ODTÜ öğrencileri yurt hakkını mücadeleyle kazandı!

İrem Hazal KELLECİ

ODTÜ

ODTÜ’de öğrenciler mücadele ederek yurt hakkını kazandı! Topluluk ve gençlik örgütü temsilcilerinin Rektörlük ile yaptığı görüşme sonucunda yurtta kalmak isteyen öğrencilerin kalma sebepleri üzerine yurt müdürleri ile görüşebileceği ve öğrencilerin eğitim dönemi içerisinde mağdur edilmeyeceğinin sözü verildi. ODTÜ Rektörlüğü, 20 Şubat tarihinde attığı mail ile yurt hakkı olan depremzede öğrenciler haricindeki öğrencilerden sadece 20 Şubat tarihinde yurtta bulunanların yurt haklarını kullanabileceklerini söylemişti. Saat 17.13’te atılan mail sonrası birçok öğrenci “20 Şubat tarihinde yurtta kalıyor olmak” şartını sağlayabilmek için bulundukları şehirlerden dokuz saat içerisinde Ankara’ya gelmeye çalışmıştı. Ancak öğrencilerin karşılaştığı sonuç ise yurtların kimi zaman öğrencileri almadığı kimi zaman da alsa dahi her an geri çıkarılabileceklerini söylemesi oldu. Bunun üzerine öğrenciler gün iki gün boyunca Rektörlük önünde basın açıklaması çağrısı gerçekleştirdiler. İlk basın açıklamasında muhatap bile bulamayan öğrencilerin ısrarlı bekleyişi ve mücadelesi sonucu hem görüşme gerçekleştirilebildi hem de yurtlarda kalmak isteyen öğrencilerin yurt müdürleri ile görüşerek mağduriyet yaşamayacağının garantisi verildi.

ONLINE EĞİTİMİN NİTELİKSİZLİĞİ PANDEMİDE GÖRÜLMÜŞTÜ

Peki barınma hakkı ODTÜ öğrencileri için ne ifade ediyor? Uzaktan eğitim kararı alınmasına rağmen öğrencilerin barınma hakkına sahip çıkma arzusu nereden geliyor? Öğrencilerin barınma hakkına dair deneyimleri pandemi sürecine kadar uzanıyor. Bu yüzden yakın geçmişi biraz daha yakınlaşarak inceleyelim.

Pandemi döneminde de online eğitim süreci ODTÜ’de birçok protestoya, kampanyaya konu olmuştu. Öğrenciler eğitimin niteliksizleşmesinden, uygulamalı derslerin alınamamasından, ekipman eksikliklerinin okul tarafından karşılanmıyor olmasından, internetle ilgili sıkıntıların çözülmemesinden, maddi ve psikolojik olarak da zorlanılan bir süreç olduğundan şikayetçiydi. ODTÜ Emek Gençliği’nin 2020 yılında beş fakülte otuz dört bölümden beş yüz seksen dokuz öğrenci ile online eğitime dair yaptığı anket sonucunda da öğrenciler ODTÜ Rektörlüğünün uzaktan eğitim sürecini yönetimini puanlamaya almış ve 4 üzerinden 1,37 vererek sınıfta bırakmıştı. Yine pandemi döneminde 8 Mart, 25 Kasım ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili forumlarda özellikle kadın öğrenciler ev işlerinin kendilerine yıkıldığını, yaşam tarzlarına yoğun müdahaleler olduğu ve aile içi şiddet üzerinden deneyimlerinin arttığını forumlarda paylaşmıştı.

BÜYÜYEN TEPKİ MÜCADELEYE KANALİZE EDİLDİ

Bugün yeniden uzaktan eğitim kararı alınmasının ardından on beş civarı bölümde toplantılar alan öğrenciler, okul geneli bir forumda buluştular. Forumlarda pandemi dönemindeki deneyimlerine benzer kaygıların yanı sıra üniversitelerin kolektif üretim, yaşam, öğrenim alanları olarak sosyal yaşam inşasındaki yerinin yoksunluğunun başta depremzede öğrenciler açısından ciddi sorunlar yaratacağı düşüncesi sıkça tartışıldı. İktidarın rant politikaları ve tedbirsizliklerin yarattığı yıkımın karşısında gelişen tepkinin yan yana gelerek bir harekete dönüşmesini engellemek üzere uzaktan eğitim kararı alması yine öğrenciler arasında konuşuldu. Bu tartışmaların arasında ODTÜ Rektörlüğünün yurtlara imkân olduğu halde öğrenci almaması tepkiyi hızlıca büyüttü. Büyüyen tepki ile öğrenciler bölüm temsilciliklerinde, sınıf/yurt Whatsapp gruplarında ve bileşen temsilcilerinden oluşan Konsey grubunda hızlıca örgütlenerek yurtlara alınmayan arkadaşların yanına gitti ve yurda aldırmayı başardı. Yine hızlıca örgütlenen eylemde yurt hakkı olmayan depremzede öğrencilere barınma imkânı sağlanması ve yurt hakkı olan diğer öğrencilerin mağdur edilmemesi, yurtlara alınması talep edildi. Büyüyen tepkinin bir mücadele biçimine kanalize edilmesi kazandırdı ve ODTÜ rektörlüğü yurtlarda kalmak isteyen öğrencilerin mağduriyeti olmayacağının sözünü verdi.

TEK ADAMIN KARARLARINI DEĞİŞTİRMEK İÇİN MÜCADELEYE

Bugün açısından tek adam iktidarı ve YÖK üniversiteler üzerinde tahakkümünü tek elden derinleştirmeye çalışıyor. Öğrencilerin yan yana gelebileceği alanları daraltmak üzere online eğitime geçerken, depremzede öğrenciler başta olmak üzere öğrencilerin hiçbirinin eğitim koşullarını ve eğitimin niteliğini garanti altına alacak adımlar atılmıyor. Birçok otel, boş konut dururken depremzedeler öğrenci yurtlarına yerleştiriliyor. Sermayenin tek kuruşuna dokunmak istemeyen, hatta sermaye gruplarının verdikleri bağışlardan büyük miktarlarda borçlarını silen devlet, öğrencilerin barınma imkanlarına göz dikiyor. Baskılar ve ihmaller tek merkezden her yere güçlü bir şekilde sirayet ederken öğrencilerin talepleri çerçevesinde birleşmesi ve mücadele etmesi en tepeden gelen kararları da delebiliyor. Boğaziçi ve İTÜ’de fiilen yüz yüze eğitim verilmesi gibi kazanımlar da akademisyeni, öğrencisi ile birlikte hareket edilince bu tepeden inen kararların bozulduğunun örneklerini oluşturuyor. ODTÜ’de de yurtların ihtiyacı olan öğrencilerin kullanımına açılması da aynı şekilde öğrencilerin mücadelesi sonucu elde edilen bir kazanım olarak karşımıza çıkıyor. Bundan sonraki süreç açısından da ODTÜ’de öğrenciler yüz yüze eğitimin gerçekleşebilmesi, kütüphane gibi okul imkanlarının öğrencilere sağlanması, depremzedelerle dayanışmanın büyütülebilmesi için mücadelenin devamını örgütlüyor. Biz birleşmedikçe yaşam hakkımızdan eğitim hakkına kadar elimizden alınıyor. Bizler ihtiyaçlarımız için mücadele etmedikçe yönetenler kararlarını siyasi ve ekonomik çıkarları doğrultusunda almaya devam ediyor. Bu yüzden geleceğimizin mücadelesi bizlerin elinde. Kazanımları büyütmek, yaralarımızı sarmak için tıpkı pandemi döneminde yaptığımız gibi bölümlere, sınıflara özgün taleplerimizle mücadeleyi her yönden beslemek gerekiyor. Sınıflarımızdaki depremzede öğrencilerle dayanışmak, yüz yüze eğitime geçiş için akademisyenlerle ve sınıf arkadaşlarımızla tüm imkanları birlikte değerlendirmek, mücadeleyi sürekli ve bir arada örgütlemek gerekiyor. Başta depremzede arkadaşlarımız olmak üzere öğrencilerin barınma ve yüz yüze eğitim hakkının tüm koşullarının sağlanması için bulunduğumuz her alanda tartışmak ve harekete geçmek gerekiyor.