstanbul güzergahının tamamen riskli alanlardaki konutların taşınması için kullanılacağı anlamına gelmiyor. Olsa olsa, planlanan devasa rant alanının küçük bir bölümü, bunun için kullanılacaktır."