Siyaset Bilimci Murat Somer: Akşener’in hamlesi kendi geleceklerini de kararttı
Akşener’in hamlesi Türkiye geleceğinde rol oynayacak bir merkez parti olmak yönünde ise, kesinlikle doğru bir karar verdiğini düşünmüyorum. Tam tersine kendi geleceklerini de kararttılar.
Fotoğraf: Evrensel
Serpil İLGÜN
Maraş depremlerinin yıktığı 10 ilden çadır talebi yükselip, “İçmeye su bulamıyoruz” diye inlediği saatlerde Türkiye siyaseti ve gündemi İYİ Parti lideri Meral Akşener’in partisinin Genel İdare Kurulu toplantısının ardından yaptığı Altılı Masadan ayrılma açıklamalarına kilitlendi. Son derece ağır bir üslupla başta CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere masadaki diğer dört partiyi de içerecek şekilde “kumar masası”, “noter masası” gibi ithamlarda bulunan Akşener’in basın toplantısı, seçim sürecine dair dillendirilen senaryoların, spekülasyonların yenilendiği yorumları da beraberinde getirdi.
“Akşener neden bu çıkışı yaptı, şimdi ne olacak” sorularını, Siyaset Bilimci Prof. Dr. Murat Somer’e yönelttik. Altılı Masayla ilgili beklediği olumsuz senaryolardan biri olmakla birlikte, Akşener’in çıkışını üzüntüyle karşıladığını belirten Somer, “Bir itiraz ileri sürülse bile bir şekilde sağduyunun hakim olacağını, köprülerin bu kadar atılmayacağını düşünüyordum. Çünkü bunun vebali çok büyük” diyor. Somer, Kılıçdaroğlu’nun adaylığının dayatılmasının gerekçe olarak gösterildiği krizde, ara çözümlerin aranabileceğini, uzlaşma kapısının açık tutulmasının mümkün olabileceğini, ancak bunun tercih edilmediğini vurguluyor. Akşener- Kılıçdaroğlu, Akşener ve partisi arasındaki iletişim başarısızlığını da bir olasılık olarak değerlendiren Somer, “bu iletişim başarısız olmuş ve burada daha fevri tepkiler galebe çalmış olabilir. Ama her iki halde de siyaseten yanlış bir çıkış olduğunu ve bu çıkışın İYİ Parti için iyi olmadığını düşünüyorum” diyor ve ekliyor: “Eğer bu hamle Türkiye geleceğinde rol oynayacak bir merkez parti olmak yönünde ise, İYİ Parti’nin kesinlikle doğru bir karar verdiğini düşünmüyorum. Tam tersine kendi geleceklerini de kararttılar.”
“FIRSATÇI HESAPLAR, PAZARLIKLAR GÜNDEME GELMİŞ OLABİLİR”
Böyle bir hamlenin sonuçları hesap edilmemiş olmayacağına göre bu çıkıştaki motivasyon, strateji ne olabilir sorusuna Murat Somer şu yanıtı veriyor: “Tam olarak ne konuşulduğunu bilmiyoruz ama geniş grupların karar verme süreçlerinde çok da stratejik bir aklın geçerli olduğunu her zaman söyleyemeyiz. Akşener, 2 Mart’taki Altılı Masa toplantısı sonrası 81 il başkanına konuyu götürdü, orada baskı altında kalmış, onları ikna edememiş olabilir. Çok rasyonel bir karar verme süreci de olmamış olabilir. Bir diğer açıklama, ki bu en kötüsü, burada çok daha kısır, fırsatçı birtakım hesaplar, hatta pazarlıklar gündeme gelmiş olabilir.”
