Boğaziçi direnişinin 789’uncu gününde akademisyenler arkalarını 537’nci kez rektörlük binasına döndü
Boğaziçi Üniversitesi direnişinin 789’uncu gününde Boğaziçili akademisyenler “#KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz” diyerek arkalarını 537’nci kez rektörlük binasına döndü.
Fotoğraf: Hande Sart
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu gibi bugün de 12:15’te “#KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz” diyerek arkalarını 537. kez rektörlük binasına döndü.
Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite”, “Kabul Etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” yazan dövizler ve üzerlerinde #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz” yazan Can Candan, Mohan Ravichandran ve Tolga Sütlü fotoğrafları taşıdı.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 538. nöbetlerinin ardından her haftanın son iş gününde olduğu gibi haftalık açıklamalarını (Bülten 106) okudu.
“YÜZ YÜZE EĞİTİME ACİLEN DÖNÜLMESİ ÇAĞRIMIZI BİR KEZ DAHA TEKRARLIYORUZ”
Yeni eğitim dönemine YÖK’ün tüm üniversitelere dayattığı çevrimiçi eğitim kararının belirsizlikleriyle başladığına dikkat çekilen açıklamada; “YÖK’ün yetkisi dışında aldığı bu kararın yükseköğrenim kurumlarınca uygulanma şekli, Türkiye’deki tüm üniversite yönetimlerinin birer kayyımlığa indirgenmiş olduğu gerçeğini bir kez daha gösterdi. Kimi üniversite yönetimleri YÖK’le yaptıkları gayrı resmî müzakerelerle karma modeller üzerinden eğitime geçerken, birçoğu da emirleri harfiyen uygulayarak tam çevrimiçi formatta eğitime başladılar; kimi vakıf ve kamu üniversiteleri kampüslerini öğrencilere tamamen kapattı. Çevrimiçi kararının odağında bulunan KYK yurtlarının bugüne kadar ancak beşte birinin depremzede ailelere tahsis edilmiş olması, söz konusu kararın esas amacının üniversitelerin öğrencisizleştirilmesi olduğunu düşündürüyor. Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak üniversitelerin aslî bileşeni olan öğrencilere açılması ve yüz yüze eğitime acilen dönülmesi konusundaki çağrımızı bir kez daha tekrarlıyoruz” denildi.
“KAYYUM YÖNETİMİ ÖĞRENCİ ÖZGÜRLÜKLERİNİ MİSLİYLE KISITLAYAN YENİ BİR YÖNERGE ÇIKARTTI”
Birçok üniversite öğrencisizleştirilirken, Boğaziçi Üniversitesi kayyım yönetiminin de üniversitedeki öğrenci varlığını sınırlayıp etkisizleştiren güvenlikçi uygulamalarına bir yenisini daha eklediği vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “8 Şubat 2023’te, tüm ülke henüz depremin yarattığı büyük acı ile yüzleşirken, Naci İnci yönetimi yürürlükteki yurtlar yönetmeliğini değiştirerek öğrenci özgürlüklerini misliyle kısıtlayan yeni bir yönerge çıkarma gereği duydu. Yeni yönerge, içerdiği muğlak ifadelerle öğrencilerin, katıldıkları forum, yürüyüş veya protesto eylemlerini, sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek kolaylıkla cezalandırılmalarını mümkün kılıyor. Boğaziçi’nin canlı ve çoğulcu kampüs ve yurt ortamını yasaklarla, güvenlikçi tedbirlerle sınırlamaya çalışan, öğrencilerin düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlamayı hedefleyen her tür yasakçı yaklaşımı kınıyor, belli bir siyasi gündeme hizmet eden bu antidemokratik uygulamaları kabul etmediğimizi kamuya bir kez daha duyuruyoruz”
“AKADEMİK LİYAKATSİZLİĞİN ÖNÜ AÇILIYOR”
Gayrimeşru yönetimin gerekli birim ve komisyonların onaylarını almaksızın üniversitemizde ders ve program değişiklikleri yapmaya devam ettiği ifade edilen açıklamada; “Geçen hafta kayyım yönetiminin Eğitim Fakültesindeki bölümlerin tümünün olumsuz görüşüne rağmen fakülte bünyesinde bir Pedagojik Formasyon Eğitimi programı açtığını duyurmuştuk. Bu yeni program için yönetimin tamamen kendi keyfî iradesiyle tanımladığı derslerin de Bölüm kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulu kararları olmadan açıldığını ve fakülteye tepeden inme şekilde yerleştirilmiş kadrolara teslim edildiğini belirtmiştik. Bu hafta da gayrimeşru yönetimin, henüz senato tarafından onaylanmış bir programı ve kayıtlı öğrencisi dahi olmayan Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü adına yeni bir ders açmış olduğunu öğrendik. Boğaziçi Üniversitesi Lisansüstü Yönetmeliği, bölüm ve enstitülerde müfredata dair yapılacak tüm değişikliklerin senato onayına sunulmasını şart koşuyor. Ders ve program kararlarını şeffaf denetim süreçlerine tâbî kılmaktan kaçınan kayyım yönetimi, idari keyfîliği kural haline getirerek kendine otorite devşirmeye çalışıyor, akademik liyakatsizliğin önünü açıyor” denildi.
TALEPLER YİNELENDİ
Üniversitedeki gayrimeşru uygulamaların bir an önce sona ermesi gerektiği belirtilen açıklamada şu talepler yinelendi;
- Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir.
- Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız ve enstitü müdürümüz bir an önce görevlerine iade edilmelidir.
- Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm, fakülte ve enstitülerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır.
- İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir.
- Gayrimeşru yönetim tarafından gerekçesiz şekilde el konulan İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası eski işlevine kavuşturulmalı, yeniden araştırmacıların kullanımına sunulmalıdır.
- Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz.
- Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz” (HABER MERKEZİ)