"Risk tespitleri yapılmazsa, her deprem ölüm getirecektir"
Doç. Dr. Savaş Karabulut: "Merkezi idarelerden yerel idarelere kadar sorumluluğun alınmadığı, risk yapı tespitleri ve zemin etütlerinin yapılmadığı koşullarda, her deprem ölüm getirecektir."
Fotoğraf: Elif Görgü/Evrensel
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Maraş merkezli depremlerin ardından yıkımı ve müdahaledeki yetersizliği gören, özellikle riskli bölgelerde yaşayan yurttaşlar olası İstanbul depremi nedeniyle tedirgin. İstanbul depremi için alınması gereken önlemleri, yurttaşların taleplerini Gebze Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Jeofizik Mühendisi Doç. Dr. Savaş Karabulut ve EMEP İstanbul Başkanı Sema Barbaros’la konuştuk. Savaş Karabulut bir an önce kamucu politikalara dönülmesi gerektiğini söylerken Sema Barbaros da “Yerel ve merkezi yöneticilerin hızlı adım atmaları için siyasal baskıyı arttırmamız gerekiyor” diyor.
"RİSKLİ BİNALAR TESPİT EDİLSİN, PLAN ÇIKARILSIN"
Öncelikle riskli bina tespiti, sonra her bina için zemin etüdü bunların üstüne de merkezi bir plan yapılması gerektiğini belirten Karabulut, “Saydıklarımızın yapılmadığı her yapı yeni de olsa yıkılır. Çünkü kendi iktidarlarının ekonomisini canlandırmak için parsel bazında bina yenileyerek kentsel dönüşüm yaptılar. Bu anlayış değişmek zorunda, yoksa biz bir ayda unutacağız, başka depremde yine birçok bina yıkılacak” dedi.
Türkiye’de birçok büyük şehrin mikro bölgeleme planı olduğunu fakat buna uygun bir şehir planlaması yapılmadığını ifade eden Karabulut “Mikro bölgeleme çalışması yapılmış illerde bile o çalışmaya, zemin biçimine göre planlanmamış 10 binlerce bina vardır. Bu binalara ne yapılacağı ise soru işareti. Çünkü mevcut iktidar yerleşim yerlerini dere yataklarına, ormanlık alanlara, deniz kenarlarına zemin koşullarını düşünerek kurmadı. Bugün birçok ‘mega proje’ diye adlandırılan projelerde, kamu binalarında bu yüzden çok büyük sıkıntılar görüyoruz” diyor.
"RİSK YAPI TESPİTLERİ VE ZEMİN ETÜTLERİ YAPILMAZSA,
HER DEPREM ÖLÜM GETİRECEK"
Yurttaşlar oturdukları evin risk durumunu öğrenmek istiyor ancak 8 katlı bir binanın inceleme işlemleri 280 bin TL’ye kadar fiyatlandırılabiliyor. Tüm yapıların zemin etütlerinin ücretsiz yapılması gerektiğini söyleyen Karabulut “Bugün kentlerde yaşayan milyonlarca insan bir çözüm üretilmesini bekliyor. Çözümün adresi bunu ticari anlayışla değil, kamucu bir anlayışla yapmaktadır. Bu işi de ancak sosyalistler yapabilir. Merkezi idarelerden yerel idarelere kadar sorumluluğun alınmadığı, risk yapı tespitleri ve zemin etütlerinin yapılmadığı koşullarda, her deprem ölüm getirecektir. Asgari ücretle çalışan, işsiz insanlara da kader deyip durulacaktır” ifadelerini kullanıyor.
"TÜM KAMU KURULUŞLARI SUÇ İŞLEMİŞTİR"
Yapı denetiminin özelleştirilmesine de değinen Karabulut “Piyasada birçok yapı denetim firması kapatılmış ya da ciddi cezalar almıştır. Çünkü neoliberal politikalarda tek bir değer vardır ve o da artı değerdir. Bakanlık kaç denetim firmasına ceza verdiğini veya kapattığını açıklarsa insanlar yapı denetim firmalarına güvenemeyeceğini çok iyi anlar. Kamunun çözüm üretmediği her şey bize sorun olarak döner” diyerek bir kamu güvenliği sorunu olan yapı denetiminin kamu sorumluluğunda olması çağrısı yapıyor.
Merkezi yönetimin “Önce kendi söküğünü dikmesi gerektiğini” söyleyen Karabulut bu zamana kadar alınmayan önlemlere “Havaalanlarının, okulların, akla gelebilecek her türlü kamu kuruluşunun yıkıldığı bir durumla karşı karşıyayız. 2019’daki depremlerin ardından bile çıkıp ‘İstanbul’daki binaların yüzde 85’ini güçlendirdik’ dediler. Okulların güçlendirildiği iddia edilirken depremden sonra şu an birçok okul boşaltılıyor. Bu zamana kadar MEB, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı neredeydi? Bugün Cerrahpaşa boşaltılıyor mesela. 2019 depremi sonrasında hepsinde inceleme yapıldı ve öğrenciler, doktorlar, hastalar girdi bu binaya; neden şimdi boşaltılıyor? Eğer bu deprem İstanbul’da yaşansaydı bu insanlar ölecekti demek ki. Tüm kamu kuruluşları suç işlemiştir” dedi.
"DEPREMLE MÜCADELE KOORDİNASYONLARI KURULMALI"
Daha güvenilir yerlere taşınmanın artan kira fiyatları ve sanayinin belli başlı bölgelerde yoğunlaşması sebebiyle bir alternatif olmaktan çıktığını ifade eden EMEP İstanbul Başkanı Sema Barbaros “Riskli yapıların çokluğu, bölgede yaşayan nüfusun fazlalığı ve hükümetin yaşanacak sorunlar karşısında somut planlarının olmayışı kaygıları arttırıyor. Bu kaygıların ortadan kalkması için önerilen mevcut yöntemler insanların sorunlarını çözmek yerine barınma sorununu gibi yeni ciddi sorunlar ortaya çıkartıyor” dedi.
"SOSYAL KONUTLARA AĞIRLIK VERİLSİN"
Barbaros, yerinde dönüşüm projeleriyle, merkezi hükümetin planın bir parçası olarak bir yıl boyunca kira giderlerini karşılaması, hasarlı binaların tespitini de dönüşümünü de hızlandıracağını belirtiyor. Yerel yönetimlerin ve merkez yönetimin sosyal konutlara ağırlık vermesi gerektiğini ifade eden Barbaros, “Mahallelerin yaşanılabilir yerler haline gelmesi, iç içe konutların olduğu bölgelerde toplanma alanlarının açılması bir talep olarak öne çıkıyor. Depreme hazırlık olarak içerisinde arama kurtarma faaliyeti için gerekli araç gereçlerin olduğu konteynerlerin mahallelere yerleştirilmesi de bu depremde gördüğümüz gibi hayati öneme sahip” diyor.
"ÖRGÜTLÜ ŞEKİLDE ÖNLEM TALEP ETMEK ZORUNDAYIZ"
Barbaros yapılması gerekeni şöyle özetliyor: “Bu talepleri kitle örgütleriyle koordineli hareket eden depremle mücadele koordinasyonları kurarak güçlendirmeliyiz. Depremle mücadele koordinasyonlarının olduğu yerlerde buraları güçlendirerek adımlar atmalıyız. Meslek odaları, sendikalar, dernekler ile yerel yönetimlerin kent meclisleri gibi daha geniş zeminleri bu talepler etrafında toplanmaya zorlamak, hareketi bu çevreler ile örgütlemek için de çalışma başlamalıyız”.
"AKŞAMDAN SABAH KURAL GETİREBİLEN İKTİDAR
BU ZAMANA KADAR NEDEN YAPMADI?"
Depremin ardından 20 yıldır iktidarda olanlar, yurttaşlara ardı ardına vaatler veriyor, yandaş medya “depreme hazırlık dosyaları” açıyor. Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Esin Köymen “Aynı kişiler yarın itibariyle bambaşka bir şey yapacaklarını söylüyor. Bu onların kâr odaklı politikalarına uygun değil, yapacaklarına inanmak saflık olur. Maraş’ta bir deprem olduğu için mi aklımıza geldi? Her istediği konuyla ilgili akşamdan sabah kural getirebilen iktidar bu zamana kadar neden yapmadı?” diye soruyor.
Hürriyet gazetesinin deprem dosyasındaki, “Dönüşümün mümkün olmadığı yerlerde yaşayan vatandaş rızası ile başka yere taşınmalı”, “Dönüşüm sırasında boş konutlara çok ihtiyaç olacak. Yabancıya konut satışı 5 yıllığına durdurulmalı, yabancıya ev kiralanması izne bağlanmalı” gibi önerileri sorduğumuz Esin Köymen, bu önerilerin başka türlü bir yabancı düşmanlığı oluşmasına sebep olabileceğine dikkat çekti. Köymen şöyle devam etti: “Biz Türkiye'de konut fiyatlarındaki artışın yegane sebebinin yabancılar olmadığını biliyoruz. Ayrıca kentsel dönüşüm adı altında insanları başka yerlere gönderdiler. Bu yöntem sadece o insanların zoraki bir şekilde sürgün edilmesiyle sonuçlanmıştır. Kenti sadece bir yapı stoku olarak görmeleri bu sorunun temel kaynağı. Aynı insanların aynı yerde sağlıklı binalarda yaşaması için projeler üretilmesi gerekiyor. Bunun için de devletin sosyal yapı projeleri üretmesi gerekiyor. Yapının bir rant ve gayrimenkul aracından çıkarılması gerekiyor. Böyle fahiş kiraların olduğu bir ortamda insanları nereye gönderiyorsunuz? Hâlâ bu açıklamalar yapılıyorsa yaşadığımız afetlerden hiç ders almamışız” ifadelerini kullanıyor.