Kamu işçisi: Deprem fırsatçılığıyla sözleşmemizi oldubittiye getiremezsiniz
"Kamu işçisi en az asgari ücrete gelen zammı istiyor. Sözleşme sürecinin kapalı kapılar arkasında değil de yüz binlerce kamu işçisinin önünde yapılmasını talep ediyoruz."
Fotoğraf: Pixabay
Bir kamu işçisi
Ankara
Merhaba Evrensel okurları.
Depremin üzerinden bir ay geçti. Herkes depremle yatıp depremle kalkıyor. Bir yandan da işçilerin çalışma hayatı devam ediyor. Ben de bir kamu işçisi olarak olağanüstü dönemlerden geçtiğimiz bu günlerde yaklaşık 700 bin işçiyi ilgilendiren kamu çerçeve protokolüne dair iş yerinde konuşulanları ve düşüncelerimi paylaşmak istedim.
İşçi arkadaşlarımın çoğunluğu, “Umarız sözleşmemizi oldubittiye getirmezler. Depremi fırsata çevirip işçiden habersiz sözleşmeyi imzalayacaklar gibi duruyor” diye yorum yapılıyor. İşçi arkadaşlarımın yüksek sesle haykırdığı taleplerden, memurlara verilen refah payı kamu işçisine de verilecek mi? Elbette deprem oldu, bizim de yüreğimiz yandı. Elimizden geldiğince depremzedelerle dayanışma içinde olduk, cebimizdekini paylaştık.
Ama depremi öne sürüp bizden fedakarlık falan beklemesinler. Biz kamu işçilerinin fedakarlık yapmaya ne hali vardır ne takati kalmıştır. Biz kamu işçileri bireysel olarak elimizden geleni yaptık. Üye olduğumuz Türk-İş Konfederasyonu yaptığı bağışı neye göre ve hangi paradan yaptı buna dair bir açıklamada yapmadı. Türk-İş Genel Merkezini kamu işçilerine açıklama yapmaya davet ediyorum.
Bu hafta içerisinde Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ile görüşme yapılacakmış. Bu görüşmede bizim yetkili sendikamız ne talep edecek bunu kamu işçisine açıklasın. Kamu işçisi en az asgari ücrete gelen zammı istiyor. Sözleşme sürecinin kapalı kapılar arkasında değil de yüz binlerce kamu işçisinin önünde yapılmasını talep ediyoruz. Kamu işçisinin taleplerine kulaklarınızı kapatmayın. Süreci şeffaf yürütün, işçiye danışmadan imza atmaya kesinlikle yanaşmayın. Yoksa kamu işçisi size gereken dersi verecektir…
