08 Mart 2023 12:34
Son Güncellenme Tarihi: 09 Mart 2023 10:38

8 Mart 2023 il il kadın eylemleri | "Haklarımızın, hayatlarımızın yitmesine tahammülümüz kalmadı"

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde ülkenin dört bir yanında kadınlar rant düzeninin yarattığı yıkıma, haklarına ve hayatlarına yönelik saldırılara karşı sokakta.

Dersim | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde ülkenin dört bir yanında kadınlar sokağa çıktı. Rant düzeninin yarattığı yıkıma, haklarına ve hayatlarına yönelik saldırılara karşı kadınlar iş yerlerinde ve kent meydanlarında "Dayanışmayla ayaktayız, örgütlenerek değiştireceğiz!" dedi.

İşçi kadınlar fabrikalarda, sağlıkçılar hastane önlerinde, avukat kadınlar adliye binalarında açıklamalar yaptı; taleplerini dile getirip birlikte mücadeye çağırdı.

8 Mart rüzgarı direniş alanlarında da sürdü, Tuzla Serbest Bölge’de yüzde 25 ek zam ve insanca çalışma koşulları talebiyle 9 gündür eylemde olan Mata Otomotiv işçileri 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününü direnişle karşıladı.

Deprem bölgesinde de kadınlar seslerini yükseltti. "Yaşamı dayanışmayla yeniden kuracağız" diyen Hataylı depremzede kadınlar ve gönüllü çalışan kadınlar yıkıntılar arasında Uğur Mumcu Meydanı’nda insanları öldüren düzene karşı yaşam zinciri oluşturdu.

İzmirli kadınlar da 8 Mart'ta sokağa çıktı, İzmir Kadın Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, “Depremin ve siyasi iktidarın yarattığı enkazı birleşik mücadelemizle biz kaldıracağız” dedi.

İSTANBUL'DA KADINLAR YASAĞA RAĞMEN SOKAĞA ÇIKTI

İstanbul'da ise Beyoğlu Kaymakamlığı, İstanbul Feminist Gece Yürüyüşü’nü yasakladı ancak kadınlar, sokağa çıkacaklarını duyurdu. Kadınlar çeşitli noktalarda taleplerinin de yer aldığı dövizlerle toplanıyor.

 Ülkenin dört bir yanında hayatlarına ve haklarına sahip çıkan kadınlar sokakta, işte il il 8 Mart eylemleri.


BURSA

eylem yapan kadınlar

Bursa Kadın Platformunun çağrısıyla bir araya gelen yüzlerce kadın Fomara Meydanı’ndan Kent Meydanı’na yürüdü. Yapılan yürüyüşe sendikaya üye oldukları için işten atılan ve 145 gündür fabrika önünde direnen Barutçu Tekstil işçileri de katıldı.

Yapılan açıklamada, “Bu yıl 8 Mart’a, kadın katliamlarının her gün arttığı, yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilen binlerce kadının artan faturalar, barınma ve yaşam masraflarıyla açlığa terk edildiği, LGBT’lere yönelik şiddetin devlet eliyle körüklendiği, kadın işsizliğinin arttığı, savaş politikalarıyla militarizmin cesaretlendirildiği, göçmen kadınlara yönelik ırkçı saldırıların çoğaldığı koşullarda tüm bunlara karşı öfkemizle geldik. Kadın işsizliği rakamları son bir yılda çığ gibi artarken, güvencesiz, düşük ücretlerle ve kötü koşullarda çalışmak zorunda bırakılıyoruz. İktidarın savaş politikaları depremde bile durmazken militarizm, milliyetçilik ve cinsiyetçilik ile kurulu bir yaşamı bizlere dayatıyorlar. Devlet halkın kayıplarına olan öfkesinin üzerini göçmen ve mülteci nefretiyle örtmeye çalışıyor, yağmacı denilerek insanlar devlet eliyle katlediliyor. Hayatlarımızı yok sayan erkek egemen devlete karşı tek güvencemiz mücadelemiz, tek güvencemiz birlikteliğimizdir. Bugün burada kentlerimizi yeniden dayanışma ile inşa etmek için isyanımızla, öfkemizle bir aradayız. Biz kadınlar, şiddetin ve sömürünün olmadığı eşit ve özgür bir yaşamı birlikte mücadelemizle kuracağız. Yeniyi biz kuracağız. Yaşamlarımızı bizler savunacağız” denildi.

eylem yapan kadınlar

NİLÜFER | YARDIM TIRLARINI GÖNDERDİLER

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi bir yürüyüş düzenleyerek basın açıklaması yaptı. Nilüfer Kent Konseyi önünde toplanan kadınlar Nilüfer Belediyesine yürüdü. Kadınlar açıklama sonrası topladıkları hijyen malzemelerini ‘Mor Tır’la deprem bölgesi Samandağ’a gönderdi.

Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi yürüyüş yaptı

Barışı ve dayanışmayı çoğaltan kadınların eşit, adil ve özgür bir dünya için bu 8 Mart’ta da bir arada olduğunu ifade eden Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Serpil Altun, "İnsan elinin yol açtığı yıkıma karşı, birbirimizden aldığımız güçle hayatı yeniden kuracağımızı söylemek için buradayız! Hem yasta hem isyanda olduğumuzu; eril bir iktidar tarafından kuşatılan haklarımızdan vazgeçmediğimizi haykırmak için sokaklardayız. Asrın felaketi olarak lanse edilen depremin -tıpkı kadın cinayetlerinde olduğu gibi-yıkıcı etkilerinin önlenebilir olduğunu hatırlatmak için sesimizi yükseltiyoruz” dedi.

(Bursa/EVRENSEL)


ANTALYA

Antalya Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında düzenlediği açıklamada kadınların afet durumlarında yaşadığı sorunlara dikkat çekildi.

"KADINLAR DAHA ÇOK ETKİLENİYOR"

Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan basın açıklamasını Kadın Meclisi Başkanı Eylem Ülgen okudu. Kadınların eşitlik, özgürlük içinde ve insan onuruna yakışır yaşam şartlarına sahip olma mücadelesinin günü olan 8 Mart’ı bu yıl 11 ili etkileyen büyük bir yıkıma ve can kaybına neden olan deprem gölgesinde anmak durumunda kaldıklarını vurguladı. Ülgen, “Binlerce insanımızı kaybettik, binlerce insanımız yaralandı. İnsanlık olarak tarifi imkânsız bir acı içindeyiz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği hayatın her alanında olduğu gibi doğal afetlerde de yine kadınları olumsuz yönde etkilemektedir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak diğer tüm doğal afetlerde olduğu gibi depremde de erkekler ve kadınlar felaketleri farklı şekilde yaşıyor. Yapılan araştırmalar, afetlerde kadınların erkeklere göre daha yüksek oranda ve daha ciddi biçimde etkilendiklerini ortaya koymuştur. Türkiye ve Suriye’yi vuran depremlerden sağ kurtulan birçok kadın, felaketten hemen sonraki yardımların ‘cinsiyet körlüğünden’ şikâyet etmektedir. Kadınların ihtiyaçları ve öncelikleri dikkate alınmadan yapılan uygulamalar ikincil mağduriyetlere sebebiyet vermektedir” dedi.

“KADIN VE KIZ ÇOCUKLARI ŞİDDETE KARŞI SAVUNMASIZ”

Yaşanan şiddete de dikkat çeken Ülgen, şöyle konuştu: “Bu süreçte kadın ve kız çocukları şiddete, cinsel taciz ve saldırıya karşı daha savunmasız hale gelmekte. Araştırmalar, afet sonrası süreçte kadınların taciz, tecavüz, sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığını göstermektedir. Depremzedelere geçici tahsis edilen çadır, konteyner gibi alanlarda kadınların mahremiyet eksikliği çektiği ifade edilmekte. Tanımadıkları insanlarla mahremiyet eksikliği içerisinde yaşamak zorunda kalan kadınların, özellikle hamile veya emzirme süreçleri içinde olmaları durumunda zorlukları iki kat artmakta. Yine bir çadırda birkaç ailenin toplu olarak yaşamak zorunda kalması, kadın ve kız çocuklarının cinsel taciz ve saldırıya daha açık hale gelmesine neden olmaktadır. Depremde ailesini kaybeden birçok kadın çadırlarda tek başına yaşamak zorunda kalmakta bu da beraberinde güvenlik sorununu gündeme getirmektedir. Doğal afet anlarında dahi toplumsal cinsiyet rolleri değişmemekte, kadın ve erkek aynı çadırda birlikte yaşamasına rağmen toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle aynı strese, afete ve travmaya maruz kalan kadınlara yemek yapmak, bulaşık ve çamaşır yıkamak, temizlik yapmak, soba yakmak ve çocuk bakımı gibi işler yüklenmektedir. Sınırları, doğal afette dahi, katı bir şekilde çizilmiş olan toplumsal cinsiyet rolleri kırılgan grupta bulunan kadınların bu süreci daha ağır yaşamasına neden olmaktadır.”

"KADINLAR AFET YÖNETİM KOMİTELERİNDE TEMSİL EDİLMELİ"

Ülgen, şu çağrıyı yaptı: “Kadınlar becerileri ve güçlü yönleriyle afetlerle başa çıkma kapasitesine sahiptir. Sadece afet yönetimi politikalarının etkili bir biçimde gerçekleştirilmesi için, toplumsal cinsiyet bakış açısıyla ele alınmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Ulusal ve yerel düzeyde yapılan afet yönetimi planları ve organizasyonlarında kırılgan grup olan kadınlara yönelik bakış açısı yer almamaktadır. Toplumun yarısını oluşturan kadınların afet yönetiminin zarar azaltma ve hazırlık planlama, karar alma ve uygulama süreçlerinde yer alabilmeleri öncelikle yasal bir haktır. Bu bağlamda kadınların acil planlama ve afet yönetim komitelerinde temsil edilmeleri gerekli ve zorunludur. Haklarımızın, hayatlarımızın bürokrasi ve koordinasyonsuzluk arasında yitmesine artık tahammülümüz kalmadı. Toplumsal cinsiyet eşitliği temel bir insan hakkıdır.” (Antalya/EVRENSEL)


MUĞLA

Muğla Köyceğiz ve Ortaca’da da kadınlar 8 Mart’ta alana çıktı. Açıklamalarda, “Depremde kaybettiklerimizi unutmamak. Acılarımızı paylaşmak, dayanışmayı büyütmek için bir araya geldik” denildi.

Köyceğiz’de basın açıklamasını okuyan Dilay Sezer, “8 Mart’ta emeğin hak ettiği değeri alması için mücadele ediyoruz. Bu düzeni değiştirmek için birleşmeliyiz” dedi.

Ortaca Tayfa Restoran önünde toplanan kadınlar, Atatürk Meydanı’na kadar sloganlarla yürüdü. Depremler hayatlarını kaybedenler anısına mum yakılan kadınlar, el ele vererek çember oluşturdu. Ortaca Kadın Platformu adına açıklamayı Döndü Taka Çınar yaptı.

“YAŞAMI KIZKARDEŞLİK KÖPRÜSÜYLE YENİDEN KURACAĞIZ”

zincir oluşturmuş el ele tutuşan kadınlar Çınar, “Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz. Hem deprem bölgesinde hem de bulunduğumuz kentlerde hak ettiğimiz insanca, eşit, özgür bir yaşamı kız kardeşlik köprüsüyle yeniden kuracağız.  Bizleri bu sosyal felaketten kurtaracak olan, acıları, özverileri, yoksulluğu ve emeği ortak olanların dayanışması ve birliğidir. Çaresiz, geleceğimizden kaygı duyarak, adaletsizliğin, eşitsizliğin karanlıkta bıraktığı bir hayatı değil, eşit, şiddetsiz, sömürüsüz, özgür günlerde, insanca bir hayatı yaşamak istiyoruz. Haklarımıza ve hayatlarımıza çöken bu karanlık düzeni hep birlikte değiştireceğiz” dedi.

Muğla Bodrum'da ise kadınlar, Bodrum Kadın Platformu çağrısıyla Turgutreis'te bulunan Sabancı Parkı'nda toplanarak yürüyüş düzenledi.

Sık sık "Bu enkazı kadınlar kaldıracak", "Öfkeliyiz, yastayız, buradayız" sloganlari atarak yürüyen kadınlara çevredekiler de destek verdi. Depremde yaşamını yitirenlerinde anıldığı açıklamada kadınlar mumlar yaktı. Platform adına açıklamayı okuyan Feyza Taner, "Yarattığınız yıkım sadece bugünün değil 21 yılın yıkımıdır. Kadın ve LGBTİ+ düşmanlığınızı , adaletsizliğinizi, yalanlarınızı, nefret söylemlerinizi ve bunun sonuçlarını çok iyi biliyoruz. Tacizin, istismarın merkezi haline gelen çürümüş tarikatlarda çocukların geleceğini çaldığınızı da  hiç unutmadık. Kadınlara, LGBTİ+lara, çocuklara uyguladığınız şiddet ve ayrımcılığın hesabını vereceksiniz. Öfkemizle, yasımızla, acımızla ve direnişimizle yakanızdayız. Kadınlar yapılanları unutmayacak. Bugün olduğu gibi yan yana olmaya, dayanışmaya ve direnmeye devam edeceğiz" dedi. (Muğla/EVRENSEL)


MANİSA

Manisa'da kadınlar 8 Mart'ta Manisa Kadın Platformu'nun çağrısıyla Manolya Meydanı’nda buluştu.

Platform adına basın açıklamasını okuyan Fatma Ayhan, "Enkaza dönen kentlerden sağ kurtulabilen, yakınlarını kaybetmenin ağır travmasını yaşayan kadınlar bir taraftan da güvenlik endişesini yaşıyor. Kadınlar göçe, yoksulluğa, salgın hastalıklara ve şiddet riskine karşı en savunmasız toplumsal kesimi oluşturuyor" ifadelerini kullandı.

Ayhan, "Kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş AKP-MHP iktidar bloğuna karşı kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz" diyerek, mücadele çağrısı yaptı. (Manisa/EVRENSEL)


ŞAİR ABAY KONANBAY LİSESİ ÖĞRENCİLERİ

Şair Abay Konanbay Anadolu Lisesi ögrencileri de okullarında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yürüyüşü yaptı.

Şair Abay Konanbay Anadolu Lisesi ögrencileri liselerinde "Sokakta özgürlük var, okulda dayanışma" sloganlarıyla okul koridorunda yürüdüler. Kadın hakları ihlallerine karşı mücadele çağrısı yaptılar.

(İstanbul/EVRENSEL)


ESKİŞEHİR

Eskişehir’de kadınlar Eskişehir Demokratik Kadın Platformu’nun (EDKP) çağrısı ile ESPARK önünde bir araya geldi. Buradan sloganlarla Adalar MİGROS önüne yürüyen kadınlar, taleplerinin yazdığı dövizler taşıdı.

Adalar MİGROS önünde kadınlar adına basın metnini Özlem Bahçeci okudu. 8 Mart’ın tarihine değinen Bahçeci, kadınların direnişinin 166 yıl sonra Eskişehir’de ve tüm dünyada sürdüğünün altını çizdi.

Hakları ve hayatları için mücadele ettiklerini belirten Bahçeci, 8 Mart’ın Türkiye’nin 11 kentini vuran ve 50 bine yakın yurttaşın can verdiği depremin gölgesinde gerçekleştiğini vurguladı. AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın depremin üçüncü günü deprem bölgesinde kurduğu “Olanlar hep oldu, bunlar kader planının içinde olan şeyler” sözüne değinen Bahçeci, “Deprem, kaderle açıklanamaz! Yol yapmakla, hastane yapmakla, havaalanı yapmakla, şehirleri betona yığmakla övünen iktidarın yolları çöktü, binaları yıkıldı! Yaşadığımız kader planı değil rant düzenidir! Depremde yıkılmayacak, dirençli şehirler yapmak, bilime kulak vermekle mümkün. Oysa bir deprem ülkesi olan ülkemizde şehirler hep rant, yolsuzluk, rüşvet çarkı üzerinden inşa edildi. Tek adam rejiminin hantallaştırdığı devlet aygıtı depreme çok geç müdahale etti, yardım sağlama görevi olan Kızılay AHBAP’a, Eczacılar Birliğine çadır sattı. Ülkenin başına gelen bu felaketin sorumlusu önlem almayan, göz yuman, rant uğruna insan hayatını hiçe sayan iktidar ve sermayedarlardır! Yaşanan ölümlerin ve yıkımın sorumluları derhal istifa etmelidir. Buradan sesleniyoruz: Bizi mahkum etmeye çalıştığınız bu enkazdan kadınların dayanışmasıyla özgür ve eşit bir dünya kurarak kurtulacağız!” dedi.

KADINLAR DEPREM SONRASINDA İYİCE MÜLKSÜZLEŞİP YOKSULLAŞTI

Depremin en yıkıcı etkilerini kadınların, LGBTİ'lerin ve çocukların yaşadığını kaydeden Bahçeci, kadınların kalacak yer bulamadığını, soğuk, açlık, güvenlik gibi sorunlarla mücadele etmek zorunda bırakıldığını söyledi. Depremde evi ağır hasar aldığı için boşandığı erkeğin evine dönmek zorunda kalan Alev Altun’un uyuduğu sırada boşandığı erkeğin saldırısına uğradığını hatırlatan Bahçeci, şöyle devam etti:

“Kadınlara güvenli alan sağlayamayan, cezasızlık politikalarıyla erkekleri cesaretlendiren iktidar, kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin sorumlusudur! Zaten yoksullukla mücadele eden kadınlar deprem sonrasında iyice mülksüzleşip, yoksullaştı. Depremde hasar görmeyen iş yerlerinde işçiler depremden birkaç gün sonra işe çağrıldı, gitmeyenler işten atılmakla tehdit edildi! Kadınları yoksulluğa hapsetmek isteyen bu düzene karşı insanca çalışma koşullarını kurana kadar mücadele edeceğiz!”

