ODTÜ’den Defne’ye giden yol dört bir yanı sarmalı!
ODTÜ MD’nin bahçesinde tırlar yüklenirken salonlarında eşyalar tasnifleniyor, başka salonlarda ise ODTÜ bileşenleri bu dayanışmayı nasıl büyütebileceğini tartışıyordu.
Anıl KARAHAN
Ulaş DÖNMEZ
ODTÜ
Maraş merkezli depremle birlikte ülkemiz derin bir acıya bürünmüştü. Ülkenin her yerinde gencinden yaşlısına, öğrencisinden işçisine kadar herkes ilk elden nasıl yardım edebileceğini düşünmeye başlamıştı. Yardımlar, enkaz çalışmaları, dayanışma yalnızca bizlerle gerçekleşiyor, tek adam iktidarı ise tehditler savurarak OHAL ilan ediyordu.
Depremin ilk saatlerinden itibaren ODTÜ Mezunları Derneği’nin çağrısıyla birlikte dernek, başta ODTÜ olmak üzere Ankara’nın çeşitli yerleri için bir koordinasyon merkezine dönüşmüştü. Buraya dair detaylı bir anlatımı geçtiğimiz sayıda yazmıştık.* Bir yandan yardımları tasnifleme ve tırlara yükleme işleri devam ederken biz de ODTÜ öğrencileri olarak neler yapabileceğimizi konuşmak adına forumlar, toplantılar düzenliyorduk. MD artık öyle bir hâle gelmişti ki bahçesinde tırlar yüklenirken salonlarında eşyalar tasnifleniyor, bir yandan da başka salonlarda ODTÜ bileşenleri; öğrencisi, mezunu, akademisyeni bu dayanışmayı nasıl büyütebileceğimizi tartışıyorduk.
“İNSAN OLDUĞUMUZU HATIRLADIK!”
Deprem bölgesindeki birçok koordinasyon merkezi, yerel örgüt ve belediye gibi yerlerden bölgenin ihtiyaçlarına dair bilgiler alıyor, dayanışmamızı ona göre şekillendirmeye çalışıyorduk. Bunlardan birisi ise Hatay/Defne’ye gereken hem erzak hem de bu erzakları dağıtacak insan gücüydü. Bu sebeple çoğunluğunun ODTÜ öğrencilerinden oluştuğu yaklaşık 60 kişilik bir ekibin Defne’ye gitmesini konuşmuştuk. Gideceğimiz yerin ihtiyaçlarının tespitinden orada kimlerle iletişime geçeceğimize, nasıl işler yapabileceğimizden otobüsün ayarlanmasına kadar her şeyi ODTÜ bileşenleri olarak karar verdik. 10 Şubat gecesi yola çıkarak sabahına Defne’ye vardık. İlk başta durum bize ana akım medyadan gösterildiği gibi yardımların ulaştığı ve depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılandığı şeklindeydi. Ancak durumun böyle olmadığını bir süre sonra fark etmiştik. Bölge halkının hala çok temel şeylere ihtiyacı vardı ve bize dağıtım yaptırmıyorlardı. Güvenlik kolluklarıyla birlikte bulunduğumuz merkezde bizden stok yapmamızı istemişlerdi, ancak bir süre sonra merkeze gelen birkaç gönüllü kuruluşla birlikte ODTÜ öğrencileri olarak orayı bir koordinasyon merkezine çevirmeyi başarabilmiştik. ODTÜ İzci Topluluğu’ndan arkadaşlarımızsa ihtiyacı olan ailelere çadır kurmuştu.
Bölgedeyken konuştuğumuz yerel halktan bir yurttaşla etrafa bakınmaya, durumu anlamaya çıkmıştık. Devletin, AFAD’ın hiçbir şekilde gelmediğini, bütün yardımların gönüllüler tarafından gerçekleştirildiğini, enkazlardan kendi çabalarıyla çıktıklarını, beşinci güne kadar ses gelen enkaza malzemeleri olmadığı için müdahale edemediklerini anlatmıştı. Konuştuklarımızdan bazıları kronik hasta olduğu için ilaç arıyor bazıları ameliyat sonrası iltihaplarını nasıl giderebileceğini soruyordu. Ağır hasar almış evlerinin önüne derme çatma bir baraka kuranlar da çadır soruyordu. En çok duyulan sorulardan biri ise “Hadi biz neyse de bu küçük çocuklar geceleri üşüyor, ısıtıcı yok mu?” oldu. Bütün bu ağır koşullara rağmen ise neredeyse hepsi yaşadığı yere çağırıp bir çayımızı, çorbamızı için diyordu. Bölge halkından bir yurttaş “İşte gördüğünüz gibi, bizim bizden başka dostumuz yok” demişti. En son ayrılırken de “Sağ olsun geldiğiniz için, insan olduğumuzu hatırladık” cümleleri döküldü ağzından. Geldiğimiz nokta tam olarak buydu işte. Bizim bizden başka dostumuz yok Duyduğumuz, gördüğümüz, okuduğumuz birçok şeyden gördük ki devlet, AFAD bizimle değildi. Acılarımızla, enkazlarımızla, ihtiyaçlarımızla yalnız bırakılmıştık. Ancak Türkiye Halkı büyük bir dayanışma örneği göstermişti. İlk günden itibaren başka bir söylem zihinlerimizden çıkmıyordu: “Dayanışma yaşatır!”
YARALARIMIZI YEREL BİRLİKTELİKLERLE SARACAĞIZ
Biz Hatay’da dayanışma göstermeye çalışırken sıra arkadaşlarımız ODTÜ’de forumlar alarak mücadeleyi ve dayanışmayı nasıl büyüteceklerini, depremzede öğrencilerle nasıl dayanışacaklarını tartışıyorlardı. Bu tartışmaları yalnızca kendi aralarında değil; bölümleriyle, akademisyenleriyle ve ODTÜ’nün emekçileriyle birlikte yürüterek topyekûn bir dayanışma örgütlüyorlardı. Şu an bölümlerimizdeki depremzede öğrencilere ulaşabilmek için bölümlerde, sınıflarda deprem komiteleri kurarak hocalarımızla iletişime geçtiğimiz, öğrencilerin ihtiyaçlarının tespitlerini ve nasıl karşılayabileceğimizi birlikte bulmaya çalıştığımız bir sürecin içerisindeyiz. Ailelere kalacak yer bulmaktan tutalım da burs imkânlarına, basit ihtiyaçlardan üniversiteye hazırlanan genç arkadaşlarımıza özel ders vermeye kadar her şeyi düşünmeye çalıştığımız bir süreçten bahsediyoruz. Ancak tüm bu süreç geçtiğimiz üç haftayla sınırlı kalmamalı, kurulan deprem komiteleri diğer üniversitelerde de kurulmalı ki önümüzdeki süreçte de yaralarımızı kendi sınıf arkadaşlarımızla, dayanışmamızla sarabilelim.
SORUMLULARDAN SİYASİ İRADEMİZLE HESAP SORACAĞIZ
Evet, birçok yurttaşımızı kaybettik ve bunların hesabını soracağız. Vicdani bir hesaptan bahsetmiyoruz, salt acımızdan da dem vurmuyoruz. Bizlerin canlarıyla oynayanlardan, depremin ilk gününde arama kurtarma için iş makinesi göndermeyenlerden, yeni bina dikme söz konusu olunca gözleri parlayanlardan, rant hırsı uğruna halkın ölümüne göz yumanlardan, bizlerden çaldıkları servetlerle televizyonlarda gösteri yapanlardan hesap soracağız. Bize bu acıyı yaşatanların bir avuç azınlık, bu yıkımdan etkilenen bizlerin ise çoğunluk olduğunu fark ederek birlik olacağız. Her bir üniversitede, bölümde, sınıfta büyüyen dayanışmamıza dayanarak yarınlarımızı inşa edeceğiz. Bir daha bu yıkımı yaşamamak için hayatın bizi yan yana getirdiği her alanda kendi istek ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda sesimizi yükseltecek, yaşadığımız binaların inşasından alacağımız eğitime kadar güvenli, sağlıklı ve insanca bir yaşamın mücadelesini vereceğiz. Siyasetini zenginlerin zenginleşmesi üzerine kurgulayan tek adam iktidarından hesap soracak, bizlerin ihtiyaçlarını esas alan kendi siyasetimizi örgütleyeceğiz.
*https://www.evrensel.net/haber/482111/dayanisma-ve-mucadele-yasatir
Evrensel'i Takip Et