1 Mart 2023 14:55
/
Güncelleme: 4 Mart 2023 01:50

İstanbul Deprem Seferberlik Planı | İmamoğlu: Güçlendirme çalışmalarına bu ay itibarıyla başlayacağımızı ilan ediyorum

Ekrem İmamoğlu, deprem konusunda seferberlik başlattıklarını belirtti. Güçlendirme çalışmalarına bu ay itibarıyla başlayacaklarını duyuran İmamoğlu, "Maliyetine güçlendirme yapacağız" dedi.

İstanbul Deprem Seferberlik Planı | İmamoğlu: Güçlendirme çalışmalarına bu ay itibarıyla başlayacağımızı ilan ediyorum

Ekrem İmamoğlu | Fotoğraf: İBB

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) olası bir depreme karşı hazırladığı "İstanbul Deprem Seferberlik Planı"nı açıklanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul için deprem konusunda seferberlik başlattıklarını belirterek, "İBB olarak güçlü bir inisiyatif alıyoruz, düzeni değiştiriyoruz. Deprem ve afetlere karşı bu kadim şehri dirençli bir kent haline getirmek için her şeyi tekrardan, sıfırdan başlatıyoruz. Yapılması gereken ne varsa yerine getirmek için ayağa kalkıyoruz" dedi. 

Toplantının sonunda da konuşan ve yol haritasını açıklayan İmamoğlu, "Güçlendirme çalışmalarına bu ay itibarıyla meclise sunduğumuz yönetmelik önerisi ile başlayacağımızı ilan ediyorum. Bu sistem ile hızlı taramaya başvuran ve güçlendirme önerisi alan binalardan başlayıp maliyetine güçlendirme yapacağız. Oradan buraya taşıyacağız ile bu sorunu çözemezsiniz. Süreci hızlı bir şekilde harekete geçirmezsek bu işin altından kalkamayız" dedi.

İmamoğlu, topantının kapanışında yol haritasını paylaştı:

  • Marmara deprem konseyinin kurulması
  • İBB deprem bütçesinin revizyonuna destek
  • İstanbul’un depreme dirençli hale getirilmesi için mevzuat çalışmalarının yapılması
  • Yapı güçlendirme konusuna ilişkin yasal düzenleme için merkezi yönetimle işbirliği ve finans desteği
  • Hızlı tarama yönteminin mevzuata konarak yaygınlaştırılması
  • Boş konutların kullandırılması programına ilişkin yasal yönetsel düzenlemeler
  • Deprem sonrası toplanma ve geçici barınma alanlarının tam donanımlı bir şekilde fiziki altyapılarının geliştirilmesi için merkezi idare ile eşgüdüm
  • İstanbul’un iletişim, elektrik, enerji gibi tüm altyapı sistemlerini depreme dirençli hale getirmek için ilgili aktörlerle birlikte çalışma
  • Erken uyarı sisteminin hazırlanması
  • Arama kurtarma ekiplerinin tanzimi ve eğitimi
  • İstanbul özelinde yasa çalışması

11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından olası İstanbul depremi Türkiye'nin ana gündem maddelerinden biri haline geldi. İBB ekibi; çözüm ve önlem önerileri ile iş birliği çağrılarını içeren "İstanbul Deprem Seferberlik Planı"nı açıklıyor. Toplantıda ilk sözü İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu aldı.

İmamoğlu’nun konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

MARAŞ MERKEZLİ DEPREMLER

6 Şubat 2023 ne yazık ki hepimiz için hiçbir şeyi eskisi gibi olmayacağı bir sürecin başlangıcı. Bu deprem millet olarak hepimizi harekete geçirdi. Öncelikle bütün milletimizin başı sağ olsun. Tabii biz de İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak harekete geçerek ilk günden itibaren afet bölgesini koştuk. Aynı zamanda sadece bu süreçte AFAD'ın bizi eşleştirildiği Hatay'da değil, bütün bölgeye elimizden ne geliyorsa ulaştırmaya gayret ettik.

Tabii aynı zamanda bu sürecin en etkin bir şekilde yönetilmesi için üst düzey bir organizasyon ve koordinasyon için elimizden gelen çabayı gösterdik. Gücümüz yettiğince bu sürecin sürdürülebilir bir biçimde yaraların tümden sarılması anına kadar İstanbul halkı adına ve Büyükşehir Belediyesi olarak o bölgede olacağımızı şimdiden belirtmek istiyorum.

Zor anlarında afetzedelerin yanında bulunmaya devam edeceğimiz bu süreçte 2 bine yakın personelimizin hâlâ Hatay'da bu bulunduğunu belirtmek istiyorum. Bu süreçte yaklaşık 7 gün orada bulundum. Değerli Büyükşehir Belediye başkanlarımızla birlikte Genel Başkan Yardımcımız Sayın Seyit Torun ve Genel Başkanımızın liderliğinde o bölgede bulunduk. Çok acı bir süreci hep birlikte yaşadık.

Kesinlikle arama kurtarma ekiplerimizin cansiperane ortaya koydukları mücadeleyi buradan ayrıca anmak istiyorum. Bütün arama kurtarma ekiplerinin tüm katkı sunan kurum ve kuruluşlara, belediyelerimizden AFAD’a, sivil toplum kuruluşlarından vakıflara, derneklere, yurt dışından gelen ülkelerden gelen yine arama kurtarma ekiplerine bütün gönüllülere yardım sunan, katkı sunan ve hâlâ sunmaya devam eden vatandaşlarımıza, milletimize, hepinizin huzurunda ayrı bir teşekkürü borç biliyorum.

“HER ŞEYİ YENİ BAŞTAN DÜŞÜNMEYE İHTİYACIMIZ VAR”

Şunu söylemek isterim. Bu büyük afetin ve afette yaşadıklarımızın hepimize yüklediği çok derin bir sorumluluk var. Artık hayatımıza eskisi gibi devam edemeyeceğimizi hepimiz çok net olarak biliyoruz. Bu atmosferde 10 binlerce canımız hala belki göçük altında enkazla ardan çıkarılıyor iken biz normal yaşamımızı sürdüremeyiz. Hiçbirimizin buna hakkı yok. Hepimizin her şeyi yeni baştan düşünmeye son derece yüksek seviyede ihtiyacı vardır.

“Nerede olacak, ne zaman olacak, olacak mı olmayacak mı, hangi büyüklükte olacak?​” tartışmalarını terk etmeliyiz. Bir tarafa bırakmalıyız. O işi zaten layıkıyla yapan çok kıymetli hocalarımız var. Deprem bu topraklar için bu kadim coğrafya için bir realitedir. Bir gerçekliktir. Bu topraklarda milyonlarca yıl önce depremi oluşturan mekanizmalar dünyanın var olması sürecinde oluştu. Milyonlarca yıl boyunca da var olmaya devam edecek. Bu tarafını değiştirmeye hiçbirimizin gücü yetmez, depremleri durduramayacağınıza göre milletçe depremde can kayıplarına uğramamak büyük bir pişmanlık duymamak için bir devlet olarak da gelecekte ayakta kalabilmek için deprem dirençli ve yerleşim alanları ve deprem dirençli kentler yaratmak zorundayız.

“İNİSİYATİF ALIYORUZ, DÜZENİ DEĞİŞTİRİYORUZ”

Biz bugün itibariyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak güçlü bir inisiyatif alıyoruz, düzeni değiştiriyoruz. Düzeni değiştirmek zorundayız. Düzen değiştirmek elbette ki cesaret ister. Cesur olabilmek için önce yanlış giden bir sürecin, yanlış giden bir düzenin bir parçası olmaktan net olarak kurtulmak gerekir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yıllardır bu konuyu konuşuyor. 1999 yılından beri İstanbul'un yanı başında olan Gölcük ve Düzce depreminden beri konuşuyor yaşıyor. Belki büyük gayretler içerisinde ancak bu düzene kalıcı ve cesur bir biçimde değişim adına yeterli adımları atamamıştır. 2019 tarihinden bugüne biz özellikle imar rant siyaset düzenine karşı bir duruş içerisindeyiz. Bunun dışında hareket ediyoruz. Bu sebeple deprem konusunda en ileri en cesur adımları atabilecek konumda olmak zorunda olduğumuzun farkındayız. Bu konumuzun gereğini yerine getirme çabamızın yetmeyeceğini, bana bunu daha da yükseklere taşımak zorunda olduğumuzun da farkındayız. O bakımdan deprem konusunda yapılması gereken her ne var ise yerine getirmek için İstanbul olarak ayağa kalkıyoruz. Deprem dirençli istanbul için yüksek seviyede bir seferberlik başlatıyoruz.

“YAŞAMAK İSTİYORSAK…”

Peki bu mümkün müdür? Evet, pekala mümkündür. Kaliforniya, Meksika, İtalya, Endonezya, Şili ve Japonya'da nasıl mümkün olabilmişse İstanbul'da da mümkündür. Mümkün olmak zorundadır. Var olmak istiyorsak yaşamak istiyorsak şehirlerimizi korumak için deprem dirençli kent uygulamasını İstanbul'da yüksek seviyede başarıp sadece İstanbul için değil, Türkiye'de örnek olmak zorunda olan bir şehiriz. Hedefimiz budur. Seferberliğimizin amacı net olarak budur. Deprem İstanbul için kaçınılmaz bir gerçek ve gerçek anlamda beka meselesidir. Tarih boyunca İstanbul'u nasıl vurduysa yine vuracaktır. Gününü saatini yılını bilmiyoruz ama hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki deprem bu kentte yaşanacaktır.

Eğer bu topraklarda, millet olarak bu kadim topraklarda neslimizi ebediyen yaşatmak istiyorsak yaşatacaksak, kısa, orta ve uzun vadede deprem dirençli yerleşim alanlarını mutlaka hızlıca oluşturmak zorundayız. Ve yine kimsenin kuşkusu olmasın. İnanıyorum ki milletçe biz bunu başarabiliriz. Bunun için teknik bilgimiz var, insan kaynağımız var, bilim insanlarımız var gücümüz var, irademiz var, finansal gücümüz var. Her şeye rağmen var bu toprakların inanılmaz seviyede kaynakları vardır. Bu ulusal seferberlikte devletimizle, hükümetimizle, bilim insanlarımızla, sivil toplumumuzla ve tüm halkımızla birlikte çalışmak ve birlikte başarmak istiyoruz

Bugünün aslında net özeti budur. Başaracağımıza da yürekten inanıyoruz ancak inanmanın tek başına yeterli olmadığını gördük. Yaşadık, bunu biliyoruz. Yetmez, gerçekçi stratejilere mutlak ama mutlak ihtiyacımız vardır. Kaynağa ihtiyacımız vardır çünkü sorunun devasa büyüklükte olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu salonda dahi bu kaynak ihtiyacını çok iyi yapacak onlarca insanımız vardır, işbirliğine ihtiyacımız vardır. Çünkü yapılması gereken çok boyutlu ve çok çeşitli işleri kapsamaktadır. Bu süreç her kesimin harekete geçmesi ve geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü devlet görevlisinden teknik personele, sağlık görevlisinden vatandaşa, iş insanından emeklisine uzun bir zincirin kırılmadan kuvvetli bir biçimde kararlı biçimde kol kola amasız fakatsız çalışması gerekmektedir.

"BİLİM, YEGANE IŞIĞIMIZDIR"

Bilime ihtiyacımız var, bilim yegane ışığımızdır. Bilimin söylediklerini görmezden gelerek yolumuza devam ettiğimizde, canımızı yakan, sayısını beyan etmekte bile zorlandığımız on binlerce insanımızı kaybettiğimizde yaşadığımız acıyı defalarca yaşarız. Görmezden gelerek yola devam etmek mümkün değildir.

Güçlü bir yol haritasına ihtiyacımız var. Tüm kaynakları belirli bir zaman planına göre sürece dahil etmek zorundayız. Deprem ve afetlere karşı bu kadim şehri dirençli bir kent haline getirmek için her şeyi tekrardan, sıfırdan başlatıyoruz.

Bunları söylüyorum ama şunu da bilmenizi isterim, iş başına geldiğimizden beri yaptığımız pek çok afet hazırlık çalışmasını ve projesinin bir araya getirerek defalarca gözden geçirdik. Bilim çevrelerine çağrı yaparak hızla deprem bilimi üst kurulu kurduk, çalıştaylar yaptık. Bilim kurulumuzla yaptığımız toplantıda, 7 alanda çalıştay sürecini gerçekleştirdik. Depreme yönelik güçlendirmeden acil yardıma lojistik, sağlık önlemlerine semt örgütlenmesinden afet koordinasyon merkezimize kadar tüm boyutlarını mercek altına aldık. Bugün itibariyle 7 bilimsel kuruldan gelen değerlendirme raporları da elimizdedir. Kamuoyuyla bunların her birini paylaşacağız. Kurallarımıza katılan tüm akademisyenlere, uzmanlara, kurum ve kuruluş temsilcilerine İstanbullular adına buradan sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Ekiplerimiz ve bilim insanlarımız bundan sonra çalışmalarını aralıksız devam edecek. Katılan her insanımız bu seferberlik sürecinin bir ferdi olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirmektedir. Her aşamada çalışmalarımızı gözden geçirip seferberlikle ilgili icraatların yerine getirilip getirilmediğini hem denetleyip hem özeleştiri yapıp süreci en sağlıklı şekilde yönetmeye devam edeceğiz. Bugün itibarıyla aslında seferberliğimizin üçüncü aşamasındayız. Bugün burada ekibimizle birlikte deprem seferberlik yol haritamızı sizlerle paylaşacağız. Yol haritamızı maddeler halinde tespit ve eylem planı olarak sizlere sunacağız. Öncelikle İstanbul büyükşehir belediyesinde depremle ilgili neler yaptık, neler yaptı yapıldığını ve yapıyor olduğumuzu sizlerle samimi olarak paylaşım anlatacağız. Gerçek durumumuz nedir? Ne boyutta bir sorunla karşı karşıyayız. Bunu da paylaşacağız. Göreceğiz ki, yapılması gereken devasa işler var ve işin mali boyutuyla, mevzuatıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesinin çok daha ötesinde bir durum olduğunu da, hepinizin gözlerinin önüne sereceğiz. Bugünün dikkate alan bir çıkış yolunu da son bölümde sizlerle beraber paylaşacağız. Bu toplantı sadece bugün burada yaptığımız toplantıyla bitmeyecek. Ekiplerimiz ve bilim insanlarımız bundan sonra çalışmalarına aralıksız devam edecek."

İstanbul Deprem Seferberliği Planı toplantısı.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Toplantıda İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin, İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa, İGDAŞ Genel Müdürü Dr. Mithat Bülent Özmen, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkan Prof. Dr. Ayşe Erdinçler, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar da katıldı. İstanbul Deprem Seferberlik Planı'nda üst düzey görev alan bu yöneticiler de tek tek söz aldı.

İMAMOĞLU YOL HARİTASINI AÇIKLADI

Ekrem İmamoğlu kapanışta tekrar söz alarak yol haritasını açıkladıi maddelere ilişkin tek tek detaylar paylaştı. İmamoğlu şunları söyledi:

"Kahramanmaraş Depremi bu ülkenin bütün yöneticilerini bir yol ayrımına getirmiştir. Getirmelidir. Artık ya hep birlikte harekete geçeceğiz ya da depreme hazırlık konusunda işbirliğine yanaşmayan kim varsa koltuklarını bırakıp evlerine dönecek. Çok hızlı, çok net, çok kararlı olmak ve hep birlikte harekete geçmek zorundayız. Boş söze kimsenin tahammülü kalmadı. Boş sözü ben söylüyorsam benim için de geçerli başkası söylüyorsa onun için de geçerli. Zaman, somut çözüm, somut öneri ve somut icraat zamanıdır.

Bu kapsamda bizim çözüm önerilerimiz şunlardır:

1 - MARMARA DEPREM KONSEYİ KURALIM

Gelin, İstanbul ve bütün Marmara bölgesini depreme hazırlamak üzere bir Marmara Deprem Konseyi kuralım. Bu işi bütünlükçü olarak ele almaz isek çözümü oluşturamayız. Yıllardır hükümetimize yaptığım çağrıyı bugün buradan bir kez daha tekrarlıyorum: Bakanlıklar, Valilik, İBB, ilçe belediyeleri, ilgili sektörler, meslek grupları, STK’lar ve üniversitelerle birlikte bir oluşum planlayalım. Bir kapıdan bir sorunla giren vatandaşımız öbür kapıdan çözümle çıkabilsin. Hükümetin ve Marmara bölgesindeki tüm yerel yönetimlerin uzlaşmasıyla oluşacak bu saygın ve güçlü konseye gerekli özerkliği ve uygun çalışma koşullarını sağlayalım. Partiler üssü bir meseleden bahsediyorum. Onlar bize ortak akılla bir yol haritası hazırlasınlar.  Mühendisliğinden planlamasına, lojistiğinden sağlık stratejisine, sosyal alanda yapılması gerekenlerden yönetsel-hukuki boyutlara kadar her düzeyde yapılacak işler bilimsel yaklaşımla tanımlansın.  

Hangi kurumun ne düzeyde görev alacağını belirleyelim ve hızlı bir süreç işletelim. İstanbul ve Marmara deprem seferberliğini bilimsel, planlı ve kararlı adımlarla başlatalım. İBB böyle bir organizasyon içinde üzerine düşen her görevi sonuna kadar yapmaya hazırdır. Çünkü bu en doğru ve en sağlıklı yoldur. Tabii ki, biz İBB olarak harekete geçmek için ideal koşulların oluşmasını beklemiyoruz. Uzmanlarla birlikte hazırladığımız Deprem Eylem ve Müdahale Planı’yla birlikte deprem hazırlıklarımızı bugünden itibaren daha ileri bir aşamaya taşıyoruz.

2 - AFET HAZIRLIK DAHİL BÜTÇEMİZİ REVİZE EDECEĞİZ

Ne kadar artırabiliyorsak, zaruri harcamalarımız bir yana konulmak şartıyla, deprem için ayıracağız. Bu sadece yerel yönetimlerle olmaz. Özellikle bütün bakanlıkları hükümeti büyük bir seferberliğe davet ediyorum.

Tahliye yollarındaki güçlendirme faaliyetlerimiz ile afete müdahalenin etkin olmasını sağlayacağız.

3 - BİR ÇOK ALANDA MEVZUAT ÇALIŞMALARI ÖNERİYORUZ

Yaklaşık 1,5 yıldır İstanbul İmar Yönetmeliği’nin yenilenmesi üzerine çalışıyoruz. Belirli büyüklüklerdeki parsellere deprem konteynırı koyulması, çıkmaların sınırlandırılması, deprem izolatör sistemlerinin yapılarda kullanılmasının teşviki, dönüşüm amaçlı çatıların bağımsız bölüm olarak iskanı, açık alan ve yeşil alanlarda afet öncelikli altyapı hazırlıklarının yapılması gibi hususlar İstanbul’u afetlere hazırlamak anlamında önemli bir rol üstlenecektir.

İstanbul İmar Yönetmeliği’nin revizyon çalışmasını bu ay itibariyle İBB Meclisimize sunacağız.

Bu noktada önemli bir başlık da yapıların, iskan-yapı kullanım izni verildikten sonra belirli periyotlarda denetlenmesi konusunun, işte kolon kesildi kiriş kırıldı meselesinin denetlenmesi, bir an önce hayata geçirilmesidir. Bunun mutlaka imar mevzuatı içerisinde yer alması gerekmektedir. Tüm ilçe belediyelerimizle gerekli yazışmaları yaptık ve onları ortak eylem planı oluşturmaya davet ettik.

Şayet ruhsatlı, iskanlı bir binaya sonrasında herhangi bir müdahale edilmişse, bu bir suçtur ve bizler kamusal sorumluluğumuz ile bu suça meydan vermeyeceğiz.

4 - İSTANBUL GÜÇLENİYOR SİSTEMİ KURUYORUZ

Güçlendirme çalışmalarına bu ay itibarıyla meclise sunduğumuz yönetmelik önerisi ile başlayacağımızı ilan ediyorum. Bu sistem ile hızlı taramaya başvuran ve güçlendirme önerisi alan binalardan başlayıp maliyetine güçlendirme yapacağız.

Bu sistem ile hızlı taramaya başvuran ve güçlendirme önerisi alan binalardan başlayıp maliyetine güçlendirme yapacağız.  Kısmi ve kapsamlı güçlendirmeye ilişkin ayrı bir yönetmelik hazırlıyoruz. Bu yönetmelikte riskli bina analizi ve hızlı bina taraması sonuçlarına göre güçlendirme kapsamında olacak yapılar için yapım süreci ve finansman modelleri tarif edeceğiz. Oradan buraya taşıyacağız ile bu sorunu çözemezsiniz. Güçlendirme ve özellikle yerinde yenileme kabilyetini artırararak, süreci hızlı bir şekilde harekete geçirmezsek bu işin altından kalkamayız.

5 - HIZLI TARAMAYI YAYGINLAŞTIRACAĞIZ

Kahramanmaraş depremi sonra hızlı tarama sistemine başvuran sayısı 110 bini geçti. Bu konuda hızlı hareket edebilmek ve bu işi yaygınlaştırmak için meslek odaları ve ilgili paydaşlarla birlikte ilerleyeceğimiz bir protokol yaptık. Bu sürecin daha da yaygınlaştırılması için merkezi idare tarafından mevzuat çalışması yapılmasını öneriyoruz. Ruhsatsız, iskansız binalar ile ilgili acilen bir arada çalışmaya koyulmalıyız.

6 - BÜTÜNCÜL KONUT POLİTİKALARI

Bütüncül konut politikaları yaklaşımı dahilinde Mart ayında, kendi mülkiyetimizde bulunan proje ve ruhsatlandırma süreci bitmiş alanlarda ilk etapta 5.000 birimlik sosyal kiralık konut ve ödenebilir sosyal konut yapımının temelini atıyoruz. Orta vadede 10 bin konutun daha inşa sürecini başlatacağız.

7 - TOPLANMA ALANLARI-GEÇİCİ BARINMA ALANLARI

Toplanma alanları ve geçici barınma alanlarında su deposu, foseptik çukuru, güneş paneli, alet ve gereç dolabı, çöp toplama alanı, çadır yerleşim alanı gibi tüm detayları planlıyoruz.

Lojistik merkezlerimizi belirledik, ihtiyaçlarımızı tespit ettik. İstanbul’un mevcutta sahip olduğu (AFAD’ın belirlediği) 2.450 hektar alanı 2.2 kat artırarak 7.850 hektara çıkartacağız.

FİZİKİ ALTYAPI konusunda Avrupa ve Anadolu yakalarında 4 buçuk milyon vatandaşımız için geçici barınma alanlarımızı hızla hazırlayacağız.

Toplanma Alanları, Geçici Barınma Alanları ve 1. Derece Tahliye Koridorları imar planlarına işlenecektir. Bunlarla ilgili plan değişikliği ve plan tadilatları yapılmayacaktır.

8 - ALT YAPI ÇALIŞMALARI

Alt yapı çalışmalarının geliştirilmesi ve hızlanması için merkezi yönetim desteği ve finansal desteğe ihtiyaç bulunmaktadır. Bunu ısrarla talep ediyoruz. 

Afet anında ışıklandırma eksikliğinin önemini geçtiğimiz depremde tekrar gördük. Elektrik ile ilgili projelendirmeye başlıyoruz. Ana arterlerde peyder pey güneş enerjili sokak lambası projeleri gerçekleştireceğiz. İletişimin kesilmemesi, elektrik sıkıntısı yaşanmaması için kamu binalarında, gemilerde mobil baz istasyonlarının kurulması, toplanma alanlarında şarj ünitelerinin hazır edilmesi projelerimizi gerçekleştireceğiz.  

9 - ERKEN UYARI

Erken uyarı konusunda 50 kilometre uzunluğunda fiber optik tabanlı erken uyarı sistemimizi geliştiriyoruz. Bu hat üzerindeki 5.000 sensör ve geliştirilecek olan yapay zeka sayesinde depreme yönelik hazırlığımızı ve müdahalemizi en üst düzeye çekeceğiz.

10 - ARAMA KURTARMA EKİPLERİ

İstanbul’un her mahallesinde etkili arama kurtarma ekipleri oluşturmak üzere bir proje başlatıyoruz.  İstanbul İtfaiyesinde, ilçe belediyelerinin koordinasyonunda eğitimler verip gerekli ekipmanı eğitimli kişilere sağlayacağız.  Meslek örgütleriyle yapacağımız protokol ile 5 bin tane meslek insanını yetiştirip ilgili ekipmanlarıyla tüm mahallelerde hazır edeceğiz.

Bu yapacaklarımız İstanbul’un depreme hazırlığında çok önemli bir aşamayı daha geride bırakmamızı sağlayacak ama maalesef  “çürük binalar” üreten bu düzeni değiştirmeye yetmeyecektir. Bunun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve merkezi yönetimin atması gereken hayati adımlar vardır.

Sadece İstanbul'da değil yakın bölgedeki birçok şehirde gönüllülerin tanzimi ve eğitilmesi konusunda hızlı bir çalışma şarttır. Örneğin son dönemde yoğun bir şekilde başvuruların olduğu bedelli askerlik kapsamında bir aylık askerlik yapan insanlarımıza sadece afet gönüllüsü eğitimi verilse bile önemli bir adım olduğunu buradan duyurmak istiyorum.

11 - İSTANBUL’A ÖZEL KANUN ÇIKARILMASI BİR ZORUNLULUKTUR

Bu süreçte İstanbul’a özel kanun çıkarılması bir zorunluluktur. Ama tüm ülke için de imar aflarını artık geri dönmemek üzere hayatımızdan sonsuza kadar çıkarmalıyız. Bu ülkede bundan böyle her imar affı teklifini geleceğimiz için bir ihanet gibi görmeliyiz. Dahası, imar aflarının yasaklanmasına ilişkin anayasal düzenleme yapmalıyız.

Yapı denetimi ve müteahhitlik sistemini baştan aşağı yenilemeliyiz. Denetim faaliyetleri, içerisinde güçlü yerel yönetimlerin, meslek odalarının yer aldığı bir yapıyla, kamusal bir hizmet olarak sunulmalıdır.

Tüm yapıların deprem güvenlik sertifikasının belediyelerce çıkarılarak, gerek yapı üzerinde ve gerekse dijital ortamda açık veri olarak toplumun her bir ferdinin görebilmesine izin verecek bir düzenleme yapmalıyız.

Öncelikle ruhsatsız binalardan başlayarak, binaların 6 ay içerisinde güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması için ruhsat alması zorunlu hale getirilmelidir. 1 yıl içerisinde de güçlendirme veya yeniden yapılmasına yönelik inşaat başlatılmalıdır.

İmar planlarında “toplanma alanı ve kent içi park alanı, sağlık alanı, eğitim alanı, itfaiye alanı” olarak belirtildiği halde üzerinde bina bulunan yerlere yönelik Acil Kamulaştırma Programı hayata geçirilmelidir.  

"KAYBETTİĞİMİZ 20 YILI TEKRAR KAYBEDEMEYİZ"

Artık İstanbul’un her bir metrekaresinde üretilecek konutun, İstanbul’un depreme hazırlıklı olabilmesi adına bir amacı olması gerekmektedir.  

Sosyal konut üretiminden, ödenebilir konuta, boş konutların kullandırılmasından kira politikalarına kadar bütüncül bir yaklaşım dahilinde hareket edilmezse, İstanbul hiçbir şekilde depreme dayanıklı hale gelemez.

Bütün bu konularda somut çalışma ve önerilerimiz vardır.  Bugün, ülkemizde imar düzenlemeleriyle ilgili cari 25 yasa, 11 yönetmelik bulunuyor. Ve uygulamada 19 farklı kurum yetkilidir. Bu karışıklığı önlemekle bile süreçler hızlanabilir.

Sevgili vatandaşlarım, yaşadığımız yıkıcı afet, devlet yönetimi ve siyasetin esaslı bir değişimden geçmesi gerektiğini gösterdi. Kurumların krizlerde hemen harekete geçecek kadar inisiyatif sahibi olduğu, her adımında vatandaşına şeffaflıkla hesap veren, yerel yönetimleri güçlendirilmiş, katılımcı, iş birliği kültürü gelişmiş bir devlet anlayışını acilen hayata geçirmeliyiz. Toplum afetle birlikte tüm sorunlarını bir tarafa bırakarak güçlü bir dayanışma ortaya koyarken, iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyaset ‘zor zamanda kenetlenme’ görüntüsü veremedi.

Ne acıdır ki, siyasetin toplumun çok gerisine düştüğüne şahit olduk. Bu nedenle Türkiye siyasetinin gerçek manasıyla çoğulcu olmasını sağlamak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Zira yaklaşmakta olan Marmara depremi sadece İstanbul’u ya da Marmara Bölgesini tehdit etmiyor. Türkiye’yi ve Türkiye’nin geleceğini, ekonomisini, dünyadaki yerini de tehdit ediyor. Unutmamalıyız ki, yaklaşan tehlike milli güvenliğimizi tehdit edecek seviyede bir afettir. İstanbul depreminden yıkılmadan, depreme yenilmeden çıkmak için yeni bir merkezi hükümet-yerel yönetim-sivil toplum iş birliği inşa etmemiz gerekiyor. Bunun için yeni bir siyaset, dinç ve taze bir sistem kurmamız gerekiyor.  Bu artık yaşamsal bir zorunluluktur."

Maddeleri tekrar özetleyen İmamoğlu, son olarak şunları söyledi:

"Tüm bu umut ve duygularla hazırlayıp sizlerle paylaştığımız planımız, bir çağrıdır. Bu bir seferberlik çağrısıdır. Kayıtsız şartsız bir işbirliği çağrısıdır. Milli savunma bakanlığından içişleri bakanlığına, şehircilik bakanlığından ulaştırma bakanlığına kadar tüm bakanlıklarımıza bir çağrıdır. Özellikle Marmara’daki tüm yerel yönetimlere, 39 ilçe belediyemize mülki ve askeri idarelere… Meslek odalarımıza, iş dünyası örgütlerine ve her ölçekten ilgili tüm kurumlarımıza , şirketlerimize çağrıdır. Doğrusu depreme hazırlık ve istanbulun deprem dirençli bir şehir olması yolunda işbaşına geldiğimizden beri defalarca seferberlik çağrısı yaptık. Bu seferberlik davetimize icap etmeyenleri tekrar tekrar davet ediyoruz.

Kahramanmaraş depremi istisnasız hepimiz için bir milat olmalıdır. Gölcük ve Düzce depremlerinin ardından kaybettiğimiz 20 yılı tekrar kaybedemeyiz. Artık daha fazla bu konudaki sorumlulukları ihmal edemeyiz. Edersek, bu kez fatura çok daha yüksek olur. Artık eski siyaset tarzını terketmeliyiz.

Binaları yerinde dönüştürmek ve insanlarımıza yerlerinde güvenli konutlar kazandırmak konusunda mücadele etmeliyiz. Milyonlarca insanımızı ev taşır gibi bir yere taşıyamayacağımızı, tedbirlere akılcı ve bilimin ışığında alma konusunda kararlı olmalıyız. Vatandaşla konuşmadan, bilimin sesine ve ortak akla kulak vermeden iş yapılamaz. Yerel yönetimlerle işbirliği yapmadan, oldu bittiye getirme yöntemlerinden, seçim vaadi gibi konuşmalardan vazgeçelim. Bu alan seçim vaadi alanı değildir, ortaklaşma alanıdır, milli seferberlik alanıdır.

Biz bugün itibariyle İstanbul’u depreme dirençli bir kente dönüştürme konusunda kararlıyız, cesuruz. Durmayacağız. Hepimiz biliyoruz ki, İstanbul durursa, Türkiye durur. İstanbul durursa Türkiye çok büyük sıkıntıya düşer. Bizim için bu bir başlangıç. Bu amaçla bugün itibariyle sahaya çıkıyoruz.

Başvurularını almaya başlıyoruz. Perşembe günü mahalle aralarına giriyor ve yıkımlarımıza devam ediyoruz.  Nisanda tekrar bir araya geleceğiz ve afet eylem planımızın detaylarını sizlerle paylaşacağız.

Toplantılarımıza gelinmese de, biz tüm kurumlarımızın toplantılarına tam motivasyonla katıldık, katılmaya devam edeceğiz. Gelin, şehirlerimizde ağır ağır, sinsi sinsi katliamlar üreten, canlarımızı bizden koparan bu düzeni hep birlikte değiştirelim. Şimdi başlayıp, beş yıllık plan, on yıllık plan ve 20 yıllık planla tüm kentlerimizi deprem dirençli kent haline getirelim. Kaderimiz bu topraklarda yükselip depremle yıkılıp giden diğer medeniyetlerin kaderine benzemesin. Yaşadığımız bu kadim kenti depreme dirençli bir şehir haline getirmek için başlattığımız seferberliğin İstanbullular adına hayırlı sonuçlar getirmesini diliyor, saygılarımı sunuyorum."

İstanbul Deprem Seferberliği Planı toplantısı.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

İBB YETKİKİLERİNİN KONUŞMALARINDAN SATIR BAŞLARI

İmamoğlu’nun açılış konuşmasının ardından İBB yetkilileri söz alarak, sorumluluk alanlarıyla ilgili çalışmaları kapsayan kısa sunumlar yaptı.

İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Emrah Şahan:

İstanbul gibi bir kadim şehir hâlâ 25 yasa 19 kurum 11 yönetmelikle bir gecede kent mekanına ilişkin plan kararlarının alınabileceği yetki karmaşasının yaşandığı bir şehir olamaz.  Planlamanın masa başı çalakalem yapıldığı bugünlere inat İPA olarak 2019 dan bu yana kentin pek çok konusunda olduğu gibi deprem konusunda da ortak akılla kentin gelecek planını gören bir yerden yol haritasını tüm İstanbullu paydaşlarla çizmeye çalışıyoruz. İstanbul kendi deprem gerçeğine ilişkin düşünebilen sorunu görebilen ve bunun üstesinden gelebilecek potansiyele sahip büyük bir şehir. İPA bunun planlama aklıyla yürütülmesi konusunda hepimizin ortak zeminidir

İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa:

İSKİ, olası İstanbul depremi sonrasında kentsel su yönetiminin hiç olmadığı kadar önem taşıdığının bilinci ile hareket ederek, yaşam kaynağımız olan suyun hemşehrilerimize kesintisiz sağlanması ve atık su hizmetlerinin sürekliliğinin teminine yönelik tüm gücüyle çalışmalarına devam etmektedir.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat:

Afet öncesinde; önleyici koruma çalışmalarıyla sürdürülebilir koruma yaklaşımını ele alarak dayanıklı bir kültürel miras stratejisi hedefliyoruz.

Afet sırasında; tarihi yapılardan insan kurtarma faaliyetlerinin bilimsel ve teknik hazırlıklarını tamamlayarak, sorumlulukların ilgililere dağıtılmasını planlıyoruz. Afet sonrasındaysa; hızla ihtiyaç analizleri ve hasar tespitlerinin tamamlanmasını, hasarların giderilmesine ilişkin yöntemlerin belirlenmesini hedefliyoruz.

Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkan Prof. Dr. Ayşe Erdinçler:

Deprem sonrası ilk müdahale aşamasında en önemli konulardan biri de atıklar. “İstanbul İli Afet Yönetimi Sürecinde Sürdürülebilir Atık Yönetim Planı”yla, evsel nitelikli atık, tehlikeli atık, inşaat ve yıkıntı atığı, tıbbi atık ve benzeri tüm atık türleri için eylem planları belirlenmiş durumda. Deprem sonrası tüm atıklar bu plan doğrultusunda ivedilikle kaldırılacak ve atık transfer merkezlerine taşınacak.

İGDAŞ Genel Müdürü Dr. Mithat Bülent Özmen:

İGDAŞ olarak olası Marmara depremine yönelik erken uyarı, erken müdahale ve iletişim sistemlerimizi geliştirmeye aynı kararlılıkla devam edeceğiz.

İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar:

Bugün sizlere 2 önemli projemizden bahsedeceğim.

1-İstanbul Yenileniyor Sıfır Faizli Finansman Projesi,

2-Deprem Dayanıklılığı Sıfır Olan Binalar İçin Kira Desteği Projesi… “İstanbul Yenileniyor Sıfır Faizli Finansman “ projesi , sosyal belediyecilik anlayışımız çerçevesinde dar gelirli vatandaşlarımıza faizsiz finansman desteği sağlayarak İstanbul’un kentsel dayanıklılığını artırma projesidir.

KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt:

Biz ibb çatısı altında kiptaş olarak bu dönemde toplam 2.096 bağımsız birimden oluşan 4 farklı projede sabit taksit uyguladık. toplam 241.776 adet başvuru aldık ve bu projelerimizin hepsini normal taahüdümüzden erken teslim ettik. yani sabit taksitle sosyal konut üretilebileceğini test etmiş olduk.

En son teslim ettiğimiz sosyal konut projemiz olan tuzla aydınlık evler’in temelini 13 aralık 2021’de attığımızda asgari ücret 4.250 tl iken biz 3.360 tl sabit takitle 120 ay vadede satışa sunduk ve projemizi 13 ayda teslim ettik. istanbul yenileniyora bugüne kadar 17.529 adet başvuru yapıldı. Bu şu anlama geliyor 1 milyon 350 bin insanımızın yaşadığı 369.453 adet riskili yapıda vatandaşımız biz inşaat maliyetini karşılayarak yapılarımızı yeniletmek istiyoruz diyor.biz bu işe başladığımızdaki inşaat maliyetleri ile bu günkü inşaat maliyetleri arasında tam 7 kat artış var.

Bizim tek yapmamız gereken merkezi yönetimle ile birlikte tıpkı sosyal konut ve orta gelir konut kampanyalarındaki gibi düşük faizli uygun ödeme planlarını riskli yapıda yaşayan vatandaşlara sunmak olmalı.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe:

-İmar planlarına ilişkin esasların yenilenmesi,

 -1999 öncesi planların  revize edilmesi,

 -Afet riskli yerleşimlerde «Kentsel Afet ve Risk Etki Değerlendirmesi» uygulamasının başlatılması,

-Toplanma Alanları, Geçici Barınma Alanları ve 1. Derece Tahliye Koridorlarının imar planlarında yer alması ve bunlar hakkında plan değişikliğinin yasaklanması,

-Sayıştay denetimlerinde imar rantlarına ilişkin özel ihtisas denetimi uygulaması hakkında düzenlemeler İMAR MEVZUATIMIZIN YENİLENMESİNDE YER ALMALIDIR. 

-Yapıların ruhsatlandırılmasından oturma izni alınmasına (iskan) ve hatta iskan sonrası tadilat ve dekorasyon süreçlerine kadar bir çok aşamada yapıların statik bütünlüğünü ve güvenliğini bozan uygulamalar, ihmaller ya da suistimaller yaşanabilmektedir. Bunları giderebilmek için denetim, eğitim, yetkinlik ve yeterlilik anlamında kapsamlı düzenlemeler yapılması zorunlu görülmektedir.

-Tüm yapıların yapı kimlik kartı dahilinde deprem güvenlik sertifikasına sahip olması,

-Dentimlerin yapının kullanım dönemine de taşınarak, İskan sonrası birinci yıl ve sonrası her beş yılda bir periyodik denetimlerin belediyelerce yapılması,

 -Zemin katında ticari işletme bulunan tüm yapıların denetlenmesi,

 -İnşaatta görevli tüm ara elemanlara, usta ve ustabaşılara, taşeron ve müteahhitlere mesleki yeterlilik için eğitim.

İBB Genel Sekreter Yardımcısı Pelin Alpkökin:

İstanbul’un batısında yer alan 8 ilçede yaşayan 3,5 milyon nüfusa raylı sistem erişimi yoktur. Kentin batısınınbağlantısını kuvvetlendirmek için Mahmutbey Bahçeşehir Esenyurt Metro Hattı inşaatı 2021’de başladık. Çalışmalarımız hızla devam ediyor.

 Sefaköy-Beylikdüzü-TÜYAP Metrosunun uygulama projelerini hazırladık. Yapımının başlayabilmesi için kamu yatırım programına alınması beklenmektedir.

 75 km uzunluğundaki HIZRAY hizmete girdiğinde Beylikdüzü’nden Sabiha Gökçen’e 50 dakikada erişim sağlayacak aynı zamanda olası bir deprem durumunda şehrin iki yakasını birbirine bağlayan önemli bir lojistik koridoralternatifi olacak.

Raylı Sistem Ağımız her gün olduğu gibi, depremde de İstanbul’a, İstanbulluya hizmet vermeye devam edecek.

(İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et