"İşine iade edilen Barış Akademisyenleri hızla görevlerine başlatılmalı"
Barış Akademisyenleri'nin görevlerine iade edilmesiyle ilgili yapılan açıklamada ihraç edilen tüm hocaların görevine iade edilmesi istenerek; 'İşine iade edilenler görevlerine başlatılmalı" denildi.

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Barış Bildirisi imzacısı akademisyenlerin görevlerine iade edilmelerine ilişkin Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi ve Eğitim Sen Ankara Üniversiteler Şubesi, ortak basın toplantısı düzenledi. Haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen tüm hocaların görevlerine iade edilmesi çağrısında bulunan Mülkiyeliler Birliği Başkanı İlker Akcasoy, “OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun ret kararlarını yargıya taşıyarak iptal ettiren hocalarımız, Ankara Üniversitesi yönetimi tarafından hızla görevlerine başlatılmalıdır. Görevlerine dönen tüm akademisyenler için telafi mekanizmaları oluşturulmalı, akademik atama ve yükseltme kriterlerinin yeni bir cezalandırma aracı olması engellenmelidir” dedi.
Yapılan açıklamada konuşan Mülkiyeliler Birliği Başkanı İlker Akcasoy, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için ihraç edilen hocaların görevlerine dönmeye başlamalarının sevincini yaşadıklarını ifade ederek, “Geç kalmış adaletin adalet olmayacağını bilmemize, hala mahkemelerden ret kararlarının geldiğini görmemize rağmen bu sevinci yaşıyoruz. Cübbelerin yerlere serildiği ve polis postalları altında ezildiği günden bugüne, her bir ihraç kararı sonrasında 'Bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz' diyerek alkışlarla uğurladığımız hocalarımızın, kendilerine yaşatılan hukuksuzluğa ve eziyete rağmen gösterdikleri onurlu ve kararlı duruşun kimlere nasıl dert olduğunu gördüğümüz için seviniyoruz” dedi.
“ÜNİVERSİTE YÖNETİMLERİ YARGI KARARLARINI UYGULAMAYI AĞIRDAN ALIYOR”
“Anayasa Mahkemesi’nin 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' bildirisini 'düşünce ve ifade özgürlüğü' kapsamında değerlendiren kararı ve imzacı akademisyenler hakkında açılan ceza davalarında verilen 'beraat kararları' ortadayken, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun 'kurum kanaati' gibi hukuken hiçbir geçerliliği olmayan gerekçelerle verdiği ret kararlarının ardında siyasi iktidara sadakat ve itaat olduğunu çok iyi biliyoruz” diye konuşan Akcasoy, bugün de üniversite yönetimlerinin yargı kararlarını uygulamakta işi nasıl ağırdan aldıklarına tanıklık ettiklerini söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin 2022 yılında verdiği kararla bildiriye imza atmanın bir disiplin cezasına dahi konu olamayacağı hükme bağlandığını hatırlatan Akcasoy, “Buna rağmen Ankara Üniversitesi yönetimi Ankara 21. İdare Mahkemesi’nin iptal kararlarını Bölge İdare Mahkemesi’ne taşımakta ya da yargı kararlarını 'ivedilikle' uygulamamakta bir sakınca görmemiştir” dedi.
Yıllardır ellerinden alınan her hak için büyük uğraşlar vermek zorunda bırakılan hocaların, bugün de yargı kararlarının üniversite yönetimleri tarafından uygulanması için aynı çabayı sergilemeye zorlandığını belirten Akcasoy, “Mülkiyeliler Birliği eski Genel Başkanı Dinçer Demirkent’in 30 gün içerisinde göreve başlatılmaması, ilk defa atanacakmış gibi hakkında arşiv soruşturması yapılacağının kendisine iletilmesi bunun en açık örneğidir. Evet, kendisi 13 Mart itibariyle göreve başlama yazısını tebellüğ etmiştir. Ancak bunun üniversite yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunmasından sonra apar topar yapılması keyfi ve hukuksuz uygulamaların boyutlarını gözler önüne sermiştir” diye konuştu.
“FAİLLERDEN HUKUK ÖNÜNDE HESAP SORACAĞIZ”
Mülkiyeliler Birliği ve Eğitim Sen Ankara Üniversiteler Şubesi olarak haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen tüm hocaların görevlerine iade edilmesi çağrısında bulunan Akcasoy şöyle konuştu: “OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun ret kararlarını yargıya taşıyarak iptal ettiren hocalarımız, Ankara Üniversitesi yönetimi tarafından hızla görevlerine başlatılmalıdır. Görevlerine dönen tüm akademisyenler için telafi mekanizmaları oluşturulmalı, akademik atama ve yükseltme kriterlerinin yeni bir cezalandırma aracı olması engellenmelidir. Unutulmamalıdır ki bizler, Türkiye’nin en köklü kurumlarına, fakültelerine, bilime ve akademik özgürlüğe ağır darbeler indiren, eleştirel aklı tasfiye etmeyi hedefleyen bu hukuksuzluğun son bulması için tüm gücümüzle mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Görevine iade edilen her bir hocamızı, büyük bir sevinç ve coşkuyla kürsülerine uğurlayacağız. Biliyoruz, zamanı geri alamayacak ve açılan yaralarımızın izini silemeyeceğiz. Ancak, ilk gün söylediğimizi bugün de tekrarlıyor ve sözümüzün arkasında duruyoruz! Çiçekleri koparanlara baharın geldiğini, tomurcukların çiçek açtığını ve umudun filizlendiğini hep birlikte müjdeleyeceğiz! Hocalarımıza yaşatılan bu hukuksuzluğun ve onların yaşamlarını alt üst eden bu zulmün faillerinden tek tek hukuk önünde hesap soracağız”
24 AKADEMİSYENE İŞE İADE KARARI
Akcasoy'un ardından söz alan Eğitim Sen Ankara 5 Nolu Üniversiteler Şube Başkanı Mutlu Arslan, “406 barış imzacısı ihraç edilmişti. 6,5 yıldır adaletin tecelli etmesi için büyük mücadeleler veriyoruz. Niyahet 6 yılın sonunda yargı önüne çıkmayı başarmıştık. Bu yargı süreçleri tamamlanmaya başladı. 24 hocamız mahkeme yoluyla göreve iade kararı aldı. Dinçer hocamız yaklaşık 40 günün ardından göreve başlayabildi. Bizim beklentimiz mahkeme kararlarının derhal uygulanması ve göreve iade edilen tüm hocalarımızın derhal görevlerine başlatılması. İstinaf süreçleri devam eden hocalarımızın bu yargı kararının gereği olarak derhal göreve iade edilmeleri ve görevlerine başlatılmalarını bekliyoruz” dedi.
“ASIL UNUTULMAYACAK OLAN BİZİM BU DURUŞUMUZDUR”
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde görevli akademisyen Dinçer Demirkent, “Ben 7 Şubat 2017'de ihraç edildim. Tam 6 yıl oldu. Bu 6 yılın nasıl geçtiği bizler açısından unutulmayacak. 6 yıl öncesinde başlayan, bize ahlaksız teklifler sunan, 'İmzanızı çekin' diyebilen akademisyenler unutulmayacak; barış imzacılarını üniversiteden atmak için toplu liste veren hukuk müşavirleri, rektörler , dekanlar unutulmayacak. Bu 6 yıl öncesinde nasıl direndiysek, nasıl fikrimizin arkasında durduysak, bu işe neden bulaştıysak, hakikati ortaya koymaktan nasıl çekinmediysek çok mutluyum ki bütün arkadaşlarımız bu hakikati savunmaya, birlikte olmaya, bilim üretmeye, hayatta kalmaya devam ettiler. O yüzden bugün çok heyeceanlıyım çünkü bütün arkadaşlarımız burada. Ben dün itibariyle göreve başladım. Fakat göreve başlama sürecini dahi zorluğa çeviren, Anayasa'nın açık kuralını ihlal ederek süreyi uzatan, oyalayan; yasada açıkça belirtilmesine rağmen güvenlik soruşturması lafı eden sonrasında 'yok arşiv araştırması yapıyoruz' diyen, sonra söyleyince hala sinirlenebilen yöneticiler unutulmayacak. Fakat asıl unutulmayacak olan bizim bu duruşumuzdur. Bu hukuk katliamının failleri de var ve o failler unutulmayacak. Erkan İbiş gibi liste veren yöneticilerin unutulmamasını ve bir fail olarak cezalandırılmasını da talep ediyorum. Bu kararları uygulamamakta ısrar eden yöneticilerin de yargılanmasını talep ediyorum” dedi.
6 yıl içerisinde ihraç akademisyenlerin her hakkı için ayrı ayrı mücadele verdiğini analtan Demirkent şöyle konuştu: “Çalışma hakkımız yoktu, bunun için mücadele verdik. Seyahat hürriyetimiz yoktu, bunun için mücadele verdik. Neredeyse yaşama hakkımıza engelleyecek kadar... En temel haklarımız ihlal edildi ve her biri için mücadele ettik. Bir arkadaşımızı kaybettik. Mehmet Fatih Traş'ın adını özellikle anmak istiyorum. Daha ne söylenebilinir? Onlarca insan yaşam mücadelesi vermeye dayanamadı ve öldükten sonra görevlerine iade edildi. 30 gün beklenmeden, arkadaşlarımız görevlerine iade edilmeli. İstinafa başvuran idarenin hala düşmanca tutumunu sürdürdüğünü görerek bundan vazgeçmesi gerektiğini ve bundan sonrası içinde de bütün akademisyenlerin hak ettikleri görevlerine dönmelerini arzu ediyoruz.” (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et