İmamoğlu ve Yavaş'ın ne zaman atanacaklarına seçimden sonra bakılacak
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın cumhurbaşkanı yardımcısı olmalarına dair formülü öneren CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, sorularımızı yanıtladı.
Fotoğraf: Evrim Aydın/AA
Birkan BULUT
Ankara
İyi Parti’nin masaya dönmesi için bulunan formüle göre Akşener’nin cumhurbaşkanı adayı olmasını istediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, seçimler kazanılırsa cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Ancak bu kararın nasıl uygulanacağı bir çok tartışmayı beraberinde getirdi.
Formülü öneren CHP Genel Başkan Yardımcılarından Bülent Tezcan, sorularımızı yanıtladı. Önerisinin ardından bu formülün herkesin katılımıyla olgunlaştırıldığını anlatan Tezcan, “İki belediye başkanının da aktif olarak sürece katılımını sağlayan, cumhurbaşkanı yardımcısı olarak hem kampanyanın içinde hem sürecin içinde olmasın sağlayan bir formüldü. Bu güçlendirici bir formül. Onların da geniş seçmen desteklerini sisteme taşımayı hedefleyen bir formüldü” dedi.
Ancak altı parti başkanının imzaladığı metinde, İmamoğlu ve Yavaş konusunda “cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacaktır” cümlesi tartışmalara neden oldu. Akıllara muhalefet seçimi kazanırsa belediye başkanları istifa ederek cumhurbaşkanı yardımcısı mı olacak, yoksa 10 ay sonraki yerel seçimlere kadar bekleyecekler mi sorusu geldi. Bir başka yöntem olarak öne sürülen “yasa değişikliğiyle hem belediye başkanı hem de cumhurbaşkanı yardımcısı olmaları” önerisi ise geniş yetkilerin iki kişide toplanacağı eleştirilerini ortaya çıkardı.
"UYGUN ZAMAN’ İLE NE KASTEDİLİYOR"
Bu tartışmaları Tezcan’a sorduğumuzda iki başlıkta yanıtladı: “Öncelikle tanımlanmış görevlerle sözüne çok takılmamak lazım. Masada bulunmuş bir ifade biçimi o ama orada önemli olan, yani kast edilen şey bu kişiler belediye başkanı olduğu için doğal olarak onlarla ilgili tanımlanmış bir görev çerçevesi olması gerekiyor. Orada herhangi bir biçimde cumhurbaşkanı yardımcılığını zafiyete uğratacak bir ifade değil. Belediye başkanlığı görevleri de olduğu için tanımlı demeyi düşünmüşler. Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı belirtilen diğer kişiler zaten parti genel başkanı, yani siyasetçi olduğu için böyle bir tanım kullanılmıyor.
Genel başkanımızın istediği bir zaman diliminde buna karar verilmesi konusunda ise -sonuçta CHP’nin belediye başkanları- siz ne zaman takdir ederseniz o zaman planlarsınız demişler. Bu parti başkanlarının Kılıçdaroğlu’na gösterdikleri güvenin göstergesi. O bugünün tartışması değil. Şu an cumhurbaşkanı adaylığı diye bir statü olmadığı için istifa gerektiren bir durum yok. Seçildikten sonra o gün belirlenecek bir durum. Ederler etmezler, başka bir pozisyon tarif edilir... Bilinmesi gereken kampanya boyunca ve sonrasında da cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görev alacaklar.”
"PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI ERDOĞAN’INKİ GİBİ OLMAYACAK"
Millet İttifakının tek adam yönetimine itirazlarının en başında partili cumhurbaşkanlığı konusu geliyor. O nedenle 12 maddelik anlaşmada Kılıçdaroğlu’nun güçlendirilmiş parlamanter sisteme geçene kadar partili olmasına ilişkin madde de tartışma konusu oldu. İttifakın programıyla çeliştiği konusundaki itirazları sorduğumuzda Tezcan, “Parlamenter sisteme geçerken güçlü bir parlamento çalışmasına ve sürecin sağlıklı yürütülmesine ihtiyaç var. O nedenle Genişletilmiş parlamenter sisteme geçildikten sonra ancak genel başkanlıktan ayrılacaktır. Ancak Kılıçdaroğlu’nu hiç kimse Erdoğan’ın tarzında partili cumhurbaşkanı gibi görmez. Partili cumhurbaşkanlığını onayladığımız anlamına gelmiyor. Zaten bu sistemi değiştirmenin çabası içerisindeyiz. Sistemi değiştireceğiz ve partili cumhurbaşkanlığına son vereceğiz.”