Millet İttifakı cephesinde Akşener krizi

Erciyes Üniversitesi öğrencisi

Siyasetin sarsıldığı şu günlerde gençlik kesimlerinin ana gündemi Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve Meral Akşener’in son günlerdeki beklenmeyen çıkışı oldu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklanması ardından gelen destek mesajları ise epeyce çoktu. Bunun yanı sıra Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkanların dahi seçimlerde oylarını ona vereceklerine dair açıklamaları sosyal medyada yayıldı. Dolayısıyla iktidarın bu seçimde gönderileceğine ilişkin umudun gençlerde tekrardan doğmaya başladığını söyleyebiliriz.Bir diğer taraftan Akşener, “Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız!” şeklinde açıklama yaparak masadan ayrılmakla kalmadı, her ne kadar daha sonraları masaya yeniden otursa da bu ani çıkışıyla masanın bir ayağını da, en azından bir süre için, kırmış oldu. Meral Akşener’in bu çıkışı hem bir kamuoyu yoklaması hem de Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a cumhurbaşkanı olma konusunda bir çağrı gibi düşünülebilirdi. Ancak bu çıkışının ardından Akşener, belediye başkanlarından istediğini almak bir yana dursun, tam tersine açıktan bir ret cevabıyla karşı karşıya kaldı. Yavaş ve İmamoğlu, Twitter üzerinden genel başkanlarına olan bağlılıkları dillendirerek yapılan çağrıya cevap vermiş oldular. İlerleyen zamanda da Akşener, kendi partisinin üyelerinden aldığı tepkiler ve istifalarla birlikte isteklerini de alamadan masaya geri dönmek zorunda kaldı. Karamollaoğlu, Millet İttifakı’nın adayını açıklarken kendisinin kameralara yansıyan asık suratlı görüntüsünü bu gelişmelerin tümüne bağlamak yanlış olmaz.

BU KRİZLER YALNIZCA TEK ADAMA YARAR!

Yaşananların ardından yapılması gereken, bu açıklamaların perde arkasını değerlendirmektir. Halka ve iki büyükşehir belediye başkanına açıktan yapılan bu çağrı, her şeyden önce tek adam iktidarının karşısında oluşturulmuş muhalefet bloğuna en büyük darbelerden birisiydi. Tek adam yönetiinin gün geçtikçe faşizm koşullarına yaklaşan politikaları bu denli yoğunlaşmışken, siyasi çıkar ve kamuoyu yoklaması adına yapılan bu girişimler yalnızca tek adama yaramakta. Seçime sayılı günler varken bu hamlelerin yapılması da elbette tesadüf değil. Yaşanan gelişmeler Akşener’in masayı dağıtmak adına öne sürdüğü iddiaların hiçbirinin bir geçerliliği olmadığını da gösterdi. Paragrafın başında sözüne ettiğim perde arkasına bakarken, Millet İttifakı’nı dağıtmak üzerine yapılan her girişimin hükümet ortaklarının işine yarayacağını görmeliyiz. Ayrıca yapılan hamlelerin siyasi çıkar adına yapıldığı ve halkın çıkarlarının bir kenara atıldığını gerçeği de ortada. Burjuva siyasetinin her fırsatta kendi rant ve çıkarlarını ön plana aldığını tekrardan yaşayarak görmüş olduk. Özetle sürecin ilerleyişi ile burjuva siyasetinin kirli yüzünü bir kez daha görmüş olduk.