Planlanan yerleşim yerlerinde yeteri kadar TSM, ASM ve lojman var mı?
TTB, Sağlık Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na yazdığı mektupta deprem bölgelerindeki yerleşim yerlerinde yeteri sayıda TSM, ASM ve lojman olup olmadığını sordu.
Görsel: TTB
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK), Sağlık Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na birer mektup yazdı. AHEK mektuplarında deprem bölgeleri için planlanan yerleşim yerlerinde yeterli uygunlukta ve sayıda TSM,ASM ile sağlık emekçilerinin kalması için lojman planlarının ne olduğunu sordu.
“HALKIN TEMEL YAŞAM KOŞULLARI NE ZAMAN DÜZELTİLECEK?”
Mektupları AHEK Sekreteri Dr. Sibel Uyan okudu. Uyan ilk olarak Sağlık Bakanlığı'na yazılan mektubu kamuoyu ile paylaştı. Dr. Sibel Uyan mektupta “Deprem bölgeleri için planlanan yerleşim yerlerinde, yaşayacak halka yönelik birinci basamak sağlık hizmetleri için kullanılacak yeterli uygunlukta, belli bir nüfus için müstakil toplum sağlığı merkezleri (TSM), ilçe sağlık merkezi, aile sağlığı merkezi (ASM) binalarının ve sağlık çalışanlarının yaşayacağı lojman planı var mı?” diye sordu.
Deprem hattında bulunan bölgenin en azından bundan sonra olası deprem ve doğa olaylarına karşı ayakta kalabilecek ve hizmet verebilecek ASM ve diğer birinci basamak sağlık hizmeti verilecek binaların kamu eliyle planlanıp yapılmasının önem arz ettiğini ifade eden Uyan, bu konuya dair kendilerine bir açıklama yapılmasını beklediklerini de söyledi.
TTB olarak sürece destek veremeye hazır olduklarını açıklayan Dr. Uyan, depremin üzerinden geçen süre zarfında birçok bölgede barınma, temiz içme ve kullanma suyu ile hijyen ve tuvalete dayalı taleplerin de giderilmediğine dikkat çekerek; “Halkın temel yaşam koşulları ne zaman düzeltilecek?” diye sordu. Bölgede devam eden salgın riskini bir kez daha hatırlatan Uyan, “Deprem bölgesine kaç çocuk, bebek, gebe yaşadığını, aşılmaların ne oranda yapıldığını, tam aşılma hizmetlerine ne zaman başlanacağını bilmek ve ülke sathında süren aşı temininde yaşanan sorunların ne zaman sona ereceğini bilmek istiyoruz.” dedi.
“TTB OLARAK SÜRECE DESTEK VERMEYE HAZIRIZ”
Dr. Sibel Uyan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na yazdıkları mektupta yer alan şu sözleri kamuoyu ile paylaştı. “Deprem bölgeleri için planladığınız yerleşim yerleri içinde, bu yerlerde yaşayacak halkın birinci basamak sağlık hizmetleri için kullanılacak belli bir nüfusa yeterli uygunlukta müstakil toplum sağlığı merkezleri, ilçe sağlık merkezi, aile sağlığı merkezi (ASM) binaları ve sağlık çalışanlarının yaşayacağı lojmanları bulunmakta mıdır? Yapılması planlanan yerleşim yerleri içinde birinci basamak sağlık hizmeti binalarının inşası için ısrarcı olacağımızı bildiriyor, TTB olarak sürece destek vermeye hazır olacağımızın bilinmesini istiyoruz.”
“BU YÜKÜ AİLE HEKİMLERİNİN ÜZERİNE YIKMAK BÜYÜK BİR GAFLET”
Mektupların ardından basın açıklamasına katılan hekimler de konuya dair görüşlerini aktardı.
İlk söz alan isim AHEK Başkanı Dr. Emrah Kırımlı oldu. Kırımlı, “Deprem neredeyse ikinci ayına yaklaşacak. Ancak Sağlık Bakanı şimdiye kadar hiçbir depremzede aile hekimini ne aradı ne de sordu! Sahada Sağlık Bakanlığı'nın çalışma yaptığını biliyoruz. Ancak bu çalışmalar içinde birinci basamağa dair herhangi bir çalışma yok. Şunu da biliyoruz ki; Sağlık Bakanlığı 40 günde şehir hastanesi kurmakla övünüyordu. Ancak depremin üzerinden 50 gün geçti ve hala deprem bölgesinde ASM'ler için bir konteynır dahi verilmiyor! Yurttaşlar arayıp, 'Çocuklarımızın aşılarını nerede yaptıracağız?' diye soruyorlar. Böyle bir süreçte tüm bu yükü aile hekimlerinin üzerine yıkmak büyük bir gaflet!” diye konuştu.
Dr. Emrah Kırımlı'nın ardından söz alan TTB MK Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da, “Depremde sağlık kurumlarının evlerden daha dayanıksız çıktığını sördük. Öyle ki aile hekimliğini apartman girişlerine mebcur bırakan bu durumla yıkımı daha da derinleştirdiler. Örneğin Adıyaman'da her 10 ASM'den 9'u zarar görmüştü. Tüm bunların yanı sıra temiz suya erişim sağlanamadı. Bit ve uyuz gibi salgınlarla karşı karşıya kalındı. Burada bulunan tüm aile hekimi meslektaşlarım görev alanına irmeyen örneğin suların arındırılması gibi hizmetlerde dahi bölgede çalışmalara katıldılar. Ancak ne oldu? Perşembe günü mecliste komisyona bir yasa geliyor ve aile hekimleri yeniden güvencesizliğin derinleştirildiği koşullara mahkum edilmeye çalışıyor.” diye konuştu.
“AİLE HEKİMLERİNE 'KENDİ BAŞINIZIN ÇARESİNE BAKIN' DENİYOR”
Adıyaman Tabip Odası Başkanı Dr. İsmail Tosun da söz alarak hekimlerin ve sağlık çalışanlarının barınmaya dair sorunlarının devam ettiğine dikkat çekti. Tosun, “Bölgede nüfus giderek azalıyor. Aile hekimlerinin nüfuslarının sabitlenmesi gerekiyor. Burada performans da yok!” dedi.
Adıyaman'da bulunan Şanlıurfa Tabip Odası Başkanı Dr. Bulut Ezer de Tosun'un sözlerine ilave olarak, “Depremin üzerinden geçen 50 günde hala bir ders alınmadığını görüyoruz. Depremde zarar gören ASM'ler için aile hekimlerine, 'Kendi başınızın çaresine bakın' deniyor. Kamu binalarında bu hizmeti verme ısrarımız halen görünmüyor. Öte yandan konteynır ASM'lerin sınıftan düşürüleceği duyumlarını dahi alıyoruz!” dedi.
Adıyaman da çalışma yürüten TTB MK üyesi Dr. Aydın Şirin de kentte birçok sağlık kurumunun kullanılamaz halde olduğuna dikkat çekerek, hizmet veren kurumlarda çalışan sağlık emekçilerinin çalıştıkları binaların olası depremlere dayanıklı olup olmadığı endişesi taşıdıklarını ifade etti.
Deprem bölgesinde barınma sorununun yaşandığına dikkat çeken bir diğer isim de TTB MK üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları oldu. Eroğulları, “Depremzede hekimlerin ne çalışacak ne de kalacak yeri var! Hep söyledik yine söylüyoruz doğal afet sorumsuz yöneticiler tarafından yapay afete dönüştürüldü.” dedi. TTB olarak koruyucu sağlık hizmetlerinde ısrarcı olduklarını bu yönde uyarılarını yaptıklarını ifade eden Eroğulları, “Biz ne kadar koruyucu sağlık hizmetlerinde ısrar ettiysek onlar o kadar tersine işler yaptılar ve yapıyorlar” dedi. (Ankara/EVRENSEL)
