MAN'da işçilerin duş süresine bile göz dikildi
MAN'da, geçtiğimiz günlerde yönetimden yapılan açıklamada iskelet ve boya bölümlerinin banyo süresinin kaldırıldığı duyuruldu.
Fotoğraf: MAN Basın Bülteni
Türk Metal’in örgütlü olduğu Ankara’daki MAN fabrikasında 2023 yılı işçiler için hak kaybı ve yoğun mesailerle başladı. Geçtiğimiz günlerde yönetimden yapılan açıklamada iskelet ve boya bölümlerinin banyo süresinin kaldırıldığı duyuruldu. Yoğun toz ve kimyasal içinde çalışılan bu bölümlerde çalışan işçiler banyoya gitmek için vardiyanın bitmesine 10 dakika önce üretim alanından çıkarken, şimdi işçilerin suistimal ettiği iddiasıyla bu uygulama kaldırıldı. İşçiler ise bunun kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğunu ve bu karardan vazgeçilmesi gerektiğini fabrika yönetimine ve sendikacılara duyurmaya çalıştı. Ancak sonuç alamadı. Taleplerini duyurmak isteyen içiler çekiçlerle ses çıkartma eylemi yaparken, eylemin ardından 8 işçiye disiplin soruşturması açıldığı iddia ediliyor. Soruşturmanın işten atma veya ücretlerde kesintiyle sonuçlanacağının konuşulduğunu belirten MAN işçileri Evrensel’e yazdıkları mektuplarda yaşadıklarını anlattı.
FABRİKADA CANIMIZ ÇIKIYOR
MAN işçisi
Ankara
Ben uzun yıllardır MAN’da çalışan bir işçiyim. Son zamanlarda çalışma koşullarımız değişti. Akşamları duş almamız yasaklandı, işi bir dakika dahi erken bırakmak yasaklandı. Yemekler azaltıldı, markete gitmek de yasaklandı. Sendikamız ise bu sorunların karşısında kelimenin tam anlamıyla işçilere düşmanca yaklaşıyor. Yasaklamalar karşısında sesimizi çıkardığımızda resmen patronun uşaklığını yapan sendikacılar var. İşçinin içtiği sigaraya karışıyorlar, sabah bir simidi çok görüyorlar. Duş hakkı gitti, kantin hakkı gitti. Bir dakika olsun dinlenemiyoruz. Ama sendika temsilcimiz gelip “Sizin kullandığınız tuvalet kağıdı bile bizim sayemizde. Bunun için bile bize muhtaçsınız” diyor fabrikanın orta yerinde. “Canımız çıkıyor, bir şeyler yapın” dediğimizde “Bu size müstahak, daha fazla çalışmanız lazım” diyorlar. Sendika ile patron ortak gibi davranıyorlar. İşten çıkışları serbest bıraksalar çoğu arkadaşımız tazminatını alıp çıkmak istiyor.
Keşke her yerde eylemler olduğunda biz de MAN işçileri olarak bir şeyler yapsaydık. Tepki vardı ama genel olarak ortam sakindi. Son zamanlarda işçiler iş çıkış saatine beş dakika kala çekiçlerle vurarak ses çıkarma eylemi yaptı. Sendikayı ve patronu protesto etti. Sonra bunu yapanları disipline çağırdılar. iki yevmiye kesildi. Sendika da gelip “Sizi zor kurtardık, bize nasıl haber vermezsiniz” diye yine işçilere kızdı.
11 otobüs üretiliyordu ama bu sayı sürekli artıyor ve iki haftaya 15 otobüse çıkılacak. Buna biz nasıl dayanacağız? Bunu yine temsilcilere söylediğimizde “Saat 16.00’ya kadar 13 otobüs yapabiliyorsunuz, 18.00’e kadar 15 de yaparsınız, mesai ile 20 de yaparsınız” demiş. Şu an biz patlama noktasına geldik. Çok bunaldık. Şu an sessizlik oluştu tekrar fabrikada ama tuvaletlere yazılar yazılıyor. Toplu halde tepki göstermeye çalıştıklarında insanları arka odaya çağırıyorlar. Resmen Nazi Almanyası gibi tepki gösteren herkesi çapraz sorguya alıp, “Arkadaşın söyledi sen yapmışsın?” diyerek insanların üstüne gittiler. MAN işçisinin mücadelesini duyurun, bu yaşadığımız olaylar karşısında bizim sesimiz olun.
MAN’DA ‘SIKI YÖNETİM’ İLAN EDİLDİ
Fabrikada adeta sıkı yönetim ilan edildi. Yönetimin baskılarına karşı sessiz kalmayı tercih eden sendikacılar iskelet ve boyahane çalışanlarının duş hakkının elinden alınmasına rağmen ses çıkarmıyorlar. Gün içinde kantine gitmek yasaklandı. Kendi isteği ve fabrikanın çıkarttığı işçilerin yerine işçi alınmıyor ve bu insanların iş yükü diğerlerine yükleniyor. İnsanlara mobbing uygulanıyor. Kimse bize sahip çıkmıyor. Maaşlarımızdan her ay üyelik aidatı kesintisi yapmayı iyi biliyorlar. Yemekhanede tatlı ve içecek bölümü kaldırıldı ve geçerli hiçbir sebep sunulmadı. İki hafta önce cuma günü cami yolunda radar var diye bazı ustalar WhatsApp gruplarından mesaj atıyorlar, dikkat edin manasında. Ne olacak nasıl olacak bilmiyoruz. Ortada kaldık, tutacak dalımız yok. Yönetimin tavrı belli ama bizim sendikacılarımıza ne oluyor bilmiyoruz. Bizi savunacakları yerde işverenden yana olup bizi eziyorlar...