14 Mart 2023 12:24

Karanlığın İttifakı

Siyaset Bilimci Fatih Yaşlı; Cumhur İttifakının, Yeniden Refah Partisinin yanı sıra özellikle Kürt illerindeki kontra faaliyetlerle anılan HÜDA PAR’ı yanına almasını yazdı: “Karanlığın İttifakı"

Fotoğraf: Arman Önal/AA

Paylaş

Fatih YAŞLI

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi toplumun önüne getirildiğinde iktidar partisinin temel iddialarından biri yeni sistemin koalisyonları önleyeceği, bunun da beraberinde istikrar getireceği yönündeydi. Koalisyon hükümetlerinin otomatik olarak istikrarsızlık getirdiği iddiasının temelsizliği bir yana, bugün geldiğimiz noktada siyasetin asıl belirleyici unsurunun ittifaklar, yani adı konulmamış koalisyonlar olduğunu, AKP’nin kendisinin de ittifaklara mecbur kaldığını görebiliyoruz.

Altılı masanın İyi Parti krizini atlatıp yoluna devam etmesi ve artık “kazanacak aday” olarak görülmeye başlanan Kılıçdaroğlu’nun masanın daha da genişleyeceğine dair açıklamalarıyla birlikte, oylarındaki gerilemenin farkında olan ve yeniden seçilmesi için gereken yüzde 51’e ulaşmasının öyle kolay olmayacağını gören Erdoğan da kendisini birtakım hamleler yapmaya mecbur hissetti ve siyasal İslamcı iki partinin, Yeniden Refah Partisinin ve HÜDA PAR’ın ittifaka dahil edilmesine karar verildi.

YÜZDE BİRE DE İHTİYACI VAR

Sahadan aktarılan kimi gözlemlere göre Fatih Erbakan’ın Yeniden Refah Partisi AKP’den hoşnutsuz olan ama Saadet’in de kapsayamadığı bir toplamı, özellikle işçi sınıfı içerisindeki genç ve dindar kitleyi kendisine çekmeyi başarabilen bir parti. Partinin oylarının yüzde 1- 1.5 aralığında olduğu tahmin ediliyor. Bu, parlamenter sistemde son derece düşük ve hatta önemsiz olarak görülebilir ama tarafların yüzde 1 oya dahi ihtiyaç duyduğu şu anki tabloda ve hele bir de adayların başa baş bir mücadele vermeleri durumunda belirleyici olma potansiyeline sahip bir oran. Dolayısıyla Erbakan’a götürülen teklif şaşırtıcı değil. Öte yandan Fatih Erbakan, muhtemelen babasından birtakım pragmatizm dersleri almıştır ve Refah Partisinin ’90’lı yıllardaki yükselişini başlatan hamlenin 1991 seçimlerinde Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisiyle kurulan seçim ittifakı sayesinde Meclise girilmesi olduğunu biliyordur. Dahası, AKP olası bir seçim yenilgisi alsa bile, Yeniden Refah Partisi Mecliste temsil edilen bir siyasal İslamcı parti olarak bu yenilginin kendisine yeni bir alan açacağının farkındadır.

HİZBULLAH’IN LEGAL KANADI

İttifaka davet edilen ikinci parti de, yani HÜDA PAR da siyasal İslamcı ama onu Yeniden Refah’tan ayıran çok temel iki özellik var. Birincisi, HÜDA PAR İslamcılığının yanı sıra “Kürt partisi” olmak gibi bir iddianın da taşıyıcısı aynı zamanda. İkincisiyse HÜDA PAR bizzat devlet eliyle kontrgerilla faaliyetleri kapsamında Kürt hareketine karşı beslenip büyütülmüş bir siyasal şiddet örgütünün, paramiliter niteliklere sahip bir yapılanmanın, yani Hizbullah’ın legal kanadı.

AKP HİZBULLAH’A ALAN AÇTI

1990’ların sonunda, özellikle Öcalan’ın yakalanmasının ardından Kürt sorununda başka bir evreye geçilince, Hizbullah’ın da tasfiyesi gündeme gelmiş, Örgüt Lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürülmesi de dahil olmak üzere örgüte ciddi darbeler vurulmuş ve örgüt büyük ölçüde sessizliğe bürünmüştü. Ancak 2000’lerin başından itibaren, Hizbullah bu sefer İslami “sivil toplum” faaliyetleri aracılığıyla legal alanda boy göstermeye başladı ve

HÜDA  PAR da bu “legale çıkma” sürecinin bir parçası olarak kuruldu. O esnada AKP ise cezaevlerindeki Hizbullah hükümlülerini teker teker salarak ve legal alanda HÜDA PAR’a alan açarak örgütün güçlenmesine yardımcı oldu. Bugün gelinen noktada HÜDA PAR da artık Cumhur İttifakının bir parçası ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına desteğini açıklamış durumda. Bunun karşılığında HÜDA PAR’a kaç vekil kontenjanı ayrılacağını bilemiyoruz ama seçimden sonra HÜDA PAR’ı Mecliste göreceğimizi biliyoruz.

HÜDA PAR’la yapılan pazarlıklara ittifakın çoğu zaman kendi kendine gelin güvey olan üyesi Vatan Partisi ve Perinçek çok kızdı ama onları pek kimsenin umursamayacağını söyleyebiliriz. Öte yandan asıl tepki vermesi beklenen MHP’den ise henüz ses yok. Bahçeli bu haftaki grup konuşmasında konuya dair bir şeyler söyleyecek midir, göreceğiz ama o da iktidarlarının devamı adına tek bir oya bile ihtiyaçları olduğunun farkındadır ve bağırıp çağırsa dahi AKP’nin yaptığı pazarlıklara göz yumacaktır. Öte yandan MHP’nin Türk milliyetçisi ve Türk-İslam sentezci bir parti olması Kürt-İslam sentezcisi HÜDA PAR’la aralarında mutlak bir çelişki olduğu anlamına gelmez; çünkü aslında her ikisi de “devlet” ortak paydasında buluşmaktadır ve her ikisi de birer siyasal şiddet yapılanmasıdır. MHP 12 Eylül öncesinde sola karşı bir sokak gücü olarak yapılandırılmış, HÜDA PAR’ın legal kanadı olduğu Hizbullah da ’90’lar boyunca aynı rolü Kürt siyasi hareketine karşı üstlenmiştir. Bu nedenle bugün “AKP devleti”nin kurduğu ittifakta bir araya gelmeleri pek de şaşırtıcı değildir.

Netice itibarıyla, seçime iki ay gibi bir süre kalmışken Türkiye’de siyaset iki ittifak üzerinden şekillenmektedir ve iktidardaki ittifak Türkiye siyasetinin en gerici, en faşizan, en karanlık unsurlarını bir araya getirmiş durumdadır. 14 Mayıs, bu karanlığın yenilgisi mi zaferi mi anlamına gelecektir, bu sorunun yanıtını siyasal ve toplumsal muhalefetin vereceği mücadele belirleyecektir.

ÖNCEKİ HABER

Tahıl koridoru anlaşması 2 ay daha uzadı: Taraflar itiraz etmezse otomatik olarak uzar

SONRAKİ HABER

Taksim Eğitim Ve Araştırma Hastanesi çalışanları: Buradayız bir yere gitmiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa