“Dayanışma ile ayakta kaldık, dayanışma için uzatılan eli bırakmamak lazım”
Pazarcık’ın halen devlet yardımının ulaşmadığı Söğütlü Köyü’nden Hüseyin Sığlam, dayanışmayla ayakta kaldıklarını belirterek “Dayanışma için uzatılan eli bırakmadan örgütlenmemiz lazım" dedi.
Maraş depreminin üzerinden 40 gün geçti. Depremin merkez üssü Pazarcık’ta halen devletin yardım için ulaşmadığı köyler var. Bu köylerden biri de Söğütlü Köyü. Köyde kardeşini kaybeden, enkaz altındaki yakınlarını kendi çabasıyla çıkaran Hüseyin Sığlam, kardeşinin evinin enkazında gazetemize konuştu. Sığlam, bu süreçte halk dayanışmasının ne kadar önemli olduğunu gördüklerini söyledi. Dayanışmayla ayakta kaldıklarını ifade eden Sığlam, başlatılan dayanışmanın kalıcı hale getirilmesine ve örgütlenmenin önemine vurgu yaptı.
“HİÇBİR YARALI KURTULMADI”
Depremin üzerinden 40 gün geçmesine rağmen Söğütlü Köyü’ne devletin halen gelmediğini söyleyen Sığlam, insanların tedirgin olduğunu ve yaşama tutunacak durumda olmadığını ifade etti. Depremin ilk anından itibaren kendi çabalarıyla yaşamlarını sürdürdüklerini ifade eden Hüseyin Sığlam, karın altında betonu elleriyle parçaladıklarını, kardeşi İsmail Sığlam’ı cansız şekilde göçükten çıkardıklarını dile getirdi.
Üç gün boyunca cenazelerin beklediğini ve cenazelerin koktuğunu söyleyen Sığlam, “Kar altında olmamız insanları perişan etti. Hiçbir yaralımız kurtulmadı. Yaralıları çıkardık, üç gün yanımızda beklettik. Götürecek bir hastanemiz yoktu. Kanamalı yaralıların hepsi öldü. Hepsini bile bile öldürdüler. Şu köylerde bir tane can kurtaran, AFAD çalışması yapılmış mıdır. Gelsinler desinler ki biz geldik yaptık. Devletin dört gün sonra da orada olmadığını gördük. Bu depremle dalga geçenler, depremi hafife alanlar, televizyon kanallarında hava atanlar gelsinler yerinde bir görsünler” dedi.
Köyünde 70 hanenin yıkıldığını söyleyen Hüseyin Sığlam, çadırın geçici bir çözüm olduğunu söyleyerek “İnsanlar perişan. Çadır acil bir ihtiyaçtı. 70 hane çoluğu çocuğuyla sokakta yaşıyor. Eğer bir şey yapacaklarsa gelip söylesinler” ifadelerini kullandı.
“ÜSTÜMDEKİ CEKET BİR İŞÇİNİN”
AFAD’ın depremzedelere gelen yardımları engellemesine ilişkin de konuşan Sığlam, AFAD olmasaydı deprem sonrası sürecin daha iyi geçebileceğini vurguladı. Sığlam, AFAD’ın gelen yardımlara el koyması hakkında, “Aman bunu AFAD görmesin, aman tırı saklayın AFAD el koymasın dedik. AFAD olmasaydı işçilerin, emekçilerin birbirine uzattığı el bundan daha faydalı olacaktı” dedi.
Yurttaşların dayanışmasıyla ayakta durduklarını aktaran Sığlam, “Sivil kurumlar, kuruluşlar, gönüllü arkadaşlar olmasaydı bugünü bile çok zor atlatırdık. Biz el ele tutuştuğumuzda ne kadar güçlü olduğumuzu gördük. İlk günden bugüne dünyanın dört bir yanından işçilerin emekçilerin emekleriyle insanlar besleniyor, insanlar ayakta. Dünyanın öbür ucundaki gurbetçi kardeşlerimiz olmasaydı halimiz yamandı. Üstümdeki ceketin fermuarı çalışmıyor, yırtığı var. Belli ki bir işçi göndermiş. Bu bir işçinin emeğidir. Acaba kendisinin yenisi var mıydı, yok muydu” şeklinde konuştu.
“UZATILAN ELİ BIRAKMADAN ÖRGÜTLENMEK LAZIM”
Sığlam, yaratılan dayanışmanın kalıcı hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Emekçilere seslenen Sığlam, “Ben buradan depremzedelere yardım elini uzatan bütün işçilere, emekçilere, ezilenlere teşekkür ediyorum, hepsinin gözlerinden öpüyorum. Çürümüş siyasetlerin arkasından koşmamamız gerekiyor. Milyonlarca depremzedeye elini uzatan sizin emeğinizdir. Ben burada Antep’ten Ankara’dan gelen Emek Gençliğinin emeklerini gördüm. Kapı kapı, köy köy dolaştılar. Bundan sonra birbirimize uzattığımız eli bırakmadan örgütlenmemiz lazım” diye konuştu. (Maraş/EVRENSEL)