Ek zam bizim hakkımızdır
İzmir Demir Çelik işçisi aldıkları ücretin yetersiz olduğunu almaları gereken ücretin çok altında ücret aldıklarını dile getirerek ek zam talebini yazdı.
Arşiv | Fotoğraf: Pixabay
İzmir Demir Çelik işçisi
8 Mart günü hesabımıza yatan ücretlerin zamlı olduğunu gördük. “Yüzde 39.06 zam oranı geldi” dediler ama sadece yüzde 22 enflasyon geldi. Onun da yüzde 15’ini ocak ayında almıştık, şimdi de farkı olan yüzde 7.22 artışı aldık. Fark yeni yevmiyeye yansıtıldı. Mesela 414 liralık yevmiye, yüzde 7.22 ile 443 bin 89 TL oldu. Ama bu rakamlar hâlâ yetersiz ve almamız gereken ücretin yarısını bile alamıyoruz. Çünkü yoksulluk sınırı 30 bin lira.
İDÇ’de uzun zamandır iyileştirme ve promosyon istiyoruz ama iyileştirme yapılmıyor, promosyon da yeni yılda verilecek denildi ama hâlâ ortada para yok. Bizler amirleri, müdürleri ne kadar sıkıştırsak da onlar, “Sizin sendikanız var, sendika size zam veriyor” diyor. Bizim “sendika” ise “Sözleşme yaptık, bir söz verdik, bir daha para mevzusu açamam” diyor, korkuyorlar. Zaten sendikacılar da idarecilerden daha da şirketçi.
"HERKESİN GÖZÜ FAZLA MESAİDE"
En son profilden arkadaşlar şube yöneticisi hem de baştemsilcinin odasına gitmişler, promosyon sormuşlar, adam profildeki arkadaşlara bağırmış, terslemiş kendince. Ne de olsa seçim yok, hesap verme yok! “Seçimde görürsün, sana oy yok” desek adam bize güler.
İDÇ’de EYT’li olup emekliliğini verenler işe devam ettirilmeyecek deniyor. Maksat kıdem tazminatı almamaları. Kıdem tazminatı için verilen faizsiz krediyi alıp tazminatların da üstüne yatacaklar. Bugünlerde her şey yeni çelikhanenin kurulması için.
Sendikanın iki yılda bir enflasyonun çok çok altına imza attığı toplu sözleşmeden gelen zam ve enflasyon harici ücret artışı alamıyoruz. Ücretlerimiz yoksulluk sınırının yarısının bile altına düşerek yarıya kadar indi. Ark ocağı duruş olduğu için sadece bakımcılar mesai yapıyor. Onlar gündüz gelip 16 saat çalışıyor. Normal çalışmada onlara da mesai verilmiyor. Gözümüz neden fazla mesaide? Anlayacağı gibi burası Türkiye, az para çok iş, hayat böyle. Herkes mecbur, ailesi için, çoluk çocuğu için mecbur çok çalışmak zorunda bırakılıyor, yoksa sefalet ücretine talim etmek zorunda bırakılıyor.
15 YILLIK İŞÇİ YOKSULLUK SINIRININ YARISINI ALIYOR
Zenginin gözü doyacak diye olan hep işçilere oluyor. Sendika zaten fabrikayı savunuyor, patronun yanında el pençe divan duruyor. Bizleri senelerdir göz göre göre kandırıyorlar. Biz işçiler olarak işsiz kalma tehdidi ve korkusuyla mecburen çalışıyoruz. Çalıştığımız halde para yetmiyor. Doğru düzgün ne kırmızı et alabiliyoruz ne de de tavuk. Patronlar işçinin sırtından geçiniyor fakat işçinin hakkını vermiyor.
En azından 15 senelik işçi hiç mesai yapmadan 25 bin TL almalı. Ben 15 yıllık işçiyim 15 bin 500 TL alıyorum, gerisini siz düşünün.
Sendika sözde işçinin temsilcisi. Ama yalan vallahi, inanmayın. Sendikada seçme ve seçilme, söz ve karar hakkı istiyoruz. Şirket idaresinin hiçbir suretle sendika iç işlerine karışmasını, temsilcilik üzerinde baskı kurmasına izin verilmemesini istiyoruz.
Komple işçiler birleşse bu dediklerimiz olacak ama arkadaşlar kimi zaman “Olmayacak duaya amin demek gibi bir şey bu” diyorlar. “Yeri geliyor baba oğul anlaşamıyoruz, yeri geliyor kardeş kardeşe anlaşamadığımız bu yalan dünyada birlik nasıl olacak” diyorlar, durum bu.
Yollar dikenli, taşlık, bataklık, cefalı olur. Biz mecburen sistemin içinde kalıp sistematik köle olmuşuz. Hakkını isteyen yalnız kalıyor demir çelik fabrikasında. İDÇ, HABAŞ vs. hepsi için geçerli. Bunların patronları hepsi birbiriyle paslaşıyor, toplantılar, seminerler düzenliyor, işçilere ortalama ücret belirliyorlar. Ama şu bir gerçek ki ek zam bizim hakkımız ve ihtiyacımız.