28 Mart 2023 03:54

Ya Adalet Ya Sefalet

Hasan Akarsu, Selçuk Şirin'in "Ya Adalet Ya Sefalet" isimli yeni kitabına dair yazdı.

Görsel: Kitap kapağı 

Paylaş

Hasan AKARSU

Prof. Dr. Selçuk Şirin, New York Üniversitesinde çocuk gelişimi, istatistik dersleri verir ve eğitimden gelişime geniş bir alanda araştırmalarıyla tanınır. “Yetişin Çocuklar” yapıtıyla ses getiren Şirin, geleneksel çocuk yetiştirmenin yeterli olmadığını belirtip 0-18 yaş çocuklarının daha iyi yetiştirilmesi gerektiğini savunur. Yeni yapıtı “Ya Adalet Ya Sefalet” ile Türkiye’nin yedi sorununu irdeleyip yedi çözüm yolu önerir. “Ne olacak bu memleketin hali?​” diyenlere yanıt verir. Bu kitabını ülkemizin dertlerine odaklanarak yazar ve karanlıktan çıkmamız için yollar gösterir. İncelediği yedi sorun şunlardır: İstihdam, barınma, sağlık, eğitim, çevre, güven ve yaşam kalitesi.

Yazar, yedi bölümde yukarda belirtilen sorunları ayrıntılarıyla incelerken diğer ülkelerle karşılaştırmalar da yapar. Türkiye’nin 2. yüzyılında, eğitim, sağlık ve ekonomide gerilediğini, beyin göçüyle ve kişi başına düşen milli gelirin azalmasıyla sefalete sürüklendiğimizi belirtir. Ülkemizde gelirin eşit dağıtılmadığını, orta sınıfın yok edildiğini, “Aynı gemideyiz” sözünün bir masal olduğunu anımsatır. Ülkemizin bu çıkmazlardan katma değeri yüksek üretim yaparak çıkacağını savunur. Güney Kore’yi ve turizmle zenginleşen İspanya’yı örnek verir. 1929’daki kalkınma hamlesi, 1960 sonrası DPT ile yapılan çalışmalar, hukukun üstünlüğüne verilen önem, karanlıktan çıkışı kolaylaştırırken sonraki gelişmeler ülkenin geleceğini zora sokar. Hizmet sunma dediğimiz “istihdam” devletin görevidir. Kişinin çalışması zorunluluktur. Buna karşın devletin işsizlik sorununu çözememesi en önemli sorundur. Ülkemizde otuz iki yaşın altındaki genç sayısı 40 milyon olup işsizliğin önüne geçilmesi gerekir. Yazar, “Yaşayan Anlatsın” bölümlerinde gazetecilerin yurttaşlarımızla yaptıkları söyleşilere yer vererek sorunları tanıklarla yansıtır. Evrensel’den Sevda Karaca’nın, Birgün’den Uğur Şahin’in söyleşileri buna iyi birer örnektir. KPSS’de birinci olan gencin atanmaması düşündürücüdür. İşsizlik ülkemizde bir sistem sorunudur. Yazar, istihdam odaklı kalkınma planı yapılmasını önerir. Her yurttaşa insanca yaşayacağı geliri kazandırmak gerektiğini belirtir.

BARINMADA, SAĞLIKTA, EĞİTİMDE NEREDEYİZ?

Yurdumuzdaki barınma sorunu da öncelikli olarak çözülmesi gereken sorunlardandır. Abraham Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde, uygarlık ölçüsü olarak temelde barınma vardır. Bizdeki düzensiz göçler, plansız kentleşmeler, tarımdan sanayiye hızlı geçiş, dışarıdan gelen göçler vb. barınma sorununu büyütür. Haksız kazançlar, devlet eliyle şirket kayırmalar, kent planlarının delinip ranta açılması, gelir adaletsizliğini getirir. Yazar, OECD ülkeleri arasında barınmada sondan 4. sırada olduğumuzu belirtir ve planlı kentleşmeye geçmemizi, dar gelirlilere çözüm üretmeyi önerir.

Sağlıkta, diğer sorunlara göre çok iyi noktada olduğumuzu belirten yazar, bunun dört nedenini şöyle açıklar: Planlama, eğitim, kamuculuk ve sağlıkçıların yüksek değeri. 1923-1938 yıllarında Dr. Refik Saydam tarafından planlı sağlık yatırımları yapıldığını anımsatır. Bugün de TTB’nin özel sağlık sektörüne karşı iyi bir savaşım verdiğini söyler. Son yıllarda sağlıktaki gerilemeyi vurgularken, sağlıktaki şiddeti, doktorların dış göçünü vb. örnek verir. Dünya ülkeleriyle karşılaştırdığımızda, sağlık için en az harcamanın bizde olduğunu, az doktorla çok hasta bakıldığını, gelir kaybı olduğunu, tıp fakültelerinde kadronun eksildiğini belirtir. Kamucu çevreyi korumayı, şiddeti önlemeyi, sağlıkçılara itibar kazandırılmasını, eğitimin kalitesinin arttırılmasını vb. önerir.

Yazar, eğitim konusunda da önemli bilgiler verir. Katma değeri arttırmak için yeni kuşaklar yetiştirmenin önemini vurgular. Eğitim ve adalette eşitliği savunurken köy enstitülerini, fen ve Anadolu liselerini, öğretmen okullarını, elit üniversiteleri yeniden kurmak gerektiğini vurgular. Bugün Türkiye, dünya ülkeleri arasında eğitim düzeyi en düşük ülkedir. PISA (uluslararası öğrenci değerlendirme programı) bunun en önemli göstergesidir. Yazar, eğitimde başarı için üç ortama önem verir: Ev, öğretmen yetkinliği, okul iklimi. Yedi önemli adımın atılmasını ister. Yazar, çevreyle kalkınma ilişkisini, güneş ve rüzgar enerjisinin önemini vurgularken Avrupa’nın çöplüğü olmamızı kınar. “Yeşil dönüşümü” yaşama geçirmemizi önerir. HES’lere karşı verilen savaşımı savunur. “Toplumsal güven” de önemli sorunlarımızdandır. Toplumda ayrımcılık, cinsiyet ve çocuk ayrımcılığı, ırk ve dinsel ayrımcılık yapılmamalı, ötekileştirme olmamalıdır. Güven köprüsünün hukukla, adaletle, eğitimle kurulacağını belirten yazar, mutlu olmak için de ekonomiyi güçlendirmek gerektiğini anımsatır. BM, ‘dünya mutluluk endeksi’nde 155 ülkede 77. OECD’de 34 ülke arasında da son sırada olmamız, mutsuzlar ülkesi olduğumuzun kanıtıdır. Mutlu olmamız için, gelir, sağlık, özgürlük, yolsuzluk, sosyal destek ve yardımseverlik etkenlerini çözüme kavuşturmamız gerekir.

Selçuk Şirin, 2023’te sefil durumdayız derken haklıdır. Kişi başına düşen milli gelir çok düşüktür. Orta gelir tuzağını aşamadığımızı belirtip daha yaşanır bir Türkiye özlemiyle: “Ya Adalet ya Sefalet” diyerek yeniden toparlanmamız gerektiğini vurgular.

(*) Ya Adalet Ya Sefalet-Selçuk Şirin, araştırma-inceleme, Doğan Kitap, ocak 2023, 228 sayfa

ÖNCEKİ HABER

12 yaşındaki 3 çocuğa cinsel istismarda bulunmaktan yargılanan sanığa 15 yıl 6 ay hapis

SONRAKİ HABER

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Müslümanlar zekatlarını kalıcı konutlar için verebilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa