Malatya Emek Gençliği, depremzede gençlerle buluştu: Örgütlü olmak bizi hayatta ve ayakta tutan şey
Malatya Emek Gençliği, depremden etkilenen gençlerle bir araya geldi. Mücadele çağrısı yapan gençler, "Örgütlü olmak bizi hayatta ve ayakta tutan şey” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Berfin GÜLER
Malatya
Malatya Emek Gençliği,depremden etkilenen gençlerle bir araya gelerek, tanışma toplantısı düzenledi. Gençlerle tanışma sonrasında söz alan Emek Partisi üyesi Ekin Yoldaş Kalı depremin yıkımı üzerine gençlere bilgi verdi. Tüm sorunların çözümünün örgütlü mücadele olduğuna değinen Kalı, "Eğitime ulaşamıyoruz, yarın ne olacak endişesi yaşıyoruz. Bu endişeyi aşacak tek bir şey var; o da örgütlülük. Biz Emek Partisi, Emek Gençliği olarak her zaman dayanışma ve yardımlaşma içerisinde tüm olanaklarımızla seferber oluruz ama biz hesap sorma noktasında birleşmezsek, bir köşede muhtaçmış gibi beklersek hakkımız olanı aramaya kalkmazsak bizim başımıza çok felaket gelir. Örgütlü olmak bizi hayatta ve ayakta tutan şey” dedi.
Ülkenin bulunduğu sürece değinen Kalı, "100 yılın felaketi olduğu için mi bu haldeyiz? Bundan sonra ne yapacağız? Size birkaç örnek vereceğim; 2020 yılına kadar sel, deprem, heyelan gibi doğal afetlerin yaşandığı yerlerde, en çok insanın hayatını kaybettiği 2 ülke var; birisi Meksika, diğeri ise Türkiye. Son depremden sonra büyük ihtimalle Meksika ikinci sıradadır. İş cinayetlerinde hayatını kaybeden insan sayısının en fazla olduğu iki ülke var; biri Türkiye, diğeri Meksika. En çok mesai saati yapıp, asgari ücretle ev alma oranının düşük olduğu ülkelerden biri Türkiye, diğeri ise Meksika. Ve sendikal anlamda örgütlülüğün en az olduğu iki ülke var; biri Türkiye, diğeri ise Meksika. Baktığımızda en çok çalışan ama ev alamayan, iş durdurma mücadelelerinin en az olduğu yer Türkiye, böyle bir tablo çıkıyor. En çok çalışan, en çok ölen, sahip olamayan, gençlerin geleceğinden mutsuz olduğu, hangi gruptan olursa olsun; mesela tıpçılar 48-72 saat nöbet tutuyorlar ve emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Erdoğan ise 'gideceklerse gitsinler' diyor. Yani gençlerin geleceğine umutla bakamadığı bir tablo ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
Sovyetlerde depremin doğal afet olmaktan çıkarıldığını söyleyen Kalı, depremin tahmin edilebilir bir şey olduğunu ifade etti. Kaç fay hattının bilindiğini ifade eden Kalı, "Naci Görür bir hafta önce bu bölgede deprem beklediğini söyledi. Ortada böyle bir tablo varken, depremin geleceği son derece kesin ve belliyken buna rağmen bu kadar can kaybının yaşanması, devletin ve devletin tüm kurumların gecikmesi ve bu gecikmeyle birlikte insanların soğuğun altında ölmesi bunlar mesela kader planıyla açıklanabilir şeyler mi?
"DEVLET KONUTLARI DENETLEMEDİ,14 MİLYON İNSAN DOĞRUDAN ETKİLENDİ”
Yapılan konutları devlet denetlemediği için 14 milyon insanın doğrudan etkilendiğini ifade eden Kalı, şunları aktardı: "Konut dediğimiz şey insanın en temel geçim araçlarından biri. Konut dediğin şey lüks bir şey değil. Aynı zamanda eğitim, sağlık hakkı da lüks şeyler değil. Barınma hakkı kapsamında 14 milyonun doğrudan etkilendiği yüz binlerce insanın öldüğü birçok insanın sakat kaldığı hala bir çok insanın kayıp olduğu bu tabloda, devlet buna önlem almadı. Bizim vergilerimizle oluşan bir hazine var. Bu vergiler bugüne kadar ne için toplandı, buraları tartışmak lazım. Yakın zamanda insanlar burada acıları ile boğuşurken TV’de bir kampanya başladı hatırlarsınız; sermaye gruplarının çıkıp 10 milyon, 100 milyon bağışladığı, gülerek kendi adlarını duyurdukları bir reklam kampanyasına dönüştü. Toplamda 145 milyar TL toplandı. Üzerinden 12 saat bile geçmeden, sadece 10 Milyon TL bağışladıktan sonra Cengiz Holding’in hazırda olan vergi borcu ertelendi, 10 yıllık faizsiz kredi teşviki aldı. 10 milyon lira bağışlamıştı Cengiz Holding. Bir yerde işçiler emekçiler ve onların evlatları, bu hayatı üretenler var. Bir de bunun karşısında çok küçük bir azınlık var; sermaye grupları ve patronlardan oluşan. Bu çok küçük azınlık, çok büyük bir zenginliğe karşılıksız el koyuyor. Böyle bir düzende adalet yerini bulabilir mi? Bunun için bir tarafın hakkını istemesi gerekir”
“ÖRGÜTLÜ OLMAK BİZİ HAYATTA VE AYAKTA TUTAN ŞEY”
Emek Gençliğinde örgütlenme çağrısı yapan Kalı, "Bugüne kadar depremin ilk günlerinden bu yana Emek Partisi burada. Burada bu dayanışma sırasında, birbirimizin yaralarını sararken ihtiyaçlarını karşılarken Emek Gençliğini ve Emek Partisini tanıdınız. Devlet neredeydi, Emek Partisi buradayken? Elindeki tüm yetki ve olanaklara rağmen yoktu. Emek Partisi olanakları sınırlı olmasına rağmen tüm olanaklarını seferber etti. Halkın ihtiyaçlarına sırtını dönen, gençlerin eğitim hakkını gasbeden iktidar varlığını saldırı ile sürdürüyor. Ve bu biz karşı koymadığımız, örgütlü, bir arada durmadığımız, mücadele etmediğimiz sürece böyle düzelip gitmez. Biz Emek Partisi, Emek Gençliği olarak her zaman dayanışma ve yardımlaşma içerisinde tüm olanaklarımızla seferber oluruz ama biz hesap sorma noktasında birleşmezsek, bir köşede muhtaçmış gibi beklersek hakkımız olanı aramaya kalkmazsak bizim başımıza çok felaket gelir. Örgütlü olmak bizi hayatta ve ayakta tutan şey” diye konuştu.
“BİRLİKTELİĞE İHTİYACIMIZ VAR”
Emek Gençliği Üyesi Ekin Temmuz Saltık da "14 Mayıs’ta büyük bir seçimin önündeyiz. İnsanlar bir değişim bekliyor. 100 yıllık cumhuriyet tarihini ele aldığımızda, kaynakların eşit bölüştürüldüğü, refah seviyesinin yüksek olduğu bir dönem yok. 5 yılda bir bizi sandığa götüren, önümüzdeki 5 yılı belirleyen, kalan zamanlarda aldatmaca yapan bir şey olmamalı. Demokrasi dediğimiz şey böyle olmamalı. Demokrasi bizim her sabah kalktığımızda kendi hayatımıza oradan karar verebildiğimiz, bir mekanizma olması gerekiyor. Haklarımız etrafında mücadele ederek başarabiliriz. Seçimlerde adaylar değişir, sistem değişmedikçe, yetki tek bir elde oldukça biz sürekli bu şekilde devam edeceğiz. Ama halkın doğrudan kendisini siyasete katması gerekiyor. Çünkü bizim bizden başka dostumuz yok aslında. Depremde pandemide ekonomik krizde de böyle. Bizim kendi siyasetimizi yapmaya ihtiyacımız var. Emek Partisi diğer partilerden alışılagelmiş partilerin dışında bir partidir. Oy isteyen bir konumda değildir. 7/24 sahada olan, yanımızda durun diyen bir partidir. Biz de emekçi insanların çocuklarıyız. Bizim birlikteliğe ihtiyacımız var. Emek Gençliği de burada bu konumdadır” dedi.