TÜPRAŞ işçisi: ‘Bilmediğiniz şeyler var’ cümlesine doyduk, şeffaflık istiyoruz

TÜPRAŞ işçisi
Kocaeli

Okuyan herkese merhaba. Öncelikle ülkece yaşadığımız büyük felakette akrabalarını, yakınlarını, dostlarını kaybeden herkese başsağlığı ve vefat edenlere Allah’tan rahmet; geride kalan ruhi ve bedenen yaralı olan dostlarımıza acil şifalar dilemek isterim.

Ülkece acımız çok büyük. Ülkemizin halihazırda geçtiği ekonomik darboğaz yetmezmiş gibi, bir de bu felaketin açtığı insani ve ekonomik yaralar tartışılmaz derecede büyük.

Bu felaket yaşanmadan kısa bir süre önce TÜPRAŞ işçileri olarak, yalnızca ekonomik boyutta yaşadığımız sıkıntılar sebebiyle, sesimizi duyurmaya çalışmış; oldukça güzel bir yankı uyandıran bir eylem süreci yürütmüştük.

“Sendikaya rağmen” sendikayı ivmelendirerek başlattığımız bu eylem, yine “sendika” tarafından arkasında durulmayıp, sonlandırılmıştı. Akabinde gelişen olaylar ve mevcut iktidarın temsilcilerinin istifa etmesi üzerine, yeniden temsilci seçimi süreci başladı. Bir yandan temsilci seçimi hazırlıkları ve adaylıklar sürerken, diğer yandan sendikanın mekanizmalarının tüzüğe uygun şekilde işlemesi, genel kurul toplantısı kararı alınması ve şube seçiminin de tekrar yapılması konusunda delegelerden imza toplama çalışmaları da devam etti ve ediyor.

18 TEMSİLCİ ADAYI ÇIKTI

Son gelişen olaylarda, bir sınıf olduğunu hatırlayan ve ses çıkarabildiğini fark eden TÜPRAŞ işçilerinden İzmit rafinerisinde 18 kişi temsilci adaylığını açıkladı.

Bunların 6’sı halihazırda muhalif olan ve bir süredir çalışmalar yürüten Yunus Emre Özdil ve ekibi; diğer 6 kişilik ekip ise mevcut iktidarın geçmiş dönem temsilcileri ve bir yeni yüz. Geri kalan 6 aday ise gerek bunca yıldır kendilerinin hakkıyla temsil edilmediğini düşünen; gerekse “Artık elimizi taşın altına koyup, bir yerden başlamalıyız” diyen bağımsız adaylar oldular.

Muhalif ekibin, geçmiş delege seçimlerinde her ne kadar defaatle önü kesilmiş, insan kaynakları tarafından dahi cezai yaptırımlarla propaganda çalışması yapmasına engel olunmuş ve ekip lideri YouTube üzerinden video ile propaganda yapmaya mecbur bırakılmış olsa da hemen hemen birçoğumuz çizgisini ve davasını biliyorduk.

BAĞIMSIZ ADAYLARIN OYU AZIMSANAMAZ

Dikkat çekici unsurlardan biri ise mevcut yönetimin eski temsilcilerinin, propaganda için kısımları gezerken, mevcut yönetimin kendilerini de önceleri arka planda bıraktıklarını, beklenen zam oranı konusunda şube başkanını fütursuzca bir oran sunmasının tehlikeli olduğu konusunda uyardıklarını, bir yandan ara protokole imza atılırken bir yandan eylem kararı alınmasını abes bulduklarını ve genel merkezin, bu söz ve eylemlere girişen şube başkanı hakkında disiplin kurulunu çalıştırması gerektiğini, çalışmaması halinde ise bu mekanizmayı çalıştırmaya niyetleri olduğunu anlatmalarıydı.

Bağımsız adaylar ise her biri bireysel, arkalarında bir “ağabey” veya bir referans olmadan tek başına gezdikleri rafineride beklenenin üstünde bir başarı sağladılar.

Kimi gerek tepki oyu gerekse başarılı propagandaları sayesinde “Biz de buradayız” denecek oylar aldılar, biri ise mevcut iki ekibin adaylarını ekarte ederek ilk 6 içinde, yani seçilen heyet içinde olacak bir oy oranıyla başarı gösterdi.

İKTİDARIN TEMSİLCİLERİ KAYBETTİ

Her ne kadar, bazı kesimler tarafından, mevcut iktidarın eski temsilci heyetinin adaylıklarında yapmış oldukları konuşmalar “Günah çıkarma” minvalinde yorumlansa da bütün ekipler ve bağımsız adayların ortak tek bir sancısı/kaygısı vardı; şeffaflık!

Çünkü TÜPRAŞ işçisi artık “Bilmediğiniz şeyler var” cümlesine doydu! İşçi, üyesi olduğu sendika temsilcileri ya da profesyonel(!) sendikacılarından bilgi ve istişare istiyor. Ek zam mı görüşülüyor? İşçiye danış! Nabzını yokla! Ne istiyor öğren! Dön işverene anlat! Oturma, çalış! TİS taslağı mı hazırlanıyor? Siyasi partilerin çakma anketleri gibi belli bir kesime danıştığını iddia edip taslak oluşturma! Dön! Sor! Fikir al! Maddeleştir! Sun ve iste! Yeter! Söz işçinin! (Aa bir slogana benzedi bu, neyse)

Tarihler 24 Şubat’ı gösterdi ve belki de benim gibi birçok işçi için ilk defa bu kadar heyecanla gün sonu beklenen bir seçim hareketliliği oldu.

Ben dahil, birçoğumuzun eskiden gidip pusuladan 6 kişi işaretleyip döndüğü seçimler, neredeyse gece 12’ye kadar evinden ailesinden feragat edip, oy sayımını elimizde kağıtlarla/telefonlarla takip ettiğimiz, orada olmayan arkadaşlarımızı WhatsApp gruplarından anlık bilgilendirdiğimiz bir seçim günü! İşçi ne kadar rahatsızmış meğer!

Günün finalinde demokratik ortamın çıkardığı sonuç, Yunus Emre Özdil ve ekibinin 5/6 kazanımı ve bağımsız aday Tolga Papakçı’nın 301 muhalif blok oya rağmen listeye 5. sıradan girecek kadar başarılı bir oy oranıyla kazanımı oldu.

BEKLENTİLERİMİZ

Yeni temsilcilerimizi tebrik edip, hayırlı uğurlu olsun dileklerimle birlikte, çooook işleri olduğunu hatırlatmak isterim.

Seçim sonrasında “dümdüz” bir işçi olarak her iki taraftan beklentilerim:

Yeni temsilci arkadaşlar; ivedilikle yeni çıktığınız bu yolda, eskilerin ve bu işi yapmışların “bürokratik” tecrübelerinden faydalanıp, işveren tarafıyla birebir temas haline girecek seviyeye gelmeniz beklentimiz. Söz verildiği iddia edilen “Temmuz ayı iyileştirmesi” öncesinde işçinin halini ayan beyan, diğer emsal ya da komşu olan işletmelerin saat ücretleriyle aramızdaki geri kalmış farkı, bunca kâra ve katma değere rağmen aldığımız maaşın hak ettiğimizden az olduğunu anlatmanız. Ulaşabildiğiniz en tepeye kadar! (KoçHub geri dönüşlerini unutmayın) Zira bu holdingde bazı önemli kişiler, bazı makamlarını sabit tutmak için, tabanın durumunu yukarıya hiç çaktırmıyorlar, örnekleriyle gördük. Başarılar dilerim.

Eski temsilci arkadaşlar/abiler; tepki oyundan beklediğimizden bile iyi oy aldığınızı hepimiz gördük. Bazı spesifik durumlar dışında kimse sizi direkt suçlamıyor. Sizler de işçisiniz, bizim şartlarımıza tabisiniz. Propaganda gezilerinde samimiyetle anlattığınız çarkı, seçilmemenize rağmen işletmenizi görmek istiyoruz. Samimiyet bunu gerektirir. O zaman muazzam bir güven tazeleyeceğiz hep birlikte. Başarılar dilerim.

Bağımsız arkadaşlar, tek kelimeyle harikaydınız. Bugün değilse yarın, yarın değilse öbür gün oralarda olabileceğinizi gördük. Başarılar dilemiyorum, fazlasıyla başarılıydınız. Daha fazlası da olacak.

Sabırla okuyan herkese teşekkür ediyorum.