TTB: Temiz suyun sağlanamadığı deprem bölgesinde kolera ve kızamığa dikkat
TTB 19'uncu deprem bülteninde, havaların ısınmasıyla birlikte deprem bölgesinde muhtemel gelişebilecek salgın risklerine karşı uyardı.
Fotoğraf: Evrensel
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Deprem Bültenlerinin 19’uncusunu gerçekleştirdi. Bültende havaların ısınmasıyla birlikte deprem bölgesinde muhtemel gelişebilecek salgın risklerine değinildi. Hekimler bölgede uyuz vakalarının artarak devam ettiğini; komşu ülke Suriye’de görülen kolera ve kızamık vakalarına karşı da dikkatli olunması ve tedbirlerin alınması çağrısını yaptı.
ASİSTAN HEKİMLER İSTİFA İÇİN OHAL’İN SONA ERMESİNİ BEKLİYOR
19’uncu Deprem Bülteninin açılış konuşmasını TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut yaptı. Bulut ilk sözü Malatya’da çalışma yürüten Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Onur Erden’e verdi. Malatya’da barınma sorunun halen çözülemediğine değinen Erden, “Hekimler çalıştıkları hastanede barınmak zorunda da kalıyorlar. Burada barınamayıp ailesini deprem bölgesinden çıkartan hekimler ise üst üste 3 gün ağır çalışma koşullarında çalışarak ailelerinin yanına gitmeye zaman aralığı yaratma çabası içindeler.” diye konuştu. Erden ayrıca kimi asistan hekimlerin TUS’a yeniden hazırlanarak başka bir ile gitme çabası olduğunu; bazılarının ise OHAL’in sona ermesini bekleyerek istifa etme kararı aldıklarını da sözlerine ekledi.
“SÖZLEŞMEYE RAĞMEN HEKİMLER ATAMA İSTİYOR”
Erden’in ardından yine Malatya’dan yayına katılan Dr. Selçuk Atalay da; “900 bin nüfusu olan Malatya’da 80 bin nüfus geride kalmış. Geride kalanların en yoksullar olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kentte deprem öncesinde 10 Dahiliye Polikliniği ile hizmet veriliyorken sayı 1’e düşmüş. Bu anlamda sağlık hizmetlerini yeniden düzenlemekte fayda var.” dedi. Atalay ayrıca; kentte sağlık hizmeti yürüten sağlık emekçilerinin bundan sonraki süreçte ne olacağına dair kaygılarının devam ettiğini ve süreçle ilgili kendilerine bilgi verilmemesinden de şikayetçi olduklarını da sözlerine ekledi. Hastane yöneticilerinin “artık normalleşme vakti” söyleminin de böyle bir tablo karşısında çalışan sağlık emekçilerinin yaşadıkları kaygıları daha da arttığını ifade eden Dr. Selçuk Atalay, “Hekimler burada kalmaya teşvike edilsin diye sözleşme getirildi ve maaşlarda iyileştirme yapıldı ancak yine de buradaki hekimlerin atama taleplerinin devam ettiğini söylemek gerekiyor. Herkes atama istiyor.” diye konuştu.
“SES VE TTB’NİN YAPTIĞINI İMKANI OLAN BAKANLIK YAPMIYOR”
Atalay’ın ardından Antakya’daki gelişmeleri Mihriban Yıldırım anlattı. Temel ihtiyaçlar ile sürecin ihtiyaçlarının birbirine karıştığını ifade eden Yıldırım; “İçme suyu dağıtımına olan ilgi azaldı. Bu ciddi bir kriz. Ve hala insanlar açık alanlara tuvaletini yapmak zorunda kalıyorlar.” dedi. Hem sağlık sisteminin hem de deprem bölgesindeki sağlık çalışanlarının kaderleri ile baş başa bırakıldığını ifade eden Yıldırım, “Ne hastalığa karşı koruyacak bir sağlık sistemi var. Ne de hastalanınca tedavi edecek bir sistem. Biz SES ve TTB olarak bunu mümkün kılıyoruz. Ancak elinde imkanı olan Bakanlık bunu yapmıyor.” dedi.
“STANDART YARDIM DAĞITIMI YOK”
Mihriban Yıldırımın ardından söz alan bir diğer isim TTB Halk Sağlığı Kolu Başkanı Prof. Dr. Gamze Varol oldu. Dr. Varol da barınma sorunun halen çözülemediğini; var olan barınma alanlarının da usulüne uygun kurulumunun gerçekleşmediği için sorunlar yaratmaya devam ettiğinden söz etti.
Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Adıyaman ziyaretinde de ilişkin konuşan Varol, “AFAD, UMKE gibi birçok kurum sahadaydı. Bir tek koruyucu sağlık hizmeti verecek bireyleri sahada göremedik. Bir de Sağlık Bakanlığı da ortada yoktu.” dedi. Standart bir yardım dağıtımını sahada gözlemlemediklerini ifade eden Varol, “Ramazan ayı sebebiyle gıda dağıtımı sadece çocuklara veriliyordu. Zor durumda olan çok sayıda dezavantajlı yurttaşlarımız var.” diye konuştu.
“TEMİZ KULLANIM VE İÇME SUYU SAĞLANMALI”
Varol’un ardından Gaziantep’te çalışma yürüten TTB Aşı Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak son sözü alan isim oldu. Prof. Dr. Eskiocak havaların ısınması ve bölgenin koşulları nedeniyle ishal vakalarına dikkat çekti. Konuşmasında ishal ve çeşitlerine dair de bilgi aktarımı da yapan Eskiocak, konunun özellikle çocuklar açısından önemine dikkat çekti ve “dikkatli olunmalı” dedi. Komşu ülke Suriye’de 1 Ocak 2023- 11 Mart 2023 tarihleri arasında 21 bin 427 şüpheli kolera vakasının tespit edildiğine de değinen Eskiocak; “Hem Kolera hem de Kızamık Suriye’de varlığını sürdürüyor. Dikkat etmek gerekir. Yaz geliyor bir diğer dikkat edeceğimiz husus ise sıtma. Yeterli miktarda temiz kullanım ve içme suyu bölgede sağlanmalı ve atıklar yaşam alanlarından hızlıca uzaklaştırmalı.” dedi. (Ankara/EVRENSEL)