09 Şubat 2013 10:09

İktidarların masallarına karşı

İktidarlar masal anlatırlar. İktidarların masalında kötüler yedi başlı ejderhaya savaş açanlardır. İktidarların tüm masalları hep aynı kıssayla biter. “Bir varmış bir yokmuş” diye başlayan bütün masalların ezeli ve ebedi iyisi olarak hep orada ve bizim için var olan iyisidir o.  İktidarlar masal anlatırlar. Büt&uu

İktidarların masallarına karşı
Paylaş
Aslı Güneş

KADINLARIN MASALLARI

İktidarlar masal anlatırlar ama asla masal anlatıcısı olamazlar. Masal anlatıcıları kadınlardır. Kadınlar masal anlatırlar. Kadınların anlattığı masallarda, iktidarların unutturdukları geri çağrılır. Bunak bir hafızanın derinliklerinden Midye Adası’nın ve onun cadıya dönüştürülmüş Siyah Pelerinli Kız’ının tarihi çıkarılır. Cadılaştırılan kızın neden nefret dolu olduğunu ya da neden kendisinden nefret edildiğini anlamak için onun tarihini bilmeye ihtiyaç vardır. Tarihi aralayacak, önyargıları kıracak olan da insandır, iktidarlar değil. Yaraları sağaltacak olanlar da insanlardır. İktidarların ortalığa saldığı uğursuz rivayetler, kadınların anlattığı masallarda insanların, nesnelerin, bütün mahlûkatın diliyle yerle bir edilecektir. Öyleyse iktidarın masallarında tek bir dil vardır, kadınların masallarında ise birçok dil. Nesneleştirmeyen dil, hakikati kimi zaman bir Meşe Ağacı’nın ağzından dile getirecektir. İktidara karşı bütün evren harekete geçer kadınların masallarında: Yalan perdesini yavaş yavaş aralamaya, gerçeği kuytu ormanlarda, dehlizlerde, kuyu başlarında fısıldamaya başlamıştır herkes. Kadınlar masallarında bütün evrenle birlikte konuşacaklardır.
Gerçeği ortaya çıkarmak için mücadele etmek gereklidir. Yosun Kız kadar gözüpek olmak, sorumluluk duymak. İktidarın anlattığı masalı duyulmaz kılmak…Gerçek ortaya çıkınca uzaklara gidecektir Siyah Pelerinli Kız… Yarasını sarmaya… İnsanların arasına döneceği günü bekleyerek. Ama aslında hiç gitmemiştir o. Oracıkta, ormanın kıyısında, sevdiği insanlar arasında, onlar için çalışarak beklemektedir. Yarasına dokunan insanın kendisini çağırmasını. Tıpkı Siyah Pelerinli Kız gibi…
Kadınların anlattığı masallar gerçekler hakkındadır. İçimizden birilerinin, yaşadıkları ya da yaşayacakları hakkında… Kadınların masallarında bir bakışta tanıyabileceğiniz kahramanlar vardır. Siyah pelerinine bürünmüş kızı adıyla çağıracak kadar yakınlaşırız gerçeğe. Sırta saplanmış bıçakların, gerçekte neye tekabül ettiğini buluveririz. Masal kahramanlarının bilgelikleriyle donanmış olarak bir çırpıda anlayıveririz yıllarca oynanan Ali Cengiz oyununu. Gerçek masalla yakın olmuştur bize. Olağanüstünün değil, gündelik olanın anlatısıdır masal. Ağacın dile geldiği olağanüstü bir gündeliklikte mümkün olur ancak iktidarın büyüsünü tersyüz etmek; cadı diye bellediğimiz Siyah Pelerinli Kız’a bütün önyargılardan azade bir biçimde dokunmak. Dokununca anlaşılacaktır: Pınar’dır o. Gerçek çıkınca ortaya, dönecektir gittiği yerden. Bunun için anlatılmıştır zaten masal da.
Ama gerçeği onunla birlikte anlatacak Yosun kızlar lazımdır.  İnsanlar “içine girdikten sonra gülümseyen” masallar yazmak için… Masalları iktidarlardan değil, kadınlardan, hele hele Meşe Ağaçlarından dinleyenlerin hep birlikte yazacağı bir masal. Tüm cadıları bir öpücükle Siyah Pelerinli Kızlara dönüştürecek bir masal…

ÖNCEKİ HABER

İflah olmayan işçi heykeli

SONRAKİ HABER

Beyoğlu’nda gezersin…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa