“Emek ve Özgürlük İttifakı gençliğin sorunlarını çözmeye aday”
“Tek adamı ilk turda yenilgiye uğratmak için tek adayda ortaklaşmaya, parlamento seçimlerinde ise oyumuzu emek ve özgürlükten yana kullanmaya çağırıyoruz.”
Taylan Özgür DELİBAŞ
Seçimler yaklaşıyor, ittifaklar, adaylar, vaatler bütün ülkenin olduğu gibi gençliğin de ana gündemi. Türkiye gençliği seçimleri ve seçim sonuçlarının geleceğini nasıl etkileyeceğini tartışıyor, takip ediyor. Biz de Emek Gençliği MYK Üyesi Emre Gökmen’e Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçim platformunu, Emek Gençliği’nin seçimlere nasıl hazırlandığını, Türkiye gençliğine nasıl bir çağrı yaptıklarını sorduk.
En merak edilen soruyla hızlıca başlayalım. Emek Gençliği seçimlere yönelik ne öngörüyor? Olası sonuçları değerlendirmenizi istesek…
Türkiye kritik bir eşikte. 20 yılı aşan AKP iktidarının yarattığı tahribat ve yıkım yaşanan depremle birlikte katlanarak felaketlere dönüşüyor. Her kesimden Türkiye gençliği için ülke neredeyse yaşanmaz hale gelmiş durumda. İktidarın hamleleri ve manevraları artık etkisini kaybetmiş durumda. Cumhur İttifakı’nın bir araya geldiği tarikat ve cemaatlere, partilere baktığımızda Erdoğan ve iktidarı Türkiye tarihinin en gerici ittifaklarından birisine imza atıyor. Bu tablo gençleri endişelendiriyor, seçime ve seçim sonrasına dair kaygılarını arttırıyor. Eğitimden sağlığa, ifade özgürlüğünden gelecek kaygısına tonlarca sorunla boğuşan, tüm gençlik yılları AKP ile geçmiş olan gençler artık bu tablonun değişmesini istiyor. Tek adam yönetiminin gün geçtikçe dibe vurduğu ve güç kaybettiği bu dönemde seçimlerin ardından bir iktidar değişimi muhtemel görünüyor.
“MİLLET İTTİFAKI’NIN PROGRAMI SERMAYENİN ÇIKARLARINI ÖNCELİYOR”
Peki bu noktada, Millet İttifakı’na dair ne düşünüyorsunuz, özellikle Kılıçdaroğlu’nun çıkışları gençlik kesimleri üzerinde oldukça etkili gözüküyor.
Gençlik, Millet İttifakı’nı Erdoğan’ı göndermek üzere stratejik bir hamle olarak görüyor. İktidarı kazanmaya aday olması, gençliğin sorunlarına ve taleplerine gerçek bir cevap olmasından önde tutuluyor fakat daha yakın bir süreçte Millet İttifakı içerisinde cereyan eden gelişmeler, gençleri hem ittifakın bileşenlerinin geçmiş deneyimlerini hem de ittifakın içerisindeki çıkar ilişkilerinin yaratacağı tehlikeyi sorgulamaya itiyor. Bu sürecin içinden Kılıçdaroğlu’nun güçlü çıktığını da söyleyebiliriz. Elbette Kılıçdaroğlu’nun her kesime seslenen söylemlerinin sahiplenilmesi ve umut yaratıyor olması da anlaşılır bir durum fakat Türkiye gençliğinin sorunları ve talepleri yalnızca bir seçim ve onun etrafında ortaya çıkan umut ve vaatlerle çözülmeyecek kadar birikmiş ve ertelenemez durumdadır. Millet İttifakı’nın ortaya koyduğu programa baktığımızda ise bu gerçekliklerden uzak, sermayenin çıkarlarını öncelemiş, güler yüzlü bir restorasyon seçeneğini görüyoruz. Dolayısıyla gençlik, hamlelerini bu program ve politikaları süzgeçten geçirerek yapmalıdır.
Emek ve Özgürlük İttifakı; Yeşil Sol Parti, TİP ve EMEP pusulalarından seçimlere gireceğini açıkladı. Bu ittifak gençlik kesimleri için nasıl bir seçeneği oluşturuyor, nasıl bir gelecek vaadinde bulunuyor? Nerede ayrılıyor Millet İttifakı’ndan?
Aslında biraz önce sıraladığımız iki burjuva blok karşısında programı, politikaları, talepleri ve mücadele hattı açısından Emek ve Özgürlük İttifakı, gençliğin seçeneği olmaya adaydır. Zaten bu ittifak, çıkışı itibariyle üçüncü bir seçenek olma iddiasını ortaya koymuştu. Onun da arkasında durarak hem bir mücadele ittifakı hem de seçim ittifakı olma yolunda epeyce yol katetti. Emek Partisi ve ittifak olarak bizi diğer ittifaklardan ayıran temel nokta seçimle sınırlı olmayan bir mücadele platformunu ortaya koymamız. Burada “bize oy verin gerisini bize bırakın” anlayışından öte Emek ve Özgürlük İttifakı’na oy çağrısıyla birlikte 21 yıllık iktidarın ve kapitalist sistemin yarattığı yıkıma karşı taleplerimiz, hak ve özgürlüklerimiz için mücadele zorunluluğumuzu da dile getiriyoruz. Burada bir irade teslimiyetini değil gençlik kesimlerinin mücadelenin öznesi ve dinamosu olduğu seçeneği ortaya koyuyoruz. Ben değiştireceğim değil birlikte değiştireceğiz diyoruz, ben kazanacağım değil birlikte kazanacağız diyoruz. Bu nedenle burjuva ittifakların alışılagelmiş siyaset ve seçim anlayışının ötesine geçen bir ittifak olarak Emek ve Özgürlük İttifakı tam da gençlerin yer alması, yaşamı değiştirmek üzere elini taşın altına koyması gereken yerdir.
Emek Gençliği tüm Türkiye’de üniversiteler, liseler ve işçi-işsiz gençlik kesimleri içinde çalışma sürdürüyor, kendisini merkezi bir gençlik örgütü olarak tarif ediyor. Buna dayanarak tüm Türkiye’de nasıl bir seçim çalışması yürüteceksiniz?
Emek Gençliği’nin bu iddiası yıllardır eğitim hakkı gasp edilen, ifade özgürlüğü kısıtlanan, yaşam biçimine müdahale edilen, güvencesiz işlere veya işsizliğe mahkûm edilen en geniş gençlik kesimlerinin içinde yürüttüğü çalışmaya dayanmaktadır. Tek adam yönetiminin yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar iktidarına bir gün daha tahammülümüz kalmamıştır. Bu iktidarın defedilmesi için üniversiteli, liseli gençlik kesimleri içerisinde, sanayilerde, atölyelerde, fabrikalarda işçi gençler arasında, işsizliğe mahkûm edilmiş milyonlarca diplomalı işsiz genç arasında bir çalışma yürüteceğiz. Seçim inisiyatifleri, seçim birlikleri kuracağız. En geniş gençlik kesimleriyle tek adam iktidarını göndermek için birlikte çalışmalar yürüteceğiz. Kapı kapı, okul okul, atölye atölye dolaşıp gidecek olanla gelecek olanın kararını birlikte vermeyi anlatacağız. Önümüzde 1 Mayıs var ve seçim öncesi işçilerin, emekçilerin, gençlerin taleplerini en güçlü biçimde haykırması için gençliğin talepleriyle en kitlesel katılımını örgütleyeceğiz.
Yaklaşan 1 Mayıs’la seçimler arasında bir ilişki kurdunuz, burayı biraz açar mısınız? 14 Mayıs için 1 Mayıs’a hazırlanmak, tam olarak ne anlama geliyor bu?
Aslında tam da seçime dair oy vermenin ötesine geçen bir mücadele hattı çağrımız buralarda daha anlamlı oluyor. Çalışma koşullarından eğitim sorununa, barınma hakkımızdan işsizliğe bu sorunların çözümü için yalnızca sandığı işaret eden bir tutum değiştirici olmaya aday olamaz. 1 Mayıs’ta yıllardır gençliğin talepleriyle işçi sınıfının yanında yer alması için yaptığımız çağrımızı bugün seçime dair acil taleplerimizle bütünleştirerek girmeliyiz. 1 Mayıs bu nedenle tek adam yönetiminin işçilerin, emekçilerin ve onun genç kuşaklarının birlikte mücadelesiyle gönderilmesinin alanlarda vücut bulmuş hali olacaktır, “İş, Eğitim ve Özgürlük için 1 Mayıs’ta Alanlara!” çağrımızı da buraya temellendiriyoruz.
“SORUNUNU BAŞKASININ ÇÖZMESİNİ BEKLEYEN ANLAYIŞ GENÇLİĞİN KAZANIMLARININ ÖNÜNÜ KESER”
Sloganlarınıza kısa bir göz attığımızda, özel olarak taleplerde ısrar ettiğiniz görülüyor. Talepler etrafında bir mücadele, tek adam yönetiminin seçimlerde kaybetmesiyle nasıl birleşiyor peki? Acil sorunlarının çözümü için diyorsunuz, bunun Türkiye’deki köklü sorunların çözümüyle ilişkisi ne?
Talepler etrafında birleşmeyen, kendi sorununu başkasının, siyasilerin çözmesini bekleyen bir anlayış gençlik kesimlerinin kazanımlarının önünü keser. Bugün de tek adam yönetiminin gençliğin yaşam hakkı ve geleceğini ipotek altına aldığı bir gerçekle yüz yüzeyiz ve bunu birilerinin çeşitli vaatlerle değiştirmesini bekleyemeyiz, beklememeliyiz. Tek adam yönetiminin son bulması demek iş, eğitim, gelecek, özgürlük, demokrasi, laiklik, liyakat gibi taleplerimizin arkasında en geniş kesimlerle ne ölçüde buluşup ne kadar istikrarlı bir mücadeleye dönüştüreceğimizle alakalıdır. Erdoğan iktidarı beslediği sermaye gruplarının karından bir gram olsun eksiltmemek için bizlerin yaşamına kastediyor. İşte bu yüzden aynı gemide olmadığımız bu düzeni, fakirden alıp zengine veren bu anlayışı, bizim olanı talep edecek ve almak için sorumluluk üstlenecek bir mücadeleyle aşabiliriz. Bu yüzden bütün Türkiye gençliğine “Tek adam iktidarına son ver, geleceğin için örgütlen” çağrısını yapıyoruz.
Siyasette genç temsili oranı sürekli bir gündem, siyasetin gençleşmesi tartışma konusu. Siz bir gençlik örgütü olarak, siyaset ve gençlik ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz, genç adaylarınız olacak mı?
Elbette Emek Gençliği’nin bu seçimlerde talepleri ve mücadeleyi buradan doğru genişletmeye çalışan bir aday listesi ve bunun etrafından özel bir çalışması olacak. Alışılagelmiş ve dayatılan profesyonel maaşlı siyasetçi tabularına karşı gençliğin içinden, değiştirmeye, sözünü söylemeye, gençliğin taleplerini en güçlü biçimde kürsülerde savunmaya aday milyonlarca genç var. Temsilen listelere doldurulan bir yöntemden öte tüm siyasi gelişmelerin sonuçlarına mecbur bırakılan gençlerin, siyasetin gidişatına en ileriden yön vermesini sağlamalıyız. Üniversite topluluklarından, öğrenci kulüplerinden, gençlik derneklerinden, bağımsız işçi, işsiz, öğrenci gençlerden Emek Partisi’nden aday olmaları için de çağrımızı yinelemiş olalım.
Son sözlerinizi alalım…
Bu kritik dönemeçte Emek Gençliği olarak oy verme çağrısını güçlü bir biçimde dile getirirken oy vermenin yeterli olmayacağı bir süreci de tarif ediyoruz. Tek adamı ilk turda yenilgiye uğratmak için tek adayda ortaklaşmaya, parlamento seçimlerinde ise oyumuzu emek ve özgürlükten yana kullanmaya çağırıyoruz. Seçimlerdeki ortak tutum ve mücadelemizi Türkiye’nin yeni döneminde daha da büyüterek en geniş kesimlerin katılımıyla güçlendirmeliyiz.