İskenderunlu depremzedeler: İş makinesinin yıktığı bina değil anılarımız
Kimi ağır hasar almış evinin yıkılışını izliyor kimi kalan eşyalarını kurtarmaya çalışıyor. Yetkililerin gerekli yardımı yapmadığını söyleyen depremzedeler, evlerinden uzağa gitmek istemiyor.
Mahsun KILIÇ
İskenderun
İskenderun Mustafa Kemal Mahallesi’nde kimi depremzede ağır hasar almış evinin yıkılışını izliyor, kimisi ise kalan eşyalarını kurtarmaya çalışıyor. Yetkililerin gerekli yardımı yapmadığını söyleyen depremzedeler mahallelerinden uzak bir yere gitmek istemediklerini dile getiriyor.
Besime, 3 kere gidip geldiği evinden hiç eşya alamamış. Felaketi yaşarken yanlarında devletin olmadığından şikayetçi Besime, “Bari gelip sırtımızı sıvazlayıp, ruhsal olarak rahatlatsalardı. Biz bunu bekledik devletten” diyor ve ekliyor: “Canımız ve malımız gitti. 10 bin lira yardımla milletin ağzına bir parmak bal çaldı. Ama bu devir kalmaz onlara, Kanuni Sultan Süleyman’a kalmadığı gibi onlara da kalmaz. Onlar inşallah gidecek Allah’ın izniyle, onları göndereceğiz.”
Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel
"YARDIM PARALARI NEREYE GİTTİ?"
Milyonlarca lira yardım toplandığını belirten Besime “Yurt dışından kaç ülkeden yardım geldi, nereye gitti bu paralar. 10 bin lira verdiler, başka bir şey yok. Yurdumuzdan gitmeyeceğiz, ev yapmasınlar, istemiyoruz. Zaten Türkiye’ye hiçbir şey yapmadı, her yeri sattı sıvazladı ve yandaşlara yedirdi. Etrafındaki müteahhitleri zengin etti. Binalar yıkıldı, kim yaptı hepsini, müteahhitler yaptı. Yine evleri müteahhitler yapacak” diyor.
Rıskullah Yılmaz|Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel
"YARIN DA BENİM EVİM YIKILACAK"
Rıskullah Yılmaz da evinin yıkılmasını bekliyor yolun kenarında. Komşusunun yıkılan binasını seyrederken ertesi gün de kendi binasının yıkılacağını söylüyor Yılmaz ve şunları ekliyor: “Depremde ilk iş çocuklarımı ve eşimi yanıma almak oldu. Deprem bittikten sonra aşağıya indik ama kapı kilitliydi. Kızım aşağı inerken bayıldı. Bir şekilde zorluklar içerisinde aşağıya indik. Komşuların sayesinde açtık kapıları. Arabada kaldık çünkü çok soğuktu. Komşuları çıkarmak için mücadele ettik sonrasında. Bizim evimiz duruyor. Komşularım, mahallem, manavım, bütün anılarım burada, şu an bütün anılarımız arkanızda gördüğünüz iş makinesi yıkıyor, yan komşuların evi yıkılıyor yarın da benim evim yıkılacak. Nasıl bir duygu içerisinde olduğumu düşünemiyorum. Evime teşekkür ediyorum, bizi sağ çıkardığı için”.
"GELECEĞİMLE OYNANMASINA İZİN VERMEM"
Gelecekten umutlu olduğunu aktaran Yılmaz şöyle konuştu, “Ne arayan var ne soran. Karaağaç’ta annemlerin evinde 6 aile birlikte kalıyoruz. Gelecekten umutluyum hayatta olduğum sürece umutlu olmak zorundayım. Ailem var ve onlara bakmakla hükümlüyüm. Onlara gelecek sağlamak için sil baştan başlamak gerekiyor. Yarınlarımız var. Yetkililere şunu da söyleyeyim, ben burada olduğum sürece ben evimi burada istiyorum. Kendi evimi istiyorum. Benim geleceğimle kimsenin oynamasına izin vermem.”
Onur Ölçücü|Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel
"VERİLEN NAKDİ YARDIMLAR YETERSİZ"
Ağır hasarlı evininin yıkılışını kenarda izleyen Onur Ölçücü yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Deprem gecesi su içmeye kalkmıştım. Allah yüzüme baktı, evin titrediğini fark ettim. Apartman sallanmıyordu adeta çalkalanıyordu. Merdiven inmem mümkün değildi, oturarak indim. Deprem biter tekrar yukarı çıkar düşüncesiyle anahtarı aldığım esnada, o saniyelik süre hayatta kalmamamı sağladı çünkü merdiven çöktü. Çalıştığım şirket yardım etti. İş yerinde hem çalışıyor hem de barınıyorduk. Kamu kurumlarından yardım daha dün hane başı 10 bin lira anneme yattı. Zararımızın üçte birini bile karşılamaz” dedi
"YARDIM GEÇ GELDİĞİ İÇİN CAN KAYBI FAZLA OLDU"
Hatay’a yardımların geç geldiğini söyleyen Ölçücü, “Çadırdakilerin durumuna bakıyorum, çok zor onların durumu. Bir yandan su baskınları, bir yandan fırtınayla uğraşıyorlar. Hatay’a yardım çok geç geldi. Can kayıplarının fazla olması ondan kaynaklanıyor. Sesimizi duyurana kadar günler geçti. Korkuyoruz, bu psikolojiyi nasıl atlatacağımız bilmiyoruz. Uyurken kalp atışımızdan bile irkilip uyanabiliyoruz. Komşularımızdan sağ kurtulan oldu ama kurtulanların anne ve babaları hayatını kaybetti. Sadece evlerimiz yıkılmadı 20-30 yıllık anılarımız gitti. Atadan kalma evimiz gitti. Beğenmediğimiz hayatlarımız var ya işte o çok kıymetliymiş, onu anladım”diyor.
Rıskullah Yılmaz|Fotoğraf: Mahsun Kılıç/Evrensel
Evrensel'i Takip Et