Mültecilerin yardım dağıtımı konusunda ayrımcılığa maruz bırakıldığını dile getiren Bahçeci, mültecilerin yardım istemekten çekinir hale getirildiğini söyledi. Bahçeci, “Mülteci kadınlar deprem bölgesinde şiddete ve yoksulluğa mahkum edilmek isteniyor. Bizler Eskişehir sokakların söylemeye devam edeceğiz: Mülteci kadınlar kız kardeşlerimizdir!” ifadelerini kullandı. (Eskişehir/EVRENSEL)


DERSİM

Dersimli kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Dersim Kadın Platformunun çağrısıyla sanat sokağında bir araya gelerek Seyit Rıza Meydanı'na yürüyüş gerçekleştirdi. Yapılan yürüyüşten sonra basın açıklaması düzenleyen kadınlar daha sorasında depremde hayatını kaybedenler için mum yaktı. Açıklamayı Kadın Platformu adına Raife Yılmaz okudu. Yılmaz, bu 8 Mart'ı hüzünle karşıladıklarını; acılarının derin, içlerinin buruk, yaslarının, öfkelerinin dinç ve büyük olduğunu dile getirdi.

"BU İHMALDEN ÖTE BİR CİNAYETTİR"

6 Şubat tarihinde önce Pazarcık daha sonra Elbistan merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde resmi rakamlara göre bile 45.000’in üzerinde insanın hayatını kaybettiğini söyleyen Yılmaz, “On binlerce insanımız yaralı ve milyonlarca insanımız göç etmek zorunda kaldı. Bu bir ihmal, bir sorumsuzluktan öte cinayettir" dedi.

"YARALARI SARMAK YERİNE OHAL İLAN ETTİLER"

Kızılay'ın derneklere çadır satmasına da değinen Yılmaz, "AFAD depolarında tonlarca temel ihtiyaç malzemesi bekletilirken depremden etkilenen insanlarımız soğukta, aç ve susuz günlerce bekletildi. Hâlâ dahi çadır ve su gibi en temel ihtiyacı bile giderilememiş binlerce insan olduğunu biliyoruz. Deprem sonrası Afet bölgesi ilan ederek yaraları sarmaya çalışması gereken devlet OHAL ilan ederek her zamanki gibi olayı güvenlikçi politikalar ile çözmeye çalışmıştır, eylem ve etkinliklere yasaklama kararları almıştır" diye konuştu.

"ASIL YAĞMACILAR DENETLEMEYENLERDİR"

On binlerce Suriye vatandaşının neyle karşılaşacaklarını bilmeden ülkelerine dönmek zorunda kaldıklarını aktaran Yılmaz, "Arapça konuştuğu duyulursa kendisine yardım edilmeyeceğini düşünen mülteci bir kadın göçük altında sessizce bekledi. İçişleri bakanı bile yağma olayları ile ilgili gelen ihbarların tamama yakınının asılsız olduğunu söylediği koşullarda mülteciler yağmacı damgası yedi, linç edildi. Asıl yağmacılar insanların başına çöken binaları yapanlar, buna izin verenler ve denetlemeyenlerdir" ifadelerini kullandı.

"KADINLARIN GÜVENLİĞİ İÇİN  ÖNLEM ALINMADI"

Yılmaz, açıklamaya şöyle devam etti: "Kentler boşaldı ve geriye en yoksul insanlarımız kaldı. Çadırlarda yeni bir düzen kurulmaya başladı. Bu yokluk ortamında yaşlıların ve çocukların bakımı, olanaksızlık içinde hijyen yaratılmaya çalışılması, ısınma, yemek ve benzeri onlarca sorun bir bütün olarak bakım emeği vermek hiç olmadığı kadar büyük bir yük haline geldi. Bu felaket koşullarında AFAD’ın ihtiyaç listelerine kadın pedini koymadığını, yalnız yaşayan ve evi yıkılan kadınlara çadır vermediğini gördük. Boşanma arifesinde olan kadınlar boşanmak istedikleri erkeklerle aynı çadırda kalmak zorunda kaldılar, öyle ki böylesi bir durumda dahi öldürülmek istenen bir kız kardeşimiz oldu. 6284 kararları uygulanamaz hale geldi, nafaka tahsilleri imkansızlaştı. Kadınların güvenliği için hala hiçbir özel önlem alınmadı."

Kadınların talepleri şu şekilde sıralandı:

  • "Temel yaşamsal ihtiyaçlarla ilgili gerekli adımlar acilen atılmalıdır.
  • Kadınlara özgü hastalıkların engellenebilmesi için duş, tuvalet ve her türlü hijyen imkanı ivedilikle sağlanmalıdır.
  • Kadınların güvenliğini sağlayacak hukuki ve idari tedbirler için acil eylem planı oluşturulmalıdır.
  • Deprem sebebiyle ailelerini kaybeden çocuklar devletin sosyal hizmet imkanları kullanılarak güvenli ortamlarda, gelecekleri garanti altına alınacak şekilde korunmalı, psiko-sosyal destek sağlanmalıdır.
  • Kadınlara yönelik her türlü ayrımcı uygulamaya son verilmelidir.
  • Televizyon yayınlarında toplanan milyarlarca liralık paralar halkın ve kadınların ihtiyaçlarını gidermek için kullanılmalı, şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

(Dersim/EVRENSEL)


DİYARBAKIR

8 mart diyarbakır

Diyarbakır’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için kadınlar saat 17.00’de Park Orman'da toplandı. Toplanan kadınları iki ayrı grup olarak ablukaya alan polis, kadınların birleşmesine izin vermedi. “Jin, jiyan, azadi”, “Hükümet istifa”, “ Bugün değilse 14 Mayıs’ta”, “Erdhej nekûje, sistem dikûje” sloganları atan kadınlar bir buçuk saatlik bekleyişin ardından grupların birleşmesine izin verilmeyince basın açıklamasını iptal ederek depremde hayatını kaybedenler anısına mum yakıp oturma eylemi gerçekleştirdiler.

8 mart diyarbakır

Oturma eyleminin ardından dağılmak isteyen kadınların dağılmasına da izin vermeyen polis, uzun süre eylemi bitiren kadınları ablukada tutmaya devam etti. Eylem süresince sık sık ırkçı saldırıya maruz kalan Amedspor'u sahiplenen kadınlar hep birlikte “Diren ha Diyarbekir” şarkısını söylediler.

(Diyarbakır/EVRENSEL)


VAN

Van’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için TJA çağrısıyla Semaver Kavşağı’ndan bir araya gelen kadınlar Boyalar Camiine yürüdü. Van Barosu, TİHV, HDP Kadın Meclisi ve Emek Partili Kadınlar’ın destek verdiği yürüyüş sonrası açıklama yapıldı.

Yapılan açıklamada “Kadınlar binlerce yıllık ezilmişliğine karşı isyanın miladı olarak, yaşamın her alanında, tarihsel hakikatine layık bir şekilde her 8 Mart’ta seslerini yükseltiyor. Bizler buradayız, mücadelemize geçmişin mirası ve geleceğin sorumluluğu ile devam edeceğiz” denildi. 6 Şubat’ta, Maraş merkezli depremlerde de toplumsal sorunları açığa çıkaran ve derinleştiren esas olgunun erkek egemen devletçi sistem olduğu dile getirildi. Devletin deprem karşısındaki çözümsüzlüğüyle ise yerel yönetimlerin ve örgütlü toplumun öneminin bir kez daha halk tarafından anlaşılmış olduğu vurgulandı. (EKMEK VE GÜL)


 KOCAELİ

Kocaeli 8 Mart’ında kadınlar, Kocaeli Kadın Platformu’nun çağrısıyla Belediye İş Hanı önünde toplanarak Kent Meydanı’na yürüdü. Bu yıl 8 Mart’ı yaşamı yeniden kurmak için mücadele eden depremden etkilenen kadınlara adadığı duyuruldu. “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Yaşasın 8 Mart” sloganlarıyla Kent Meydanı’na yürüyen kadınlar depremde yaşamını yitiren kadınlar için saygı duruşunun ardından açıklama metnini okudu.

Açıklamada yaklaşık 16 milyon insanı etkileyen depremlerin sonucunda, on binlerce insan hayatını kaybettiği, evsiz kaldığı ve ağır travmalar yaşadığı belirtilerek “Bu yıl, kadınların uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 8 Mart’a, etkilerinin hâlâ sürdüğü ve uzun yıllar da sürmeye devam edeceği bu depremin ağırlığıyla, ataerkil kapitalist ülke düzeninin hayatlarımıza her anlamda kast ettiği, yaşamlarımızın iktidar ve sermaye nezninde hiçbir şey ifade etmediği bilinci ve öfkesiyle giriyoruz” ifadelerine yer verildi.

Devletin krizleri yönetme, sorumluluğunu yerine getirme konusundaki acizliğini ve sonuçlarını çok iyi bildiklerini belirten kadınlar, “Biz bu iktidarı hiç uzağa gitmeden ilimizde Kocaeli’de kadınlarla omuz omuza yürüdüğümüz yolları engellemesinden, yüzlerce polisiyle isyanımızı bastırmak istemesinden biliyoruz. Bu iktidar, Diyanete sonsuz bütçe verip kreşleri kapatırken dini kurumlarda eğitimi teşvik ederken, bugün refakatsiz çocukları tarikatlara, dini kurumlara vermekte beis görmüyor. Kayıp çocuklar ile ilgili ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 'Çocukların önemli bir kısmının sağlık kuruluşlarında olduğunu varsaydıklarını' dile getiriyor. Bir bakan, ülkede refakatsiz kalan çocukların durumuna dair varsayımsal açıklamalar yapamaz. Derhal kayıp çocukların akıbetinin kamuoyuna açıklanmasını talep ediyoruz. Çocuklar tarikat yurdunun karanlıklarına hapsedilemez” dedi. (Kocaeli/EVRENSEL)


GEBZE: YEPYENİ BİR YAŞAMI BİRLİKTE YARATACAĞIZ

pankart ve döviz tutan kadınlar yürüyüş yapıyor

Gebze Kadın Platformu'nun çağrısıyla Eski Çarşı'da buluşan kadınlar, buradan sloganlarla Gebze Kent Meydanı'na yürüdü. Yürüyüş güzergahında etraftan alkış da alan kadınlar hep bir ağızdan "Hükümet istifa", "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadın cinayetleri politiktir" ve "Kaybolan çocuklar nerede" sloganları attı. Meydana yapılan yürüyüşün ardından burada açıklama Kadın Meclisleri ile ortaklaştırıldı.

"DEPREMLE DAHA DA DERİNLEŞTİ"

'Asla hepimizi öldüremeyeceksiniz' yazılı dövizi tutan bir teyze var.

Gebze Kadın Platformu adına basın açıklamasını Eğitim Sen Gebze Şube Kadın Sekreteri Meryem Meriç Atalay ve MMO Gebze Temsilciliği Kadın Komisyonu üyesi Mehtap Demir okudu. İktidar ve kurumlarının deprem ortamında dahi kadınlara ve çocuklara reva gördüğü gerici politikaların uygulamaların devam ettiğini söyleyen Eğitim Sen Gebze Şube Kadın Sekreteri Meryem Meriç Atalay, "Diyanet İşleri Başkanlığı, 'Depremzede çocukları evlat edinenle evlenme engeli bulunmadığına' dair tecavüz ve istismarı meşrulaştıran fetvalar verirken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kimsesiz kalan çocukları yurtlarda ve okullarda adları taciz, tecavüz, istismar ve şiddet ile anılan tarikat ve cemaatlere teslim etmekten utanmıyor. Türkiye dünyada kadın işsizlik oranının en yüksek, kadın yoksulluğunun en fazla ve kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biriyken deprem ile birlikte bu durum daha da derinleşti. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzdeki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikardır" dedi.

"GÜCÜMÜZÜ YÜKSELTMEYE KARARLIYIZ"

'Kimin çadırını kime satıyorsun' yazılı dövizi tutan bir teyze var.

MMO Gebze Temsilciliği Kadın Komisyonu üyesi Mehtap Demir ise, "Bugün 3 kadın vahşice erkek şiddetiyle katledildi. Pendik'te Tülay Erşahin, Batman'da Tuba Atılgan , Malatya'da B.Ç isimli kadın arkadaşlarımız en yakınında olan erkekler tarafından yaşamdan koparıldı" dedi. Her şeye rağmen dayanışmaya, kenetlenmeye, birlikte olmaya devam edeceklerini söyleyen Demir, "Omuz omuza direnmeye, gücümüzü daha da yükseltmeye kararlıyız. Bundan sonra da mücadelemize daha büyük azim ve kararlılıkla devam edeceğiz. Ülkemizin yaralarının sarılma sürecinin bir parçası olacağız. Birlikte güçlü olduğumuzu haykırmak için alandayız, haklarımızı söke söke almak için alanlardayız, iktidarın kadın düşmanı adımlarına, erkek egemen zihniyete, baskılara, törelere, tabulara, cinsiyetçi tüm söylemlere son vermek için alanlardayız. Alanlarda olmaya devam edeceğiz. Yepyeni bir yaşamı birlikte yaratacağız" diye konuştu.

"SİZİ GÖNDERECEĞİZ"

döviz tutan kadınlar slogan atıyor

Kadın Meclisleri adına ise basın açıklamasını Duygu Kasar okudu. Kasar, "Önümüzde seçim süreci var. Depremlerde bile ilk düşündüğü kendi iktidarı olanların her günü bize zarar. O yüzden hiç bir şeyi zamana yaymaya gerek yok. Deprem bölgesindeki çocukları tarikatların eline bırakanları da, kadınları korumayıp İstanbul Sözleşmesi'nden imza çekenleri de derneğimize hukuksuzca kapatma davası açanları da çok iyi tanıyoruz. Bir kez daha söylüyoruz; sizin gücünüz bizi durdurmaya yetmez. Sizi göndereceğiz, eşit ve özgür bir yaşamı var edeceğiz" ifadelerini kullandı. (Gebze/EVRENSEL)


DİDİM KADIN PLATFORMU: ÖFKEMİZLE İSYANIMIZLA DAYANIŞMAYI ÖRÜYORUZ

Didim Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde taleplerini yineleyerek, “Öfkemizle, isyanımızla kadın dayanışmasını örüyor, yaşamı yeniden kuruyoruz” dedi.

Ziraat Bankası önünde bir araya gelen kadınlar adına basın açıklamasını Elbistan’dan Didim’e gelen Eğitim Sen’li depremzede öğretmen Elif Kurt okundu. Basın açıklaması öncesinde depremde hayatını kaybeden kadınlar için saygı duruşunda bulundu.

Kurt, “Yaşanan deprem ile birlikte derinleşen eşitsizliklere eşlik eden yoksulluk toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzde ki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikar. Bu süreç önümüze daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğunu bizlere yüklüyor. Biz kadınlar, öfkemizle isyanımızla kadın dayanışmasını örüyor yaşamı yeniden kuruyoruz” dedi. (Aydın/EVRENSEL)


ÇANAKKALE

Çanakkale Ekmek ve Gül Topluluğu, Kepez Özgür Kadın Dayanışması, ELDER, Çanakkale DİSK Emekli-Sen, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, 2021 Tüm Emekliler Sendikası ve Çanakkale Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin bir araya gelerek oluşturduğu Çanakkale 8 Mart Kadın Platformu, Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Golf Aile Çay Bahçesi'nde bir araya gelerek İskele Meydanı'na Maraş depremlerinde yaşamını yitirenleri anmak için sessiz yürüyüş gerçekleştirdi. Açıklamaya deprem nedeniyle Çanakkale’ye gelen depremzede kadınlarda katıldı.

"Bu enkazı biz kadınlar kaldıracağız, Yerine yeni bir yaşam kuracağız" pankartı taşıyan kadınlar adına konuşan Meltem Gürer, "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde alanlara çıkmak için ülkenin dört bir yanında hazırlanırken 6 Şubat depremiyle hayatlarımız değişti. Bu 8 Mart’ta afeti felakete, can kayıplarını adeta katliama dönüştürenlere olan öfkemizle, kaybettiklerimiz için tuttuğumuz yasla alanlardayız”dedi.

"YAN YANA DURMAKTAN VAZGEÇMEK YOK"

Gürer konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Hayat bir enkaza çevrildiğinde o enkazı kaldırmak için ilk koşanlar, dayanışmayı ilmek ilmek örenler, bizler eşit, özgür, şiddetsiz, insanca bir yaşamı kurmak için yönetmeye talibiz. O güne kadar durmak yok, o güne kadar ellerimizi bırakmak yok, o güne kadar yan yana durmaktan vazgeçmek yok" dedi. (Çanakkale/EVRENSEL)


BALIKESİR

Balıkesir Kadın Platformu çağrısıyla Salih Tozan Kültür Merkezi önünde toplanarak Alihikmetpaşa Meydanı’na yürüyen kadınlar sessiz bir yürüyüş yaptı. Kadınlar yürüyüş sonrası açıklama yaptı.

AYVALIK

Ayvalık Kadın İnsiyatifi çağrısıyla buluşan kadınlar 18.00'de Ayvalık Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.

(Balıkesir/EVRENSEL)


SİVAS

Basın açıklaması gerçekleştiren kadınlar

KESK Sivas Şubeler Platformu, saat 17.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda 8 Mart açıklaması düzenledi. Açıklamaya Halkevleri, CHP Kadın Kolları, EMEP, Sol Parti temsilcileri de destek verdi.

Sık sık “Kadın yaşam özgürlük", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat, etmiyoruz", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz", "Kadın varsa umut var hep birlikte elele" sloganlarının atıldığı basın açıklamasında SES Şube Eş Başkanı Hanife Değer söz aldı.

8 Mart’ın kadın emeği sömürüsüne karşı kadınların omuz omuza mücadele verdiği gün olduğunu söyleyen Değer, “6 Şubat günü 11 ili etkileyen iki büyük deprem sonrası çok zor günler yaşamaktayız. Kapitalist, liyakatsiz sistemin rantı önceleyen insanı ve doğayı hiçe sayan politikaları yüz binlerce insanı sevdiklerinden kopardı. Siyasi iktidarın doğal felaket diyerek kendi sorumluluğunu görmezden gelen tüm sorumluluğu doğaya atan kader ile açıklayan tutumuna karşı bizler bunun böyle sürdürülebilir olmadığını hep söyledik ve söylemeye devam edeceğiz" dedi.

Değer açıklamasına şöyle devam etti:

"Kadınların uluslararası birlik, beraberlik, mücadele ve dayanışma günü olan 8 Mart'a bu yıl etkilerinin hâlâ sürdüğü ve uzun yıllar da sürmeye devam edeceği bu depremlerin ağırlığıyla yaşamlarımızın iktidar ve sermaye karşısında hiçbir şey ifade etmediğinin bilinci ve öfkesiyle giriyoruz. Bu gerçeklik bizi daha fazla örgütlenme daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğu yüklüyor.

Her türlü saldırıya rağmen sokakları terk etmeyen hakları ve hayatları için direnen kadınlar olarak 8 Mart kadınların uluslararası birlik mücadele ve dayanışma günü kapsamındaki tüm eylem ve etkinlikler öfkemizle isyanımızla kadın dayanışmasını örüyor yaşamı yeniden kuruyoruz" (Sivas/EVRENSEL)


KAYSERİ

kadınlar ellerinde döviz ve enkaz fotoğrafları tutuyor

Kayseri'de kadınlar, Kayseri Kadın Platformunun çağrısı ile 8 Mart'ta alanlarda buluştu. Bu sene 8 Mart'ı depremin acısı ile karşıladıklarını söyleyen kadınlar, "Binlerce insanda derin acılar bırakan Maraş’ta yaşanan depreminin etkileri, savaşlarda olduğu gibi biz kadınlar ve çocuklar üzerinde daha ağır yaşanıyor" ifadelerini kullandı.

Kadınların halihazırda pek çok sorun yaşadığının altı çizilen açıklamada, depremle birlikte kadınların sorunlarının daha da derinleştiğinin üzerinde duruldu.

"Kentlerden sağ kurtulabilen, yakınlarını kaybetmenin ağır travmasını yaşayan kadınlar, bir taraftan da güvenlik endişesini yaşarken, diğer yandan da göçe, yoksulluğa, salgın hastalıklara ve şiddet riskine karşı en savunmasız toplum kesimini oluşturuyor" diyen Kayserili kadınlar, bu karanlıkta yaşamak zorunda olmadıklarını belirterek tüm kadınlar için mücadele sözü verdi.

(Kayseri/EVRENSEL)


SAMSUN

Samsun'da, Samsun Kadın Dayanışmasının çağrısıyla eski vergi dairesi önünde toplanan kadınlar İstiklal Caddesi üzerinden Akbank önüne kadar yürüdüler. Yürüyüş sırasında kadın cinayetlerinde yaşamını yitiren kadınlardan, depremde kaybedilen çocuklara, kadın haklarına yönelik saldırılara karşı dövizler taşındı. "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadınlar birlikte güçlü" sloganlarının atıldığı yürüyüş boyunca deprem bölgesindeki illerin adları sayılarak "Çocuklar nerede?" diye soruldu.

Kadınlar şu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Devletin sorumluluğunu yerine getirmemesi sonucu çaresiz kalan kadinlar, cinsel şiddete maruz bırakılıyor. Ayrıldığı eşinin evine sığınan kadına eski kocası tarafından kaynar su dökülmesi, herkesin gözü önünde bir erkeğin eşine tokat atması gibi şiddet ve aşağılamayla karşı karşıya kalıyoruz. Daha 3 gün önmce İzmir de bir kadın yine ayrıldığı kocası tarafından polis korumasına rağmen çocuklarının gözü önünde katledilmiştir. 20 yıllık AKP döneminde günde an az 4-5 kadın erkekler tarafından öldürülüyor. Nasıl ki koruma kaarrına rağmen devlet kadınları korumuyorsa göçük altında kalan onbinleri de günlerce kurtarmadıklarına şahit olduk. Kaybettiğimiz bütün kadınları unutmadığımız gibi depremde de sorumsuzluğunuz nedeniyle göz göre göre ölen tüm kadınların anıları önünde söz veriyoruz biz kazanacağız"

(Samsun/EVRENSEL)


SAKARYA

Sakarya'da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Sakarya'da alanda coşkuyla kutlandı.

Yeni Cami önünden saat 18.00'de başlayan yürüyüş boyunca "Yaşasın kadın dayanışması", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganları ve alkışlarla AKM meydanında tamamlandı.

Alanda toplanan kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için basın açıklaması gerçekleştirdi. (Sakarya/EVRENSEL)


ÇORUM

Çorum Kadın Platformu tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Kadeş Barış Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin de destek verdiği ve katılımın bir hayli fazla olduğu basın açıklamasında, “depremlerde ölümü de, kadın cinayetlerini de hep birlikte durduracağız” denildi.

“Kadın, yaşam, özgürlük”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadınız, anayız, barıştan yanayız” gibi sloganların atıldığı basın açıklamasında Çorum Kadın Platformu adına konuşan Eğitim Sen Şube Kadın Sekreteri Nurcan Hasırcı Doğan, “Kadınlarının dayanışma ve mücadeleyi örgütledikleri renkleriyle, sözleriyle eylemleriyle bir araya geldiği isyanını eyleme dönüştürdüğü 8 Mart hazırlıklarımızın devam ettiği tarihlerde 6 Şubat günü 11 ili kapsayan, 20 Şubat günü Samandağ merkezli depremler yaşadık” dedi.

“KAPİTALİZM, DOĞAYA VE İNSANA DÜŞMAN”

Kapitalist ataerkinin rantı önceleyen insanı ve doğayı hiçe sayan politikaları sonucunda on binlerce insanın hayatını kaybettiğini kaydede Doğan, “Siyasi iktidarın doğal felaket diyerek kendi sorumluluğunu görmezden gelen tüm sorumluluğu doğaya atan, kader ile açıklayan tutumuna karşı bizler yaşanan kayıpların kapitalizmin doğa ve insan düşmanı politikalarının bir sonucu olduğunu bu haliyle sürdürülebilir olmadığını söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“DEPREMİN ETKİSİ KADIN VE ÇOCUKLARIN ÜZERİNDE DAHA DA AĞIR YAŞANIYOR”

8 Mart’a, etkilerinin hâlâ sürdüğü ve uzun yıllar da sürmeye devam edeceği bu depremin ağırlığıyla, ataerkil kapitalist ülke düzeninin insan hayatına her anlamda kast ettiği, yaşamların iktidar ve sermaye nezdinde hiçbir şey ifade etmediği bilinci ve öfkesiyle girdiklerini belirten Doğan, “Milyonlarca insanda derin acılar bırakan Maraş depreminin etkileri, savaşlarda olduğu gibi kadınlar ve çocuklar üzerinde daha ağır yaşanıyor.

Başta AKP iktidarının kapitalist politikaları olmak üzere, sermayenin, kentsel rantın, liyakatsizliğin, insan hayatını hiçe sayan imar uygulamalarının sebep olduğu bu büyük yıkımın sonuçları, zaten yoksulluk kıskacında, etnik ve dinsel olarak ayrımcılığa uğrayan, bölgesel eşitsizliğe, savaşa, emek sömürüsüne ve ataerkil şiddete en çok maruz kalan kadınları daha derinden etkiliyor. Enkaza dönen kentlerden sağ kurtulabilen, yakınlarını kaybetmenin ağır travmasını yaşayan kadınlar bir taraftan da güvenlik endişesini yaşamakta, göçe, yoksulluğa,  salgın hastalıklara ve şiddet riskine karşı en savunmasız toplumsal kesimi oluşturmakta.  Büyük bir felakete ve insanlık dramına sebep olan iktidar ve kurumları ise kadınlara ve çocuklara reva gördüğü gerici politikalarını hemen uygulamaya koymaktan geri durmuyor” ifadelerini kullandı.

“DÜNYADA KADIN YOKSULLUĞUNUN EN FAZLA OLDUĞU ÜLKE TÜRKİYE”

AKP-MHP iktidar bloğunun neoliberal politikalarının yarattığı eşitsizliklerin yaşanan depremle birlikte artarak devam edeceğini dile getiren Doğan, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Türkiye, dünyada kadın işsizlik oranının en yüksek olduğu, kadın yoksulluğunun en fazla ve kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biriyken deprem ile birlikte bu daha da derinleşerek devam edecek. Yaşanan deprem ile birlikte derinleşen eşitsizliklere eşlik eden yoksulluk toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de birleşince önümüzde ki sürecin kadınlar açısından yaşamın her alanında güvencesizliği, bakım yükünü, şiddeti arttıracağı aşikar. Bu süreç önümüze daha fazla örgütlenme, daha fazla mücadele etme ve daha fazla dayanışma sorumluluğunu bizlere yüklüyor.

Savaşın, yoksulluğun, cinsiyet eşitsizliğinin ve muhafazakar politikaların sonucu neredeyse her gün bir kadının katledildiği, haklarını savunanların cezaevlerinde rehin tutulduğu, kadın emeğinin rekabetçi, güvencesiz, esnek ekonomi politikaları dayatılarak sömürüldüğü, kadınların hukuksal haklarının gasp edildiği,  kadını sadece aile ile tanımlayan, onu toplumsal alandan dışlayan gerici- ataerkil politikaların dayatıldığı, kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş AKP-MHP iktidar bloğuna karşı kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz.” (Çorum/EVRENSEL)


 

KADINLAR KONYA’DA ALANDAYDI: 8 MART’I DİRENİŞİMİZLE KARŞILIYORUZ

Konya da kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde alandaydı.

Konya’da, Kadınlar Direnişte, TİP, HDP ve KESK'in oluşturduğu Kadın Dayanışma Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutladı.

Kadın Dayanışma Platformu adına açıklama yapan Melike Öztürk, milyonlarca emekçi kadının erkeklerle aynı iş kolu altında çalıştıklarını fakat daha düşük ücretler aldıklarını ifade ederek tacize karşı işinden atılmamak için susmak zorunda bırakılan emekçi kadınların sorunlarına dikkat çekti.

“Bir 8 Mart’ı daha öfkemizle, isyanımızla ve direnişimizle karşılıyoruz” diyen Öztürk, deprem bölgesinde yaşayan çok sayıda insanın barınma, beslenme, giyecek, sağlık gibi temel ihtiyaçlardan mahrum kaldığını söyledi.

Afetlerin en çok kadınları etkilediğini belirten Öztürk, kadınların ihtiyaçlarının ikincilleştirilmeye çalışıldığını ve çok sayıda kadının travmaya bağlı olarak regl olduğunu dile getirdi. Deprem bölgesine hijyenik ped ve tamponların yeterli sayıda gönderilmediğini aktaran Öztürk kadınların ihtiyaçların giderilmesi için mücadele ettiğini de söyledi.

ÖNCEKİ HABER

3 ilde 3 kadın cinayeti yaşandı

SONRAKİ HABER

CHP’li Veli Ağbaba: 2023 yılında günde ortalama 393 esnaf iflas etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa