Yaşamı yeniden inşa etmek için kadınlar 8 Mart’ta sokaklarda
Yaşatmak için dayanışmayı ören, dayanışma ile hayatı yeniden kuran kadınlar tüm kadınlara da 8 Mart’ta sokaklarda olma, örgütlenerek değiştirme çağrısı yapıyor.
Fotoğraf: Evrensel
2023’ün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü 10 ilde yaşanan depremin sarsıntıları ve ardından yaşananlar ile karşılıyoruz. 8 Mart çalışmalarını dayanışma kampanyaları ile devam ettiren kadın platformları da 8 Mart günü yapacakları eylemlerin hazırlıklarını da sürdürüyor.
Yaşatmak için dayanışmayı ören, dayanışma ile hayatı yeniden kuran kadınlar tüm kadınlara da 8 Mart’ta sokaklarda olma, örgütlenerek değiştirme çağrısı yapıyor.
ADANA: YARALARIMIZI SARARKEN HALK DÜŞMANLIĞINA KARŞI ÇIKACAĞIZ
Adana Kadın Platformundan Sevil ARACI: Adana Kadın Platformu olarak bu yıl 8 Mart’ı zor koşullarda karşılıyoruz. Hepimizin bildiği gibi yaşamış olduğumuz deprem 11 ilimizde büyük yıkımlara yol açtı. Adana da bunlardan biri. Görece az etkilenen illerden biri olmasının yanında pek çok hasarlı bina var bugün Adana’da. Deprem beklentisi ve korkusu da oldukça yüksek. Bu koşullar altında planlamış olduğumuz çok sayıda etkinliği iptal ettik. Bir yandan da çevre illerde çok acil ihtiyaçlar vardı ve bu ihtiyaçlara cevap vermemiz gerekiyordu, duyduğumuz sorumlulukla da görece daha iyi durumda olan Adana’dan çevre illerimize yardımlar götürmeyi görev edindik. Böylesi bir çalışma yürüttük 8 Mart sürecinde. Çeşitli dayanışma kampanyaları başlattık hem Adana Kadın Platformu olarak hem de platformun her bir bileşeni olarak. Bugün Osmaniye’deki kadınları ziyaret edeceğiz. Önümüzdeki süreçte başka illere yönelik faaliyetlerimiz devam edecek.
Bu 8 Mart’ta her yıl yaptığımız mitingi gerçekleştiremiyoruz ancak 8 Mart akşamı 17.30’da Atatürk Parkı’na bir yürüyüş ve bir basın açıklaması gerçekleştireceğiz. Bu yürüyüşümüzü oldukça kalabalık ve coşkulu bir halde geçirmek istiyoruz.
Bu süreçte halk kendi yaralarını sarmaya çalışırken devletin buna dahi engel olmaya çalıştığını gördük, Diyanet’in depremzede çocukların evlatlık verilmesine ilişkin yaptığı açıklamayı gördük, kadınların şiddete, cinsel istismara maruz kaldığını gördük. Bütün bunlara pek çok kadın tepkili. Görüştüğümüz pek çok yerde kadınlar iktidara dair tepkilerini dile getiriyor. İktidar insan düşmanı, halk düşmanı olduğunu bir kere daha gözler önüne serdi. Bizler çalışmalarımızı yürütürken bu düşmanlığa karşı halkı örgütlenmeye çağırıyoruz. Kadınlar birlikte olduğunda, el ele verdiğinde çok daha güzel şeyler ortaya koyabiliyor, birlikteliklerinden muazzam bir güç ortaya çıkartabiliyor. Bunun inancıyla bir 8 Mart’ı karşılıyoruz ve 8 Mart’ta da kadınlar olarak dayanışma içerisinde, el ele bir gün geçireceğiz.
İZMİR: BU ENKAZI KALDIRACAK, YENİ BİR HAYATI MÜCADELEMİZLE KURACAĞIZ
İzmir Kadın Platformunda Nuray ÖZTÜRK: Yaşanan depremlerin ardından felakete dönüşen bir süreç içerisinde 8 Mart’ı karşılıyoruz. Ülke olarak ekonomik krizin iyice derinleştiği, insanların açlığa mahkûm edildiği bir dönemde yaşanan depremlerle halk bir de ölüme mahkûm edildi. İnsanlar günlerce enkaz altında kurtarılmayı beklerken öldü. O sırada halkına öfke kusmaktan, vatandaşı tehdit etmekten başka bir şey yapmayan iktidar şimdi bizlerden helallik istiyor. Bizler tabii ki hakkımızı helal etmiyoruz ve tabii ki bizlere yaşattıkları bu acının, bunca yıkımın hesabını soracağız.
Bu depremde enkaza dönen yalnızca nasıl yapıldığı denetlenmeyen evler değil, aynı zamanda zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapan sistemdir. Tek adamdan talimat gelmeden insan hayatını kurtarmayı bile düşünmeyen bu iktidar hesap vermek zorundadır. Sadece deprem anı ve hemen sonrası değil, yönetilemeyen bu süreçte hayatta kalan insanlara adeta hayatı dar etmeye çalışırcasına hamleler yapılmaktadır. Bölgede bugün açısından bile hâlâ çadır sorunu var, insanlar temiz su bulamıyor, kadınlar için tam bir şiddet sarmalı yaşatılıyor. Ciddi anlamda güvenlik sorunu yaşayan kadınlar ve çocuklar çaresiz bırakılmakta. Bugün onlarca çocuk kayıp. Tüm bu yönetimsizliğin başında tek adam rejiminin derinleştirdiği kapitalist sistem var.
DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM
Biz de İzmir Kadın Platformu olarak bu sisteme de atıfta bulunarak “Bu enkazı kaldıracak, yeni bir hayatı mücadelemizle kuracağız” diyerek tüm İzmirli kadınları 8 Mart Çarşamba günü saat 18.30’da Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi Eski Leman Kültür önüne çağırıyoruz. Dayanışmayı büyütmek için eyleme gelirken kadınlardan hijyenik ped, peluş oyuncak ya da çorap getirmelerini istiyoruz. Eylem sonrası toplanacak bu malzemeleri deprem bölgesinde yaşayan kız kardeşlerimizle dayanışmak için göndereceğiz.
ANKARA: İSYANIMIZ YASIMIZI AŞIYOR
Ankara Kadın Platformundan Sinejan KUT: Dayanışmaya ve yan yana olmaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu günler yaşıyoruz. Bu yıl dayanışmayı büyütmek, acımızı paylaşabilmek ve daha güçlü bir 8 Mart için Ankara Kadın Platformu ve Feminist Gece Yürüyüşü örgütlenmesi ortaklaştı ve öfkemizle, yasımızla ve her şeye rağmen kaybolmayan umudumuzla sokakta olacağız.
Suriye’yi ve Türkiye’nin 11 ilini etkileyen depremde on binlerce insan yaşamını yitirdi, yüz binlerce insan eşini, çocuğunu, sevdiklerini, evini kaybetti. Depremi değil rantı önceleyen politikaların sonucu olan bu yıkımı dayanışmayla onarmaya çalışırken iktidar yaşamdan ve yaşatmaktan yana tavır almamayı sürdürüyor. Yönetenlerin, sermayenin çıkarları ve hırsları uğruna öldürülüyoruz. Bize dayatılan bu karanlığı dayanışmayla aydınlatmak, eşit, özgür ve güvenceli bir yaşam için birlikte mücadele etmekten başka şansımız olmadığını biliyoruz.
‘UNUTMAYACAĞIZ’
İktidar, insan yaşamının söz konusu olduğu böyle bir süreçte bile, ötekileştiren, kutuplaştıran bir dille, tekçi politikalarda ısrar ederek, dayanışmayı örgütleyenleri kriminalize ederek gözaltılar, yardımlara el koyma, kayyum atama gibi türlü engeller yarattı. Biz kadınlar bu yapılanları unutmayacağız, depremi katliama ve büyük bir yıkıma dönüştürenlerden hesap soracağız.
Şehirler, köyler yıkılırken bu felaketten en çok kadınlar, çocuklar, LGBTİ’ler ve mülteciler zarar gördü. Her fırsatta LGBTİ’leri hedef göstererek nefreti ve cinsiyetçiliği körükleyenlerin, deprem bölgelerinde de aynı tekçi, ayrımcı anlayışta ısrar ederek tüm topluma kapsayıcı bir şekilde hizmet etmeyeceğini de deneyimlerimizden biliyoruz. Barınma, gıda, sağlık gibi en temel ihtiyaçlara erişmek için kısaca hayatta kalmak ve yaşamak için yine en çok, yoksulluğu en derinden hisseden kadınlar mücadele etmek zorunda kalıyor. Biz kadınlar devletin rant ve kadın düşmanı politikalarına karşı başta yaşam hakkımız olmak üzere mücadelemizle elde ettiğimiz özgürlüklerimizi, anayasal güvencelerimizi, emeğimizi savunmaya devam edeceğiz. (EKMEK VE GÜL)