Somer’in, “bu hesaplar ne olabilir” sorusuna yanıtı şu: “Önümüzdeki dönemi düşündüğümüz zaman, yani seçimler olacak, sonrasında bir hükümet kurulacak. Bu tabloda İYİ Parti önümüzdeki birkaç sene içinde nasıl etkili bir konumda olabilir? Belki AK Parti ile bir pazarlığın içine girerek. Ancak bu İYİ Parti’nin kendisini küçük bir parti haline getirmesi, daha önce ortaya koyduğu ilkelerine ters düşmesi, etik zeminden uzaklaşması, yani MHP ile benzer bir yola girmesi anlamına gelir. Malum MHP Haziran 2015 seçimlerine göre AK Partiye en ağır eleştirileri getiren bir partiydi. Ondan sonra 180 derece dönerek Cumhur İttifakını kurdu, AK Parti’nin en yakın ortağı oldu. Bu da MHP’yi oldukça küçülttü. İyi Parti de bu nedenle ayrılmıştı MHP’den. Diğer bir olasılık tamamiyle kişisel kaygılar nedeniyle ayrılması. Bu da tek adam rejimine, otoriter yönetime karşı olmak olarak açıkladığı varlık zeminini çok daha itibarsız hale getirir.”
“İMAMOĞLU VE YAVAŞ DA İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR”
Murat Somer, Akşener’in sert çıkışının, Kılıçdaroğlu’na ya da Altılı Masanın diğer üyelerine yönelik haklı olarak değerlendirilebilecek bazı eleştirilerini de etkisizleştirdiğini düşünüyor: “İktidara getirmeleri gereken ve iktidara getirdikleri eleştirilerin diliyle CHP’ye, Millet İttifakına yüklenmelerinin çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Çünkü böyle yaparak ülkeye zarar veriyorsunuz. Bu konuşmanızla aynı zamanda oluşturulmaya çalışılan demokrasi blokunu itibarsızlaştırıyorsunuz. Bu ülkenin demokrasiyi yeniden inşa etmek için tek şansı olan muhalefete saldırıyorsunuz. Bu aslında Muharrem İnce’nin düştüğü pozisyon.”
Akşener konuşmasında Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a “aday olun” önerisi de sunmuştu. Merkez sağ iddiası taşıyan bir parti olarak cumhurbaşkanı adayı çıkaramayıp, ağır bir dille ithamlarda bulunduğunuz partinin belediye başkanlarını aday olarak göstermedeki paradoks için Somer’in değerlendirmesi şöyle: “Amacı ne olursa olsun uygunsuz bir teklif bu. Her iki ismi de son derece zor bir duruma düşürüyor. Düşünsenize, bu kişiler genel başkanlarına, partilerine ihanet ederek cumhurbaşkanı adayı olacaklar. Bu onları da itibarsızlaştıracak olan bir şey. Bu şöyle şaibeler de uyandırdı: Yavaş veya İmamoğlu ile kapalı kapılar ardında bir anlaşma mı yaptılar? Dolayısıyla bu teklif, bu isimlere de zarar veren bir tavır.”
“İYİ PARTİ KESİNLİKLE ADAY ÇIKARMAMALI”
Akşener’in çıkışıyla seçimlerin kazanılmasının riske girdiği kanısı yaygın. Bununla birlikte, CHP dışında da GP, DEVA, SP, DP’den yapılan ilk açıklamalar masanın beşli olarak yoluna devam edeceği yönünde. Dolayısıyla yaygın görüşlerden bir diğeri de, İYİ Parti’nin ayrılmasıyla cumhurbaşkanlığı seçiminin kazanılması için desteği olmazsa olmaz görülen HDP konusunda beş partinin ellerinin rahatladığı şeklinde. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sofrayı büyüteceğiz” açıklaması da böyle yorumlandı. Murat Somer, riskler, olanaklar bahsindeki görüşlerini ise şöyle paylaşıyor: “Bir defa İYİ Parti’nin hala ülke için yapacağı bir şey var, o da ayrı aday çıkarmamaları. Altılı masadan ayrılabilir, meclis seçimlerine ayrı girebilir ama cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkararak kesinlikle muhalefeti bölmemeli. Cumhurbaşkanlığı seçiminde demokratik bir ülkede yaşamak isteyen büyük çoğunluk beraber hizalanmalı, ortaklaşmalı. Her zaman önerdiğim gibi Kılıçdaroğlu sadece CHP adayı olarak değil, başka siyasetçileri de yanına alarak ve güçlü bir ekip olarak toplumun karşısına çıkar, muhalefetin adayı olarak kampanya yaparsa, kazanma şansının artacağını düşünüyorum.”