Zürih’te Credit Suisse eylemi: "Yıllarca zenginleştiler, şimdi yükü halka yıkıyorlar"
İsviçre’de banka kurtarmak için devletin seferber olmasına karşı eylem düzenlendi: "Bankanın yıllarca kendini zenginleştirmesi ve şimdi bunun bedelini toplumun ödemek zorunda kalması skandaldır."
Fotoğraf: JUSO Schweiz/Facebook
Metin ALAN
İsviçre’nin ikinci büyük bankası Credit Suisse’in ülkenin en büyük bankası olan UBS tarafından satın alınmasının yankıları sürüyor. Genç Sosyalistler ve diğer bazı örgüt ve partilerin “dolandırıcılığa” karşı protesto çağrısında bulunmasının adından pazartesi akşamı yüzlerce kişi Zürih’in Bankalar Caddesi’nde buluştu.
Bankanın milyarlarca ikramiye ve kâr payı dağıttığını belirten gösterinin organizatörleri “Bankanın yıllarca kendini zenginleştirmesi ve şimdi bunun bedelini toplumun ödemek zorunda kalması skandaldır. Sorumlular hesap vermelidir” dedi.
Gösteri sırasında “Özel sektörün kârı, devletin zararı” yazılı pankart taşıyan göstericiler, “Bankaların ve çok uluslu şirketlerin gücünü kırın, soygunu durdurun” sloganları attılar.
HALKIN İHTİYAÇLARI MALİYETLİ, BANKA KURTARMAK DEĞİL!
Bazı konuşmacılar, devlet için iklim kriziyle mücadele etmenin, güvenli bir yaşlılık ve emeklilik maaşı sağlamanın ya da korunmaya muhtaç insanlara yardım etmenin çok maliyetli olduğunu, ancak iş banka kurtarmaya geldiğinde öyle olmadığını vurguladılar. Bir pankartta “Eğer dünya bir banka olsaydı, onu çoktan kurtarmış olurdunuz” ibaresi yer aldı.
Genç Sosyalistlerin yanı sıra İklim Grevi Hareketi, Genç Yeşiller, Zürih Sosyalist Partisi, Zürih Yeşilleri, Alternatif Liste, Zürih Feminist Grev Kolektifi ve Unia sendikası da gösteride yer aldı.
SİYASİ PARTİLERDEN TEPKİLER
Sağcı UDC/SVP, ülkenin önde gelen bankaları UBS ve Credit Suisse arasındaki birleşmeyi desteklediği için hükümeti eleştirdi. Anlaşmanın çok riskli olduğu uyarısında bulunan parti, Zürih merkezli bankanın çöküşünden Credit Suisse ile geleneksel bağları olan merkez sağ Radikal Parti’yi sorumlu tuttu.
Sol görüşlü Sosyal Demokratlar ise krize ışık tutacak bir meclis soruşturmasına ihtiyaç olduğunu ve paydaşların sorumlu tutulması gerektiğini söyledi. Ayrıca yöneticilere ikramiye ödenmesine de yasak getirilmesini istediler.
Radikal Liberaller ise yasal değişiklik çağrısında bulundu ancak İsviçre’nin finans sektörünün daha fazla zarar görmemesi için anlaşmanın kaçınılmaz olduğunu savundu.
Benzer bir şekilde Merkez Parti de, İsviçre Merkez Bankası’nın 2008 mali krizinde UBS’i kurtarmasından 15 yıl sonra gelen bu son krizden dersler çıkarılması gerektiğini vurguladı. Birleşmenin “tüm kötü çözümlerin en iyisi” olduğunu ileri sürdü.
Yeşiller Partisi, İsviçre’nin finans merkezi için daha katı kuralların, özellikle de sistemik olarak önemli bankalar için yatırım bankacılığının yasaklanmasının gerekli olduğunu söyledi.
PATRONLAR MEMNUN
İsviçre’nin ana işveren örgütü “Economiesuisse”, hükümetin İsviçre finans merkezinin istikrarsızlaşmasını önlemeye yönelik müdahalesini memnuniyetle karşıladı. Örgüt, UBS ve Credit Suisse arasındaki birleşmenin ölümcül bir tırmanışı durdurduğunu iddia etti.
İşçi Sendikaları Federasyonu ise yetkililerden işten çıkarmaların sınırlandırılmasına yardımcı olacak bir çalışma grubu kurmalarını istiyor. Ancak uzmanlar, her iki bankanın da paralel yapılara sahip olması nedeniyle işten çıkarmaların kaçınılmaz olduğunu savunuyor.
UBS’in geçen yılın sonunda İsviçre’de 17 bin çalışanı bulunurken, Credit Suisse İsviçre’de yaklaşık 16 bin kişiyi istihdam ediyordu.
Pazar günü UBS Yönetim Kurulu Başkanı Colm Kelleher, ayrıntı vermek için henüz erken olduğunu söyledi ancak yeni bankacılık devinin toplu işten çıkarmalarla ilgili endişeleri dikkate alacağı sözünü verdi.