29 Mart 2023 16:06

Seçimler ODTÜ öğrencileri için ne ifade ediyor?

Gençliğin dayanışmacı ve müdahaleci pozisyonunun 20 yıllık bir siyasal enkazın kaldırılmasında da devam ettirmesi gerekiyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Kürşat AKINCI

Deniz KEMEÇ

ODTÜ

Yaklaşan seçim günlerinde gençlik kendi sorunlarını çözecek, taleplerine karşılık bulacak en iyi seçenekleri tartışmaya devam ediyor. Bu tartışmalar yeni başladığı zamanlarda gençlik daha çok kazanacak aday üzerinden, anketler üzerinden kendi geleceğine bir umut bulmaya çalışıyordu ancak Kılıçdaroğlu’nun adaylığının netleşmesi ve Akşener krizinden sonra, bu tartışmalar sönümlendi ve Erdoğan’ın karşısındaki adaylar gençliğin umudu olarak kaldı. Bu gelişmelerin bir diğer yansımasıysa Millet İttifakı’nın gençliğin sorunları için gerçekçi çözümler sunup sunamayacağının sorgulanmaya başlaması oldu.

Bölümümüzde arkadaşlarımızla tartıştığımızda Erdoğan yönetiminin tüm derdinin baskıcı metotla yönetimde kalmak olduğu üstüne fikirlerin yoğunlaştığını görüyoruz. Bu tartışmalar doğrultusunda etkinlikte de Erdoğan’ın her şeyi yapabilecek konumda olmadığını ancak iktidarda kalmak için de elinden gelen her şeyi yapacağını konuştuk. Tek adamın bugün HÜDAPAR’la ve Yeniden Refah Partisi ile ittifak yapması, en gerici unsurlarla aynı safta yer alma isteği bunu doğruluyor. Başlangıçta YRP’den ve ekonomiyi kurtaracak isim olarak servis ettikleri Mehmet Şimşek’ten ret yemeleri aslında bize tek adamın eski gücünün olmadığını ve çeşitli bocalamalar yaşadığını gösteriyor.

ODTÜ Matematik Emek Gençliği olarak seçime giderken bölümümüzdeki arkadaşlarımızla seçimlerin gençlik için ne ifade ettiğini daha geniş bir perspektifden tartışmak ve sorulara cevap aramak üzere bir etkinlik düzenledik. Etkinlikte deprem sonrası ve seçimlere giderken yaşanan siyasal gelişmeler, burjuva muhalefetin ve tek adam yönetiminin tutumu, halktan yana güçlerin tutumu ve son olarak da gençlik ne yapmalı gibi konular tartışıldı. Etkinlik, Adıyaman’da kurulan Umutcan Bakır Etüt Çadırında gönüllü görev alan arkadaşlarımızın aktarımıyla başladı.*

Deprem bölgesinden gelen aktarımlardan sonra depremin yarattığı yıkımla birlikte, emekçi sınıflar, genç kuşaklar ve kadınlar açısından tek adam yönetiminin ülkenin başından gitmesini isteyen bir bloğun yoğunlaştığını konuştuk. Tek adam yönetiminin depremle birlikte kapitalistlerin zararlarını da halkın sırtına yükleyeceğini düşünürsek uzun vadede ciddi bir ekonomik buhranla karşı karşıya kalacağını söyleyebiliriz.

MİLLET İTTİFAKI ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?

Etkinlikte, CHP dışındaki burjuva muhalefetin depremin hemen sonrasında “Biz susacağız, devlet işini yapacak!” diyerek tek adam çizgisinde hizalandığını konuştuk.

Etkinlik öncesi bölümdeki arkadaşlarımız Cumhur İttifakı’nın en gerici unsurla genişlediğini söylese de bir kısmının seçim tercihlerini siyasilerin etkili konuşmaları üzerinden yaptığını görmüştük. Etkinlikte liderlerin ne kadar etkileyici konuştuğunun değil, hangi programı ortaya koyduğunun belirleyici olması gerektiğinin altını çizdik. Bu açıdan Emek ve Özgürlük İttifakı; insanca koşullarda bir yaşam, halk demokrasisi, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü, dezavantajlı konuma düşürülmüş kesimlere haklarının tanınması, Türkiye halkları arasındaki ortak kültür ve bilincin korunması gibi halktan yana talepleri ortaya koyduğu için bizim demokratik taleplerimize daha fazla cevap veriyor diye konuştuk.

SIRA SİYASAL ENKAZI KALDIRMAKTA

Etkinliğin soru cevap kısmına geçtiğimizde ise örgütlenmeye dair öne çıkan kaygılardan biri tek adamın baskılarının arttığı bir ortamda, örgütlenen kesim açısından saldırılara devam edecek olmasıydı. Bunun üstüne baskıların biz örgütlensek de örgütlenmesek de her koşulda devam edeceğini, bundan geri durdukça bu gücün üzerimize geleceğini, karşı durdukça o gücün geri durmak zorunda kalacağını tartıştık. Örnek verecek olursak, deprem bölgesinden çıkan tepki Erdoğan yönetimini sessizliğe itmiştir, hatta helallik istemek zorunda bırakmıştır. Örgütlü olmanın bir getirisinin de karşı-örgütlü olan kapitalist güce karşı da nasıl mücadele edeceğini, yine örgütlü olarak belirlemek olduğunu, bunu da örgütlü bir birikime dayandırmanın mücadelenin kitleselleşmesinin önünü açacağını konuştuk. Seçime dönük bir soru ise “Emek Partisi’nin milletvekili çıkaramayacağını düşünen birisi neden oy vermeli?​” idi. Verilen oyun aslında Emek Partisi’nin ortaya koyduğu politik hatta olduğunu ve aynı zamanda ittifakın oyu olduğunu, dolayısıyla da boşa gidecek bir oy olmadığını tartıştık.

Gençliğin değiştirici gücünü, burjuva muhalefetin ve tek adamın tutumlarını göz önüne aldığımızda, iktidar değişse dahi gençliğin sorunlarının çözülmesi ancak bu gücün örgütlü bir birikimle “harmanlanmış” mücadelesinde saklıdır. Türkiye gençliği, tüm imkanları ve dinamizmi ile deprem bölgesinde hayatın normalleşmesi ve ilerleyebilmesi için depremden sonraki süreçte dahi aktif bir çalışma sergiledi, gençliğin dayanışmacı ve müdahaleci pozisyonunun 20 yıllık bir siyasal enkazın kaldırılmasında da devam ettirmesi gerekiyor. 

Seçim güvenliğini sağlamak için, yüz yüze eğitim için, gençliğin ekonomik ve sosyal talepleri için, dahası başka bir yaşamı inşaa etmek için Emek Gençliği’nde birleş, örgütlen, değiştir!

*“Yıkımın ortasında bir filiz: Karapınar Umutcan Bakır Etüt Çadırı”, Genç Hayat 433. Sayı

 

ÖNCEKİ HABER

Corbyn’in milletvekili adaylığına yasak: Starmer ne yapmak istiyor?

SONRAKİ HABER

KaosGL 2022 raporu yayınladı: Nefret söylemi devlet yöneticileri tarafından meşrulaştırılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa