Bu 8 Mart’ta dayanışmamızla alanlarda olacağız!
HÜKÇAT olarak depremzede kadınların sorunlarına değinerek taleplerini ve ihtiyaçlarını sıralayan bir metin hazırladık. Tüm Türkiye gençliğini bu metne imza atmaya çağırıyoruz.
İllüstrasyon: Freepik
Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor. Bu günün ortaya çıkış tarihine baktığımızda kadın işçilerin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı grevlere çıktığı, sokaklara dökülüp taleplerini haykırdığını görürüz. 1911 yılında bir tekstil fabrikasında çıkan yangında 129 işçi kadın yaşamını kaybetti. Bu olayın ardından kadınlar “Karnımız için ekmek, ruhumuz için gül istiyoruz!” sloganıyla sokaklara döküldü. Yani, kadınların yaşam mücadelesi verdiği, yoksullukla ve ölümle boğuştuğu bir dönemde sistemin karşısında sokağa dökülüp yaşamını savunmasıyla kazanılan bir gün 8 Mart.
Bir 8 Mart daha yaklaşırken dünyada ve ülkemizde kadınlar benzer dertlerle boğuşmaya devam ediyor. Fabrikada yangında ölen kadınlar gibi enkaz altında canlarını veriyorlar. Hepimizi etkileyen büyük afet, tıpkı işsizlikte, yoksullukta, savaşta ve başka yıkımlarda olduğu gibi, yine, toplumun en çok ezilen kesimlerinden biri olan kadınları daha çok etkiliyor. Hayatın olağan akışındaki ayrımcılık, eşitsizlik ve erkek egemen politikalar deprem bölgesinde de kadınların yaşamına enkaz gibi çöküyor. Kapitalizmde en çok sömürülen kesimler, depremde de enkaz altında kalan, en kolay ölüme terk edilen kesimler oluyor. Bunun en somut örneklerini depremzede kadınların verdiği yaşam mücadelesinde görüyoruz. Başörtüsünü takamadığı için enkaz altında kalan kadınlar, ped eksikliği, deprem bölgesinde olası cinsel saldırılara yönelik önlem alınmaması, evli olmayan kadınlara çadır verilmemesi gibi örnekler kadın olarak hayatta kalmanın nasıl zorlaştırıldığını gösteriyor.
HAYATLARIMIZ BİRBİRİMİZE EMANET
Depremden doğrudan etkilenen kadınların durumu bu haldeyken depremden dolaysız etkilenen kadınların sayısı da azımsanacak düzeyde değil. Özellikle bu yazının esas konusu ve öznesi olması itibariyle eğitim hakkını gasp ederek alınan online eğitim kararı, üniversiteliler açısından büyük bir yıkım yarattı. Bu yıkım elbette tüm üniversitelileri etkiledi ancak üniversiteli genç kadınlar açısından bu etkilenmenin başka bir boyutu da mevcut. Daha önce pandemi döneminde de yaşadığımız gibi, aile evlerinde eğitime değil baskı ve şiddet ortamına geri döndü kadınların birçoğu. Yıllar boyu aile baskısıyla yaşamış kadınlar şehir dışında üniversiteye bir umut gözüyle bakarken online eğitim kararı kız kardeşlerimizin umutlarını da enkaz altında bıraktı.
İşte depremin yarattığı büyük yıkımdan doğrudan ve dolaylı olarak etkilenen genç kadınlar böyle gidiyor 8 Mart’a. Depremin ilk gününden beri depremzede halkla, o bölgede yaşayan yaşamayan tüm işçi ve emekçi halk ve onların çocukları dayanışma içindeydi. Üniversitelerde fakülte fakülte kurulan deprem dayanışma gruplarıyla örülen yardım; fabrikalarda, atölyelerde ve mahallelerde de aynı şekilde yükseldi. “Devlet nerede!” diye soran depremzedelerin yanına yardım kolileriyle koşan arama kurtarma ekibi aslında bizlerdik, halktı. Çünkü 10 ili etkileyen deprem aslında yalnızca 10 ili değil, deprem öncesinde ve sonrasında alınan kararlarla tüm halkı etkilemişti. Aynı zamanda gördük ki sermayedarların kâr hırsı karşısında gerekli görülmüyorsa canımızın da bir kıymeti yok.
BİR İMZA DA SEN AT!
İşte bundan dolayı kadın öğrenciler olarak biliyoruz ki deprem bölgesinde yaşam mücadelesi veren kadınların mücadelesi bizim de mücadelemizdir. Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak depremzede kadınların sorunlarına değinen, taleplerini ve ihtiyaçlarını sıralayan bir metin hazırladık. Başta sıra arkadaşlarımız olmak üzere tüm Türkiye gençliğini bu metne imza atmaya ve talepleri için birleşmeye çağırıyoruz. 8 Mart’a giderken başlattığımız her bir mücadele, var olduğu sürece yıkımlar ve savaşlar yaratmaya devam edecek olan sistemin karşısında büyüyecektir. Üniversitelerde, liselerde, atölyelerde verdiğimiz mücadeleleri depremzede kadınların yaşam mücadelesiyle birleştirip dayanışmayı büyütelim.
https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSe1zEFmzm1wp9zEz-sWSVbKGRSXOROpDOsLZQkYHco5KwMJog/viewform