07 Mart 2023 09:42

Depremzedelerin göç ettiği Gökmeydan’da barınma büyük sorun: 1 ayda 70 çadır geldi

Nüfusu 3 bin 335 olan Arsuz'un Gökmeydan Mahallesi Muhtarı Eşref Karayün, gelen depremzedelerle nüfuslarının 22 bine çıktığını, barınma sorunu yaşadıklarını belirterek "1 ayda 70 çadır geldi" dedi

Fotoğraf: Dilek Omaklılar/Evrensel

Paylaş

Dilek OMAKLILAR
İskenderun

Yerleşik nüfusu 3 bin 335 olan Arsuz ilçesinin Gökmeydan Mahallesi, deprem nedeniyle çok fazla aldığı göç ile yaklaşık 22 bin kişinin yaşadığı bir yere dönüştü. Antep’ten, İslahiye’den ve Antakya’dan gelenler Gökmeydan’da yazlık evlere sığınmış. Gökmeydan halkı, şu anki nüfusu ve çadır yokluğu sebebiyle depremin üzerinden geçen bir aya rağmen barınma sorunu yaşıyor. Görüştüğümüz Mahalle Muhtarı Eşref Karayün, gelmeyen yardımlara tepki gösterirken “Arsuz genelinde en büyük sıkıntı çadır” dedi.

“DÜNDEN BUGÜNE DEĞİŞEN TEK ŞEY 70 ÇADIR”

Hatay’ın Arsuz ilçesinde Gökmeydan Mahallesi’nin Muhtarı Eşref Karayün, depremden sonraki süreci anlatarak hâlâ çadıra ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. Çadır ihtiyacı karşılanmadığı için eski evlerin açık yerlerinde insanların konakladığını belirten Karayün, “Her evde 25-30 kişi kalıyor, çadırlarda ise 15-20 kişi kalıyor. Arsuz genelinde en büyük sıkıntı çadır. Mahallede 500-600 tane çadır talebi var, verilen çadır ise 70 adet. Dünden bugüne değişen sadece 70 çadır. 70 çadırda hemen hemen barındırdığımız en az 150 aile var. Su ve hijyen konusunda ise gönüllü arkadaşlar sağ olsun, AFAD’ın el koymadığı ya da koydurtmadığımız yardımlarla da çözdük ama sorun barınma” dedi.

“DAĞ ETEĞİNDEKİ TOKİ’YE GİTMEYECEĞİZ”

Enkaz kaldırmaya ve sonrasına ilişkin konuşan Karayün, “Arsuz merkezde yapıldı sadece ve bitmiş değil. Bir ay geçmiş, acil yıkılması gereken binalar olmasına rağmen daha müdahil olunmadı. Ciddi bir sahipsizlik var. Ayrıca insanların en temel korkusu bu işin siyasete alet edilmesi. Buradaki insanlar köy yerleşkesine alışmış insanlar. Bizim aldığımız duyum dağ eteğinde uzak yerlere yerleştirecekleri. Basit bir olay değil bu. Acele alınan kararlarla halkın yerinden edilmesi yanlış politika olur. Biz dağ eteğindeki TOKİ’ye ne olursa olsun gitmeyeceğiz” diye konuştu.

“DEPREM ÖLDÜRMEDİ, BU DÜŞÜNCE YAPISI ÖLDÜRECEK”

Karayün, hasarlı binalara ilişkin şunları söyledi: “Gökmeydan’da yapılan incelemede bugün itibarıyla 4020 tane konutun yaklaşık 280’i ağır hasarlı. Bir iyileştirme ya da tadilat projeleriyle mühendis eşliğinde güçlendirme desteği verilmezse bu insanlar zaten evsiz kalacak. Deprem insanları öldürmedi, bu düşünce yapısı öldürecek.” Arsuz ilçesinde mahalleleri diğer yerlere göre daha az yıkım aldığı için ciddi bir göç aldıklarını söylüyor Karayün. Artan nüfus ve barınma sorunu karşısında hiçbir şey yapılmadığını belirten Karayün, “Başka yerler göç verirken biz çok göç aldık. Şu an Arsuz’un yerleşik nüfusu 98 bin iken 200-230 binlere dayandı. İçler acısı buranın durumu. Ama maalesef bu durumu iyileştirme adına daha bir adım atılmadı. Arsuz’da ya da Hatay’da hayatın normale dönmesi için yetkililerden kimsenin bir çabası yok” ifadelerini kullandı.

“SORUMLULAR GÖREVDEN ALINMALI YA DA İSTİFA ETMELİ”

Sorumluların cezalandırılması gerektiğini söyleyen Karayün, “İmar barışı çıkaran cumhurbaşkanının da suçu var, belediye başkanının da suçu var. Arsuz’da hiçbir otel ayakta kalmadı. Daha bir ay öncesinden bizim mahkemeye verdiğimiz imar projesinde otellerin bazılarına 10 kat izni verilmişti. Maalesef Arsuz’da ayakta kalan hiçbir otelimiz yok. Bataklık tarafı da imara açıldı, en çok yıkımlar orada gerçekleşti. Ölümlerin yüzde 50’si ihmaldir, yüzde 50’si de zamanında yanlış yapılan yapılaşmanın ürünüdür. İnsanların hepsi cinayete kurban gitti. Bu insanların acılarını hafifletmek istiyorlarsa hepsi istifa etmeli ya da görevden alınmalı” dedi.

“HERKES GERİ DÖNMELİ, YENİDEN İNŞA ETMELİ”

Çocuklarımız için geleceğimizi kurmak zorundayız” diyerek sözlerine devam eden Karayün son olarak şunları kaydetti: “Herkes geri dönmeli ve burayı yeniden inşa etmeli. Her şeye ve herkese rağmen yerinde kalmalı. Herkes tekrar başlamak zorunda.” 

“ÇADIR SORUNU VARKEN SATILMASI GARABET”

Çadır sorununa ilişkin Kızılay’a ve yetkililere tepki gösteren Karayün şunları söyledi: “Maalesef ülke aile şirketi gibi yönetiliyor, bunu tartışmaya gerek yok. Kızılay’ın çadır satışı ayrı bir garabet ama bunun gereğini yapmayan yetkililerin sorumsuzluğu daha da garabet. Kızılay’ın yaptığı belli ki ülkeyi yönetenlerin izni dahilinde yapılmış. Bugüne kadar bir görevden alma olmadıysa bence danışıklıdır. Özürleri kabahatinden de büyük. Bunca insan çadır diye haykırırken, 3 bin nüfuslu olup göç alan bir Gökmeydan’da 70 çadır kurulmuşken sorumluların bunu normalleştirmesi kabul edilemez.”

“İŞ MAKİNESİ OLMADIĞI İÇİN GENÇLERİ KAYBETTİK”

Deprem sonrası arama kurtarma adına yardımların gelmediğini söyleyen Karayün, “Birebir enkaz çalışmalarına biz katıldık. 16 ölümüz var tek apartmandan. Başlı başına bir facia orası. Dört katlı bir bina tamamen çökmüş, biz oraya gittiğimizde içeriden yardım sesleri geliyordu. Ses almamıza rağmen elimizde iş makinesi olmadığı için biz o gençleri kaybettik” dedi.

 

ÖNCEKİ HABER

Babacan: Takımı güçlendirdik, çok güçlü bir kadro oldu

SONRAKİ HABER

MMO:  Kadınların sömürüsüz, şiddetsiz, eşit ve özgür yaşam mücadelesinin yanındayız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa