Bu 8 Mart’ın ardından: Yaşamı dayanışmayla yeniden kuracağız!
Bu 8 Mart, canlarımızın nasıl da kolayca hiçe sayıldığını, bugün ayaktaysak birbirimiz ve milyonlarcamızın dayanışması sayesinde olduğunu unutmamak üzere atılan bir çentik oldu.

Kaynak: Ekmek ve Gül
Hazan İLİK
İstanbul
Bu yıl da kadınlar, 8 Mart’ta dünyanın dört bir yanında sokakları doldurdu. Afganistan’dan İspanya’ya, İran’dan Endonezya’ya kadar tüm kara parçalarında kadınlar, ortak talepleri için bir araya geldi. Kadın cinayetlerine, tacize ve tecavüze karşı yürüyen kadınların eylemleri Fransa ve Almanya gibi ülkelerde eşit işe eşit ücret talebiyle ve genel grevle birleşti. İran rejimi tarafından katledilen ve İranlı kadınların ve emekçilerin rejim karşıtı eylemlerinin sembolü haline gelen Mahsa Amini’nin adı ise dünyanın her yerinde kadınların dövizlerinde yer aldı. Yunanistan’da 57 kişinin ölümüne sebep olan tren kazası sonrası büyüyen protestoların ardından 8 Mart, 24 saatlik bir genel grevle birleşti ve kent meydanlarından üniversitelere ülke genelinde kitlesel gösteriler yapıldı. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi Yunanistan’da da 8 Mart gösterilerinin ana gündemi ihmal ve özelleştirmelerle kâr ve rant hırsı sonucu onlarca insanın yaşamını yitirmiş olmasına dönük öfkeydi. Öyle ki Atina Üniversitesi binasına öğrenciler tarafından asılan “Katiller, sizi devireceğiz!” pankartı ve miting esnasında yoğun olarak atılan “Biz ölülerimizi sayıyoruz siz kârlarınızı” sloganı, karşı kıyıdaki kardeşlerimizle nasıl da ortak bir “kader”i ve öfkeyi paylaştığımızı anlatmaya fazlasıyla yetiyor. Yani, kadınlar ortak sorun ve talepleriyle “Her yer 8 Mart!” diyerek dünyayı ayağa kaldırıyor.
DAYANIŞMA VE KIZ KARDEŞLİK YAŞAMI YENİDEN KURMANIN GÜVENCESİ
Türkiye’de kadınlar tek adam yönetiminin “Not ediyoruz” tehditlerine, aşağılamalarına ve baskısına rağmen sokakları doldurdu, iş yerlerini ve okulları eylem alanına dönüştürdü. Depreme dayanıklı kentlerin ve sağlıklı yaşam alanlarının inşa edilmesinden deprem sonrası afet yönetimine, öncesi ve sonrasıyla katliam niteliğinde bir tabloyu ortaya çıkaran tüm sorumlulardan hesap sorma isteği, dayanışma ve mücadele vurgusu öne çıkıyordu. Üniversitelerin önemli bir bölümü kapalı olmasına rağmen eylem ve buluşmalarda her yıl olduğu gibi genç kadınların katılımı yoğundu. İstanbul Sultangazi’de Şair Abay Lisesi öğrencileri kendi sınıf temsilcileriyle kendi eylemini örgütledi, “Sokakta özgürlük var, okulda dayanışma!” diyerek yürüyüş yaptı. Ekmek ve Gül’ün başlattığı “Kız Kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz” kampanyasının çağrısıyla kadınlar, günlerdir deprem bölgesindeki kız kardeşleri için mahallelerinde topladıkları hijyen kitlerini ve çocuklar için oluşturdukları oyun alanlarını tırlara yükleyip İstanbul Kartal’da buluştu. Deprem bölgelerindeyse çadır kentlerde, kent meydanlarında buluşan, beraber şiirler okuyan, yürüyüşler yapan kadınların söylediği şey “Sorulacak bir hesap, kurulacak bir yaşam var” oldu.
2023 8 MART’ININ GÖSTERDİKLERİ
Kadınların el birliğiyle örgütlediği dayanışma kampanyalarının, elinde avucunda ne varsa canhıraş depremzede kadınlarla paylaşma çabalarının ve 8 Mart’ların gösterdiği, dayanışmayla hayat kurtarmayı belki de en iyi bilenlerin yine kadınlar olduğuydu. Kadın cinayetlerinin, taciz, tecavüz ve istismarın öfkesi, deprem sürecinin sonuçlarıyla birleşti ve yine kadınların en iyi bildiği bir gerçeği tekrar gün yüzüne çıkardı: Canımız birbirimize ve mücadeleye emanet! Çünkü tek adam yönetimi ve onun temsilcisi olduğu sermaye sınıfının kâr ve rant hırsı; kadınların, çocukların, LGBTİ’lerin ve tüm emekçilerin katili, uğruna cinayet bile işlemekte beis görülmeyen bir sınıf refleksi. Ne bu sınıfın ne de onun siyasal temsilcilerinin çizdiği yarınlarda gençlerin eşit ve özgür bir gelecek hayalinin yeri var. Onun yerine kâr hırsı uğruna gözden çıkarılabilecekleri yaşamlar, baskı ve şiddetle yok edilebilecekleri haklar var.
Mücadele etmenin ve örgütlenmenin dün olmadığı kadar hayati hâle gelmesi işte bu sebepten. Bu yılki 8 Mart, canlarımızın nasıl da kolayca hiçe sayıldığını, kendi cebimizden çıkan milyarların bizi korumak için kullanılmazken nasıl da başkalarına aktığını, bugün ayaktaysak birbirimiz ve milyonlarcamızın dayanışması sayesinde olduğunu unutmamak üzere atılan bir çentik oldu. Atinalı kardeşlerimize atıfla: “Katiller, sizi devireceğiz!”
Evrensel'i Takip Et